Cuma, 21 Haziran 2013 17:07

DURAN ADAM, YAĞMALAYANDAN İYİDİR.

         Çağ değişiyor. Eylemler, tepkiler ve duruşlarda. Görünen o ki, dünyada artık ideolojiler ve keskin duruşlar pirim yapmıyor. Soğuk savaş sürecinin tepkileri kalmadı. Terör, gerilla vb. toplumu rahatsız ediyor. Bunun somut örnekleridir, İRA, ETA, PKK vb. Latin Amerika’nın devrimcileri bile artık, Soros tarzı, Gandi tarzı pasif eylemler yapıyorlar.

        Türkiye ve Ortadoğu’da diktatörlüğün ve her türlü faşizmin, baskının izleri toplumun üzerinden hala kalkmadı. Pis bir koku gibi sinmiş üzerimize. Dolayısı ile gezi Parkı olayları ile tekrar korkuyu büyütmeyi denediler. Fakat tutmadı. İnsanlar R. Tayyip ERDOĞAN’nın etrafında kenetlendiler. Yetmedi. Sendikalar bir günlük greve bile adam bulamadı. Bunun üzerine “Duran Adam” eylemleri başladı.

        Bu daha makul bir eylem. Çünkü zararsız ve saygılı. Kutlarım. Ancak bir sorun var. Akıl hocaları da, ağa babaları da CIA eksenli. Burada durmak lazım işte.

        Türkiye’de herkes birbirini işbirlikçi olarak suçluyor. Doğru. 150 yıldır ülkede İngiliz, Fransız, ABD mandası, ama hangisi diye hayâsızca tartışırsanız olacağı budur. Yani kafanız hep kolay yönetmekte, halkı istismar etmekte ve bir dış güçle işbirliği yapıp onun emrine girerek iş yapmaya odaklanmış. Ahlaksız, sorumluluk almadan makam ve menfaat sahibi olma hırsı.. Ne güzel.

        Açıkça ifade edeyim, Son Osmanlı Sultan Vahdettin Han dâhil kimse manda ve himayeyi kabul etmedi. Bu nedenle Anadolu’da bir direniş için Gazi M. Kemal, Samsun’a tüm imkânlar zorlanıp emrine verilerek gönderildi. Buna rağmen Erzurum Kongresinin ana gündemini “Manda ve Himaye” oluşturdu. Tabii kimler manda ve himayeden yana oldu? Bunu zaman içinde halkımız daha iyi öğrenecek.

        Ayrımcılığın her türüne karşı oldum yıllarca. Ama şu tespiti de yapmak lazım. Alevi toplum ağırlıklı olmak üzere gerçek kimliğini saklayan içimizde Taşnak ve Hınçak artığı çok Ermeni var. Hatırlayın, Ermeni Patrikliğine müracaatları. Patrik yardımcısı da şunu söyledi. “Tunceli’nin % 80’i Ermeni.” Tunceli’li derneklerden ve STK’ından da ses duymadım açıkçası. Bu iddia sessiz kalınacak bir iddia mıdır? Artık hakikaten ülkemizin emek veren ve ortak değerlere bağlı kesimleri yani harcımızın asli unsurları içlerinde hain, satılmış ve gizlenmiş ardniyetli grup ve unsurları kendileri deşifre etmeli, tasfiye etmelidir. Tabii ki önce insanlık değerleri. Biz ne ırkçıyız ne de bölücü. Ama kendisini birileri ne için saklıyor, farklı gösteriyor ve bu göründüğü kimlikle topluma neden zarar veriyor? Peki, bu ihanet eden kişileri o toplum kesimi neden içinde tutuyor, saklıyor, barındırıyor? Çok düşünülmeli.

        İran geçen yıl 700’ün üzerinde dedeyi konuk etmiş İran’da. Güzel de İran’a ve Suriye’ye münferit giden dedelerle de konuşsunlar o İran Devletinin misafir ettiği dedeler. Gerçekte İran Alevi topluluğu ne olarak görüyor?

        Alevilik Anadolu’ya has bir Türkmen algısıdır. Aleviler, Türkmen ya da Zaza’dır. Her iki grupta Orta Asya ve Horasan Ellerinden gelmiştir. Bağışlayın ama Yusuf Halaçoğlu hocanın feryatlarının bu manada dillendirilmesi gerek diye düşünüyorum.

        Özet, fitne, ihanet ve her türlü bölücülüğe karşı bunu yapanların deşifre edilme zamanı geldi. Cumhuriyeti kuran irade bu grupları kazandığını zannetti, yeni Türk’e bunları mihenk yaparak yanıldı. Oysa gerçek mihenk ve temel taşı İstiklal harbinin kahramanlarıydı, kaçkınları ve tehcir dönmeleri değil.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...