AĞUSTOS 2010 YÜKSEK ASKERİ ŞURASI DARBECİLERİ TERFİ ETTİREMEZ
1960 darbesinin yaşandığı günlerden bu güne gelinceye kadar adeta bitmek bilmeyen Brezilya dizileri gibi arkası yarın programlarını izlercesine TSK içindeki yapılanmaları izler olduk.
35. madde tartışmalarının yaşandığı bu günlerde milletimiz artık bu dizileri seyretmekten bıktı ve bunaldı.
Gerçekleştirilmiş son darbe olan 28 Şubat post modern darbesinden sonra, planlandığı halde bir türlü yürürlüğe sokulamayan ve artık tüm detayları ile deşifre edilen Balyoz darbe planı icracıları yakayı ele vermiş, bağımsız Türk yargıçları tarafından yargılanmak üzere haklarında tutukluluk kararı verilmiştir.
Yıllardır söylüyoruz. Darbelerin üçayağı vardır; “mevzuat, kadrolaşma ve istikrarsızlık” diye.
Darbeci zihniyetin faaliyetlerini engellemek için mevzuatta yapılması gereken değişiklikler bellidir.
Kadrolaşma ise başlı başına çok önemli bir husustur. Darbeci zihniyet icraatını hiçbir engelleme olmadan rahatlıkla yapabilmek için kadrolaşmak zorundadır. Bu faaliyet yıllardır hiç bitmeden devam etmiştir. Zaman gelmiş sol budanmış, zaman gelmiş sağ budanmış ve son 10–15 yıldır da irtica maskesi kullanılarak, darbe icraatlarında kullanılamayacak olan vatan, millet sevdalısı, mütedeyyin insanlar Y.A.Ş. kararları ile tasfiye edilmiştir. Bir taraftan tasfiyeler yapılırken bir taraftan da terfi yolu ile tırmandırmalar yapılmaktadır. Bugün T.S.K. leri gözlem altındadır. Güneydoğuda yaşanan ihmaller ve komuta hataları bilhassa sorumluluk sahiplerini ciddi özeleştiriler yapmak durumuna getirmiştir. Bütün olanlara rağmen ve bağımsız Türk yargıçları tarafından tutukluluk kararları verilmiş olan generallerin isimleri Şuraya getirilirse terfileri bu Y.A.Ş. toplantısında görüşülmemelidir.
Hiç şüphesiz ki; yargılanmaları neticeleninceye kadar suçlu diyemeyeceğimiz bu insanlara yargılanmaları sonuçlanıncaya kadar suçsuz da diyemeyiz. Çünkü haklarında tutuklama kararları vardır. 926 sayılı TSK Personel Kanununun 65. Maddesi sarihtir. Haklarında tutuklama kararı verilen ve terfi sırasında bulunan muvazzaf askerler terfi ettirilemez. Terfi işlemi için dosyaları Şuraya getirilemez. Binlerce masum insanı yargılamadan ihraç eden Y.A.Ş. zaten sabıkalı durumda iken bir de böyle vahim bir hata yaparsa, millet vicdanında meşruiyetini kaybedecektir.
Hiç zannetmediğimiz halde eğer Askerler tarafından gaflete düşülüp, bu şahısların dosyaları Şuraya getirilirse, milleti temsilen orada bulunan Bakan ve Başbakanımız tarafından terfileri değil, Askeri mahkemelerce 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanununun 30 ncu Maddesinin gereği yapılmalıdır.
T.S.K.leri kurulduğu günden itibaren milletinin emrinde olan en güzide kurumlarımızdan biridir. Geçmişte darbe sabıkaları olduğu halde ve zaman zaman darbecilerin hâkim durumuna geçmiş olmasına rağmen, ekseriyeti itibarıyla çağdaş demokrasiyi içine sindirmiş personelinin varlığı da bilinmektedir. İçerisine sızan cunta heveslisi üç beş generalin tasfiyesi ile de yönetim zafiyetinin oluşması mümkün değildir. Bilakis çok daha disiplinli ve başarılı duruma gelecektir. Bu nedenle cuntacı kadrolaşma değil, hükümetin emrinde, milletinin hizmetinde olan bir ordunun teşkil edilmesi için Yüksek Askeri Şura öncesi düşüncelerimizi ve beklentilerimizi vatandaşlarımızla paylaşma ihtiyacı hissettik.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 28 Temmuz 2010
Gürcan ONAT
ASDER Başkan Yardımcısı
