Çarşamba, 06 Aralık 2023 13:54

Birleşmiş Milletler Teşkilatı Gazze’de birleşmiş leşlere dönüştü

Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın anlayışı, emperyal bir anlayıştır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı haklı olandan değil, güçlü olandan yanadır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, hakiki bir firavun olan Batı’nın öncülüğünde kurulmuş bir teşkilattır. İslâm’ı küçük görme hastalığı, Avrupa düşüncesinin, Batılı değerlerin esaslarından biri olmuştur. Asrımızda Batı teknolojide ilerlemiş. Ama nasıl ilerlemiş? Endülüs’ün işgali ve Haçlı seferleri vasıtasıyla İslâm ülkelerinden almış oldukları bilgiyi, sömürdükleri ülkeler ve başta Amerikan kıtasından çaldıkları altınlarla birleştirerek ve bu güç Savaşı’nın devamını Afrika’yı ve Asya’yı sermayeyi birleştirerek Rönesans ı gerçekleştiren Avrupa, daha sonra elde etmiş olduğu bu bilgiyi birikimini insanlığın faydasına katkı sağlayacak ürünler için kullanmak yerine, dünyayı sömürme yarışmasında birbirleri arasında yarışmaya devam ettiler, bu da yetmezmiş gibi sadece insan türüne zarar vermediler, doğayı kirlettiler, hayvan nesillerini yok ettiler, bitki çeşitliliğini ortadan kaldırdılar. İlk çağlardan itibaren Avrupa’nın kendi içindeki güç mücadelelerinin bir mirası olarak, kendi içlerindeki çekişmelerini Avrupa dışına da taşırmışlar, şimdi ilaç sanayisinden gıda sanayisine, teknolojik ürünlerden uzay çalışmalarına… Her türlü icadı yine maddi çıkar, mücadele ve sömürü aracı olarak kullanmaya devam etmektedirler. Batı medeniyetinin gelmiş olduğu son noktada teknoloji, hâlâ bir sömürü, maddi menfaat elde etme aracı ve topluma hâkim olma vasıtası olarak kullanılmaya devam ettirilmektedir.

Batı hem doğayı hem de insanı sömürür, gelinen noktada dinin boşluğunda insan evrende mutsuz olmuştur. Tolstoy boşuna, “Tarihin hiçbir döneminde, giderek canavarlaşan şimdiki Hıristiyan dünyasındaki kadar ahlaksız, insanların hayvani ihtiraslarına hiçbir kısıtlamanın getirilmediği bir hayat yaşanmadı.” (Ekrem Sevil, Allah’a Meydan Okumanın Yeni Adı Deizm, Sh: 64, 65) dememektedir.

Batı insanlığın medeni gelişmesinin ölçüsü değildir. Avrupa medeniyetinin yüksekliğini abartmak, bizde pek çok kimsenin hissiyatını zehirlemiş manevi bir batı hastalığıdır.” (Halil Halid, Hilal ve Haç Çekişmesi, Sh: 53, 60) Batının cüzdanı var ama vicdanı yok. Hayfa ki Batıyı kıble edinen halkı Müslüman ülke çok. Filistin’i, Gazze’yi esaretten kurtaracak olanlar; Birleşmiş Milletler değil, Birleşmiş Müslümanlar olacaktır.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Müslümanlara yapılan zulümleri, haksızlıkları ve hukuksuzlukları önleme teşkilatı değil, cinayetleri, katliamları izleme ve seyretme teşkilatıdır.

Küresel Terör Devleti Amerika ve Terör Karakolu İsrail, Filistin’de dünyanın gözü önünde bir soykırım gerçekleştiriyor. Filistin’deki Avrupalı, etnik milliyetçi, yerleşimci sömürge projesi, Filistin’de yerli Filistin yaşamının son parçalarının hızla yok edilmesine yönelik son aşamasına girdi. Dahası ABD, İngiltere ve Avrupa’nın çoğu bu korkunç taarruzun tamamen suç ortağıdır. Bu hükümetler, hukuken yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetmekle kalmayıp, taarruzu silahlandırıyor, ekonomik ve istihbarat desteği ve İsrail’in zulümleri için siyasi ve diplomatik kılıf sağlıyor. Uluslararası toplum Gazze’deki seri ve sürekli cinayetleri tıpkı bir korku filmini izler gibi seyre dalmıştır. Ne bir ses ne de bir tepki söz konusudur. Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın karar ve yaptırım organları kilitlenmiştir. ABD’nin vetosuyla geçici ateşkes ilanı dahi yapılamamıştır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Gazze’de İsrail’in hastahaneleri bombalama, Müslümanlara ait zeytin ağaçlarını kesme, 10 dakikada bir çocuk öldürme, 1 saatte 6 kadın öldürme, Gazze şehrinin her metrekaresine 100 ton bomba atma imtiyazına sahip olduğunu karara bağlamıştır. Amerika’ya, İsrail’e sınırsız bombalama ve insan öldürme hakkını tanıyan Birleşmiş Milletler Teşkilatı fiilen Gazze’de “Birleşmiş Leşler Teşkilatı”na dönüşmüştür. Gazze’deki vahşetler karşısında Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın acziyetini gördükten sonra Birleşmiş Milletler Teşkilatı’ndan bahsetmek, insanların hak ve hukukunu koruyan bir teşkilat olduğunu insanlara takdim etmek, insanlıkla alay etmektir. Kokuşmuş, çürümüş bir leşten medet ummaktır.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı denildiğinde aklımıza yeryüzünü ifsad eden dokuzlu çete gelmelidir. Rabbimiz haber veriyor: “Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha çalışmıyorlardı.” (Neml Suresi/ 48) Dünyada her devrin ve dönemin dokuzlu ifsad çetesi vardır. Asrımızda Gazze, insanlığın imtihanı oldu. Batının, Birleşmiş Milletler Teşkilatının bütün insanları, uygarlık, medeniyet, hürriyet, adalet, empati gibi değerleri Gazze’de helvadan yapılmış putlara dönüştüler. Birleşmiş Milletler acıkınca helvadan olan bu putlarını Gazze’de yediler.

Küresel Terör Devleti Amerika ve Amerika’nın Terör Karakolu İsrail tarafından her metrekaresine 100 ton bomba atılan Gazze’de insanlık öldü. İslam âlemi bitti. Hak hukuk hiçe sayıldı. Artık Gazze; sözün bittiği yer değil, vicdanın ve imanın bittiği yerdir. Gazze’de olup bitenleri sessiz ve tepkisiz seyredenlerde vicdan ve iman olsaydı, Gazze şimdi dimdik ayakta olurdu. 

 

Mustafa Çelik

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...