Çarşamba, 26 Ekim 2011 11:07

Köy koruculuğu kaldırılmalıdır

 

Koruculuk sistemi 1890 tarihinde II. Abdülhamit tarafından kurulan ve 1913 yılında lağvedilen “Hamidiye Süvari Alaylarının” çirkin bir taklidi olup zararı faydasından fazla olan bir kurumdur.

Bugün Güneydoğuda sayısı 80 bini bulan korucu bulunmaktadır. Bunlar halkımızı derinden yaralayan terör problemini azaltmak bir yana daha da azdırmaktadır. Korucuların karıştıkları suç oranları o kadar çok artmıştır ki, İçişleri Bakanlığı’nın 1996'da yaptığı bir çalışmada, her üç köy korucusundan birinin suç işlediği ortaya çıkmıştır. Sadece 1986 ile 1996 arasındaki 10 yıllık sürede 23 bin 222 geçici köy korucusunun görevine işledikleri çeşitli suçlar nedeniyle son verilmiştir.

Güneydoğu’da silah alan korucular devlet yanlısı, almayanlar ise devlet düşmanı ya da örgüt yandaşı gibi suçlamalara maruz kalmaktadır. Korucu olan kimseler ise PKK ve yandaşları tarafından “hain” olarak ya da yerel ifade ile “cahş” olarak adlandırılmaktadır. Kısaca korucularla olmayanlar arasında bir “hain” suçlaması almış başını gitmektedir.

Eğer terör 30 yıldır sona erdirilememiş ve canımızı yakmaya devam ediyorsa bir şeylerin yanlış gittiği apaçıktır. Her şeyden önce hastalığın teşhisinde bir hata vardır. “Hastalığın teşhisi tedavinin yarısıdır”. Öyle ise şu terör belasının nedenini bir bilelim. Nedir bu anarşi ve terörün esas sebebi?

Cevabı 100 yıl önce verilmiştir. Ne yazık ki hala ders alamadık. Bakın Bediüzzaman, Münazarât adlı eserinde, Hamidiye Alaylarını şu cümle ile değerlendirmiştir: “Eşkiyâlık ve husûmet derdiyle mültehap (iltihaplı) bulunan o vücuda, iltihâbı tezyid (ziyadeleştiren) eden Hamidîlik icrâ etmek ve ilâ âhir, acaba tedâvi mi, yoksa tesmîm (zehirleme) midir, melekü’l-mevte (Azrail’e) yardım etmek midir?” diye sormaktadır.

Evet, en önemli hastalık husumet yani düşmanlıktır. Önce insanlar arasındaki bu hastalığı tedavi etmek gerekiyor. Koruculuk sistemi düşmanlığı azaltmak bir yana daha da derinleştirmektedir.

Yine Bediüzzaman “biz muhabbet fedaisiyiz, husumete vaktimiz yoktur” diyerek öncelikle sevgi ve muhabbet duygusunu canlandırmak gerektiğini anlatmıştır. İnşallah, Van depremi bu sevgi, barış ve kardeşlik duygularını pekiştirecek düşmanlık duygusunun yok edilmesi için bir fırsat olacaktır.

Peki, koruculuğu kaldırdık, asayişi temin etmek ve terörü önlemek için ne yapacağız? Cevabı çok basittir. Profesyonel askerliği, özel sınır muhafızlığını ve gerilla harbinde uzman özel harekât timlerini kullanacaksınız. İşsiz kalan korucuları düzenli birliklerde istihdam edeceksiniz.

Korucuları öyle keyfe keder kendi haline bırakmayacak eğer terörle mücadele etmek istiyorlar ise zabtı rabt altında görev yapacaklardır. “Ben o teşkilatlara girmem” diyen varsa canı cehenneme, PKK’lı eşkıyanın canına okuyacak memleket evladı çoktur. Yeter ki doğru dürüst komuta edilsin. İmanlı, Allah korkusu ile donanmış askerlerimizin pençesinden hiçbir terörist kurtulamaz, evvelallah. Bu kadar basittir.

Amerikayı keşfetmeye gerek yoktur. Aşiretler arasında kavga ve gürültü koparan, menfi rekabete yol açan “Hamidiye Alayları” gibi koruculuk sistemi de düşmanlığı körüklemekte, terörü azgınlaştırmaktadır. Koruculuk sisteminin verdiği zararları burada yazmaya kalksam kitap hacminde bir yazı ortaya çıkar. O yüzden kısa kesiyor, sadece şunu söylüyorum. Eğer bunlar faydalı olsaydı PKK terörü bu noktaya varmazdı.

Eşkıyalık konusunda da Bediüzzaman memleketimize rehberlik etmekte, çareler sunmaktadır. Zira O, bu topraklarda doğmuş büyümüş, bölge insanını herkesten daha iyi tahlil etmiştir. Hastalığı teşhis etmiş tedavisi için de çareler üretmiştir. Her konuda zamanın en büyük âlimi, Bediüzzaman’ı dinlemek elzem ve zaruridir, vesselam.

Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...