Salı, 21 Eylül 2010 14:02

HÜKÜMETTEN BEKLENEN

Hükümetten beklenen

Anayasa ile ilgili değişiklikler referandum sonucu kabul edildi. Milletimiz demokrasi ve özgürlüklerden yana olduğunu bir defa daha sandık başında göstermiş oldu.

Bu sayede Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ile ordudan atılan binlerce askere yargıya gitme imkânı getirildi. Yıllardır hiçbir kimsenin savunamadığı ve halkımız arasında “yargısız infaz” anlamında kullanılan bir ayıptan kurtulmuş olduk.

Şimdi Meclis’in toplanmasını ve anayasa değişiklikleri ile ilgili uyum yasalarının çıkmasını bekliyoruz. Zira bu yasalar çıkmadan yürütmenin yapabileceği hiçbir şey yok. Keza şu anda yargıya gitme imkânı da yok. Çünkü mahkeme ile ilgili olarak karar verecek hâkimler için dayanak olacak uyum yasaları şart. Örneğin; yaşzedeler askeri mahkemeye mi müracaat edecekler yoksa sivil mahkeme mi? Yâda halen çok tartışılan anayasa değişikliği geriye doğru yürütülebilecek mi?

Daha bunun gibi birçok sorunun çözüme kavuşturulmasında Meclis’in çıkaracağı uyum yasalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Tabii sorunlar bitmiyor. Hani halk arasında bir söz vardır “bir deli bir kuyuya taş atmış 40 akıllı çıkaramamış” derler. Aynen bunun gibi öylesine acayip ve emsaline dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş uygulamalar yapılmış ki mağduriyetlerin giderilmesi için 40 akıllı hukukçu dahi yetmez. Örneğin ordudan atılmış askerler mahkemede haklı olduklarını ispatlar iseler (ki bunun için çok önemli belgelere sahipler) yeniden orduya dönebilecekler mi?

Hadi diyelim ki, bu subaylar orduya dönme imkânına kavuştu. Yeniden göreve başlayabilecek sağlık ve yeterlilik şartlarına sahipler mi? Dönseler bile hangi rütbe ve pozisyonda görevlerine iade edilecekler.

Daha bunun gibi yüzlerce soruya cevap bulunması gerekiyor. Bu nedenle Meclis’e büyük görev düşmektedir. Meclis’ten çıkan yasalar, zaten karmaşık olan bu durumu daha da işin içinden çıkılmaz hale getirmemelidir. Mahkemelerdeki yığılma ve gecikmelerden dolayı adalet sistemimiz çökme durumuna gelmiş iken bir de böylesine karmaşık ve zor bir durumu daha da güçleştirmemek gerektiği herkesin malumudur.

Bu konuda yapılacak işlem basittir. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Hukukçuları geriye doğru yürür-yürümez gibi yeni bir tartışma ortamına çekmek yerine, çok açık ve anlaşılabilir yasalar çıkarılarak bu ayıp kapatılabilir ve mağduriyetler önlenebilir.

Öncelikle halkın iradesinin tecelli ettiği gibi yaşzedelerin maddi kayıpları telafi edilmelidir. Hiç mahkemelere müracaat edilmeden haksız yere ordudan atılan askerleredetaylı bir şekilde hazırlanacak çizelgeler yardımı ile emsallerinin bulunduğu pozisyona göre emeklilik hakkı getirilmelidir. Yaşlarına göre emekliye ayrılabilenlere sınıf arkadaşlarının benzeri haklar tanınarak emekli işlemi yapılmalı, emekliliğini hak edecek yaşa gelmeyenlere ise ayrıldığı müddet süresince prim ödemeleri yapılarak mağduriyetleri kısmen dahi olsa önlenmelidir.  

Eğer “biz yasayı çıkarırız mağdur olanlar gitsin mahkeme ile uğraşsın haklarını alabilirler ise alsınlar” anlayışı ile hareket edilecek olunursa bir başka ayıp işlenmiş olacaktır. Zira mahkemelerle hele hele bizim ağır işleyen adalet sistemimize bırakılırsa değil tazminat belki de başka büyük masraf kapısı açılmış olacaktır ki buna tahammül etmek bir hayli güçtür. Avukatlık ücretleri ve mahkeme masrafları bazı yaşzede mağdurların sıkıntılarını daha da arttıracaktır. Ayrıca uzun sürecek bir yargı maratonu kimseye bir hayır getirmediği gibi birçok karmaşaya da yol açacaktır.

Yukarıda örneğini verdiğim gibi daha birçok sıkıntı mevcuttur. Anayasa değişikliği yaşanan problemleri bitirmemiş sadece halkın tercihinin nasıl olduğunu belirlemiştir. Bir başka ifade ile sorunun varlığı kabul edilmiş çözüme ulaştırılması için milletvekillerine görev ve sorumluluk verilmiştir.

Meclisten ve hükümetten beklenen; işleri daha da karmaşık hale getirmek değil, üzerinde yorum yapılmasına ve işin içinden çıkılmaz hale getirilmesine fırsat vermeden açık ve mağduriyetleri giderici uyum yasaları çıkarmaktır, vesselam…

Son Düzenlenme Çarşamba, 22 Eylül 2010 14:02
Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

4 yorum

  • Yorum Linki SİNAN KALKANYAŞ MADURU Perşembe, 23 Eylül 2010 20:41 yazan SİNAN KALKANYAŞ MADURU

    DÜŞÜNCELERMİZE TERCÜMAN OLUYORSUNUZ.ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN.İNŞALLAH YETKİLİLERDE OKUYORLARDIR.

    Raporla
  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Çarşamba, 22 Eylül 2010 20:05 yazan Mehmet ERDİL

    Dünyanın hiç bir hukuk sisteminde; Kişiye sen suçlusun, bize suçsuzluğunu ispat et, Denilemez. Evrensel hukuk, suçladığı kişinin önüne delilleri koyar ve neticesinde suçlusun der ve karşılığı olan cezayı uygular. Bizim YAŞ zedeler konusunda bunların nasıl bir yol izleyeceklerini aslında biliyorum ama izleyip göreceğim. Ne kadar garip değil mi? Hakim çağıracak biz ona suçsuz olduğumuzu anlatacak ve delil getireceğiz, Oysa siz bizi hangi suçtan attınız hele onu bir söyleyin demek dururken...değil mi? Elinize sağlık biraz moral verici yazdınız oysa ben moral bozucu yazdığımdan iki yazım siteden kaldırıldı.

    Raporla
  • Yorum Linki hulusi semerci Çarşamba, 22 Eylül 2010 15:01 yazan hulusi semerci

    ne de doğru söyeledim hocam ağzına sağlık.

    Raporla
  • Yorum Linki yaş mağduru Çarşamba, 22 Eylül 2010 14:34 yazan yaş mağduru

    Eline sağlık gönüllerdekilere tercüman olmuşsunuz.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...