Cuma, 08 Ağustos 2014 14:36

CUMHURUN İLK BAŞKANI R. TAYYİP ERDOĞAN

Tarih… Hiç ders alınsa tekerrür eder miydi? Türk Milleti için “balık hafızalı” diyorlar. Milletlerin de insanlar gibi, sevdaları, kinleri, geleceğe taşıyacakları idealleri olmalı. Aslında Milletimiz için bu vardı. Var. Ama eğitim sistemi ile maalesef Milletimizin evladı, sevdasına da, davasına da, kinine de, intikamına da uzaklaştırılıyor.

Bu Millet boşuna “Moskof Gevuru” demez. Boşuna “Senin ettiğini Ermeni etmez.” demez. Tabii şu söz de manidar. “Asılırsan İngiliz sicimi ile asıl.”

Osmanlı’ya Hasta Adam dediler. Ama hasta iken parçalayamadılar. Öldürdüler. Ondan sonra da cesedini parçaladılar. Kavganın 600 yıl galibiydik. 3 kıtada fiilen vardık. Diğer kıtalara da asker ve adam gönderebilecek güçteydik. Sonra mağlup olduk. Bizimle aslında Afrika’daki Zenciler, Ameraka’daki Kızılderililer de mağlup oldu. Çünkü mazlumların gideceği bir kapı kalmamıştı biz gidince, zayıflayınca.

Aslında mirasın tam da farkında değiliz. Neden mi? Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 Türk devleti var. Peki bu kadar mı olmalıydı? Orada Altınordu varsa, Büyük Timur Hanlığı varsa, Selahaddin Eyyübi’nin Eyyübiler’inin, Abbasiler’in, Emevi’lerin, Endülüs’ün, Memluk’ların, Akkoyunlu’ların da olması gerekmez mi? Elbette gerekir. Bu gün Selahaddin’in Kudüs’ü kime emanet acaba? Kahire, Trablus, Şam, Halep, Bağdat, Bakü, Tebriz, Urumçi.. Ya, Selanik, Manastır, Bosna…

Redd-i Miras’la kurulan yapılar yeniden temelleri üzerine oturtulmalıdır. Siz eğer Cumhurbaşkanlığı Forsunda Selahaddin’i sembolize edemezseniz, Ortadoğu’daki Kürt’ü de, 100 yıl önce vatandaşınız olan Müslümanların torunlarını da kucaklayamazsınız. Diyorlar ya Tayyip Erdoğan’a “Türkmen’i unuttunuz.” Yahu siz Türkmen demeyi yasaklamış bir zihniyetin ucubelerisiniz. Siz Stalin’e sığınan Azeriler’i geri verip kurşuna dizdiren İnönü ile övünen evlatlarısınız. Türk’te bizim, Türkmen de.. Arap’ta bizim Kürt de.. Çam da bizim kozalak ta..

Cennet mekan Sultan Abdulaziz’i azledip, bileklerini keserek şehid edenler devamında Sultan Abdulhamid’le kavgaya tutuştular. Karşısına çıkan İttihatçılar “Vatan-Millet!” deyip, “Türkiye Türklerindir.” deyip ülkemizi paramparça edip, Ermeni kurşunları ile öldüler. Kalan sinsi ve masonik yapılar ise, İstiklal harbinden sonra ilk meclisin tasfiyesi ile etkinleşmeye başladılar. İstiklal Harbinin kahramanı İmanlı Meclis tasfiye edildi, yerine gelenler malum. İslami hassasiyeti yüksek birinciler kovuldu. Türk Ocakları kapatılarak kalanlar kovuldu. Sonra batıya adam gönderdiler, çağdaş ve modern particilik örneklerini Türkiye’ye taşımak için. İtalya ve Almanya’nın faşist partileri model alındı. Gelsin Milli Şef İnönü.

İlk kez Demokrat Parti ile direndi halkımız. Sonra çok uzun yıllar Demirel ve bir kısım dini gurup ve cemaatler eliyle aldatıldı. Sonra Özal geldi. Akabinde seri cinayetlerle, Özal, Eşref Bitlis Paşa, A. Kahveci gibi insanlar şehid edildiler. Sonra 28 Şubat ihaneti. Akabinde AKPARTİ ile başlayan yeniden diriliş ve mücadele yılları. Halkımız zannetmesin ki zaferi kazandık. Hayır!.. Zafer hiç olmayacak. Peki!.. Kıyamete kadar sadece mücadele, hep mücadele. Bakın İngiliz, Alman, Yahudi, Fransız, Papa hiç zafer kazanmış sarhoşluğu ve boşluğuna düşüyorlar mı? Onlarda hiç Lale devri, Fetret devri duyuyor musunuz? “En iyi savunma Taarruzdur.” Onların prensibidir bu.

Tayyip Erdoğan, 2. Abdulhamid ile aynı saftadır. Hataları olabilir. İnsandır sonucunda. Sağduyulu bir STK, mensubu olduğum ASDER’in (Adaleti Savunanlar Derneği) seçim değerlendirmesini paylaşacağım sizlerle.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE VESAYETTEN MİLLİ İRADEYE…

Cumhuriyet tarihimiz boyunca görev yapan önceki 11 Cumhurbaşkanının tamamının seçilme yöntemi, parlamento aracılığıyla ve her birinde oluşturulan sun’i kaoslar gölgesinde, dışarıdan yapılan vesayetler altında gerçekleştirilmiştir. Bu kez farklı olarak ilk defa  halkımızın hür iradesiyle   doğrudan seçilecek olması   tarihi bir öneme haizdir.

Son dönemlerde Türkiye’nin hem yurt içinde ve hem de yurt dışında ulaştığı muasır medeniyet seviyesi göz önünde bulundurularak, daha ileriye gitmek ve çok çilelerle ulaşılmış ekonomik, siyasi, sosyal ve demokratik haklar konusunda asla geri dönüş veya kayıplara meydan verilmemesi, adalet ve hukukun tesisi  için de çok önemli bir seçim arefesindeyiz.

ASDER Yönetimi olarak, Cumhurbaşkanı adaylarını incelediğimizde; Türkiye’nin önünü açabilecek, siyasi tecrübe ve  azimle başlattığı projelerin devamı ve yeni vizyon açılımı ile R. Tayyip ERDOĞAN’ın iddia edilen risklere rağmen mevcut şartlarda en geçerli ve güvenilir aday  olduğunu düşünüyoruz. ASDER GENEL MERKEZ, YÖNETİM KURULU”

Ey Milletim, R. Tayyip Erdoğan sizlerin doğrudan teveccühü ile seçilecek ilk Cumhurbaşkanıdır. Neden Alman sevmezse, Yahudi, ABD, Fransa sevmezse bilki sen aynı sebeplerle sarıl O’na.. Dostunu doğru seçmek istersen ve tereddütlerin varsa düşmanlarına bak. Düşmanların kimi istemiyorsa bil ki O senin.. Senin olan, senden olan R. Tayyip Erdoğan’ın yanında ol. İslamköy’lü Demirel’le aldatıldın yıllarca. Bir daha aldanma. Ekmel ismi seni yanıltmasın.

Yıllarca ezilen Milli Gururunu sana iade eden Vatan Evladı, kardeşin, yol arkadaşın R. Tayyip Erdoğan’la Büyük Türkiye Davasına doğru yürümeye devam et. 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...