Cumartesi, 10 Temmuz 2010 16:06

İnternetteki ses kaydı

İnternetteki ses kaydı

Şimdi hapiste olan bir amiralin internetteki ses kaydını dinledim.  Duyduklarımdan ötürü çok ama çok üzüldüm zira kendisi ile aynı gemide iki yıl görev yapmış iyi kötü birçok hatıralarım olmuştu. Ama hiçbirisinde bu denli hakaretlere varacak derecede söz sarf ettiğini duymamıştım.

Mübarek gün ve geceler ile alay ediyor, kurban kesimine karşı çıkıyordu. Ayrıca “Türkiye'yi terk edin gidin, kendinizi kurtarın. Çünkü Türkiye Araplaşıyor, İslamlaşıyor, çok feci ülke oluyor. Her metre karesine bir cami düşecek ve ezandan uyuyamayacaksınız. Gidin kendinizi kurtarın” diyordu.
Yıllarca beraber çalıştığımız için ses ve mimiklerinden bu sözleri söyleyenin kendisi olduğunu, sahte olmadığını gayet açık bir şekilde fark etmiştim.

Demek ki bizim gemiden ayrıldıktan sonra ahlakı değişmiş. Zira o yıllarda aklı başında, gayet mantıklı konuşurdu.  O tarihlerde yüzbaşı rütbesinde bölüm amiri görevindeydi ve dindar insanlarla böyle konuşmuyordu. En azından benim namaz kılan ve içki içmeyen birisi olduğumu bildiği halde en küçük bir olumsuz sözünü dahi işitmemiştim. Hatta bir tatbikat esnasında yaşadığım aşağıda anlatacağım olayı okursanız tam tersi bir kanaat sahibi dahi olabilirsiniz.

Mersin’e gitmiştik ve liman ziyareti yapıyorduk. Beni ve gemideki birkaç subayı ağabeyinin işyerine götürmüştü.

İşyerinin girişinde büyükçe bir resim dikkati çekiyordu. Resim, göçmen kuşların bulunduğu bir manzara resmiydi.

Resim deyip geçmeyin kuşlar havada öyle bir çizgi üstünde duruyorlardı ki “Allah” lafzını gösterecek bir görüntü sunuyorlardı.

Gemi subayları olarak bu resmin fotomontaj olup olmadığını sorduk.  Cevap olarak şunları söyledi. “Benim babam dindar bir insandı. Bu resmi de kendisi çekmişti. Resim üzerinde en ufak bir değişiklik yapmamıştır, tamamen orijinaldir. Bu resim ve üzerindeki şekilden kendisinin ne derece inançlı birisi olduğunu anlayabilirsiniz” demişti.

Daha sonra kardeşi ile birlikte bize ikramda bulundu. Benim alkol kullanmadığımı bildiği için meyve suyu ikram ettiler.  Daha sonra gemiye döndük.

Bizim gemiden sonra ikinci komutan olarak bir başka gemiye tayin oldu. Fakat görevine başlar başlamaz akademi eğitimi için gemiden ayrılmıştı. Yarım yılı aşkın bir süre kursta olduğu için görevini vekâleten çok değerli bir ağabeyim yerine getiriyordu.

Bu noktadan sonraki değerlendirmeler bu çok kıymetli büyüğüme aittir.

“Silah subayı olarak 2.Komutanlığa vekâlet ediyordum ve çok önemli tatbikatların yapıldığı bir döneme girmiştik. Aynı zamanda atışlar yapılıyordu. Gemimizin ismi tatbikatlarda gösterilen başarılardan ve atış birinciliklerinden dolayı daima ön plana çıkmıştı. Cumhurbaşkanı dâhil olmak üzere birçok devlet büyüğünden çeşitli ödüller almıştık. Daha sonra denetlemeler başlamış hepsinden alnımızın akı ile başarılı bir şekilde çıkmıştık”

Sonunda bu amiral kurstan dönüyor ve 2. Komutanlık görevini bu değerli büyüğümden teslim alıyor. Ne yazık ki emri altındaki herkese “takdirname” verildiği halde silah subayına bu küçücük iltifatı dahi çok görüyorlar.

Silah subayı olan bu komutan, kendisine yapılan bu haksızlığa aldırış bile etmiyor.” Ben görevimi başarılı bir şekilde yaptım ya bu bana yeter. Komutanlar isterse hak ettiğim ödülleri vermesin benim vicdanen müsterih olmam daha önemlidir” diyor.

Aradan çok kısa bir süre geçince sicil dönemi başlıyor ve sicil notları veriliyor. İkmal subayı, silah subayına “bu gemide en düşük sicil notunu sen ve ben aldık” deyince silah subayı bu sefer dayanamıyor ve 2. Komutana bunun doğru olup olmadığını sormak gereğini düşünüyor. Aldığı cevap ise bir hayli üzücüdür. Zira halen hapisteki bu amiral o gün, içki içmediği ve namaz kıldığı için bu şekilde davrandığını itiraf ediyor. 

Silah subayı bu haksızlığı büyük bir soğukkanlılıkla karşılıyor. Cenabı Allah’ın rızası bana yeter diyerek görevine devam ediyor.

Aradan birkaç yıl geçince 28 Şubat döneminde benim gibi Askeri Şura kararı ile re’sen emekli ediliyor. Yani ordudan atılıyor. Ve ticaret gemilerinde çalışmaya başlıyor.

Mesleğini çok titiz bir şekilde icra eden bu büyüğüm kaptanlık yaparken deniz ortasında kalan iki amatör balıkçıyı kurtarıyor ve bu başarısından dolayı basın kuruluşlarının gözdesi oluyor.

Halen bir denizcilik firmasında kaptan olarak çalışan bu ağabeyim çevresi tarafından çok sevilen ve takdir edilen birisi olarak hayatına devam ediyor. Fakat ona haksızlık yapan ve dinimize karşı söylediği sözler ile gündeme bir daha düşen zavallı amirale ne demeli.

Yargı süreci devam ettiği için işlediği suçlar hakkında bir şey söyleyemiyorum. Lakin internette dolaşan sözleri hiç de unutulup göz ardı edilecek sözler değil. Bu dünyada dahi kendisini mesul edecek sözler.

Rabbimden başta bu amiralimiz olmak üzere bütün askerlerimizin aklını başına getirmesini diler, iman nimetini nasip etmesini niyaz ederim.

Vehbi HORASANALI

 

 

 

 

Son Düzenlenme Pazar, 11 Temmuz 2010 16:06
Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...