Masonik yapılar ve istihbarat servisleri için tarihler ve günler çok önemlidir. 10 Ağustosta Türkiye’de bir seçim oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Ancak ilk kez halk kendi elleri ve iradesi ile seçti Cumhurbaşkanı’nı.. Milat Gazetesi 11 Ağustos’ta bir manşet attı. “ESKİ TÜRKİYE’YE EL FATİHA, 1. Dünya Savaşı’na girişimizin ve Sevr’in tarihi olan 10 Ağustos’ta Halk ilk kez Başkanını seçti……”
Sayın Başbakan geleneksel balkon konuşmasında, “-Gazze kazandı, Kabil kazandı, Üsküp kazandı, Bağdat, İslamabad, Bağdat, Şam, Kudüs…. kazandı.” dedi. Yanında Kırgızistan Devlet Başkanı ile çıktı balkona.
Ya Sevr!..
Nereden çıktı tarihte bu gün? Ama neler olmuş bakalım?
1920- I. Dünya Savaşı: Osmanlı Padişahı VI. Mehmet'in temsilcileri, Osmanlı Devleti'nin müttefikler arasında paylaşımını öngören Sevr Antlaşmasını imzaladılar. Anlaşması hükümlerince, Anadolu ve Rumeli toprakları düşmanlarca paylaşılmaya başlandı.
2014- 12. Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimi
Osmanlı’yı 2. Abdulhamid Han’ın azledildiği gün kaldırdılar aslında İttihadçılar. Kimin kontrolünde peki? Almanlar diyeceksiniz. Hayır! İngilizler’in. Sebep? Devlet-i Aliye’nin Petrol Bölgeleri. Özellikle de Musul.
İngiliz şirketler azille beraber Devlet-i Aliye’nin petrollerinin kullanım haklarını aldılar. Bir kısmında Alman Şirketlerle beraber hareket ettiler. Şimdi diyeceksiniz ki “-O zaman Neden Dünya savaşı çıktı?” Birinci neden petrolü kontrol etmekti. 1. Dünya Savaşında Fransa’yı ve müttefiklerini zafere ulaştırmakta büyük hizmetleri geçmiş olan Clemanceau Amerika Reis-i Cumhuru Wilson’a gönderdiği telgrafta “Eğer müttefikler harbi kazanmak istiyorlarsa; Fransa’nın kan’dan çok petrole de muhtaç olduğunu bilmelidirler.” diyordu. İngiltere’nin 20. yüzyıldaki en önemli siyaset adamı Churcill, 1936 yılında, Avam Kamarası’nda petrol ve İngiltere’nin menfaatleri müzakere edilirken, “Bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir.” diyordu.
İkinci neden ise, Osmanlı’yı parçalamaktı. Peki, Osmanlı madem parçalanacaktı, bu petrol imtiyazlarını neden aldılar? Nedeni açık, buralarda kurdukları devletlerin korkuluk ve halkına düşman krallarına yapılan anlaşmaları dayatmak…
Sevr Türk’e ölümü gösterip, Lozan’da sıtmaya razı etmenin adıdır.
Sevr, on yıl önce öldürülmüş bir adamın vasiyetinin katillerince yazılmasıdır.
Sonra ne oldu? Sevr’e itiraz eden Osmanlı Paşaları Kuvay-ı Milliye Hareketi ile İngilizler’in ayarttığı ve destekledikleri Yunan İşgalcilerinden ülkeyi kurtardılar. Sonra.. Sonrası karışık. Lozan’a gidecek heyetin seçiminden önce Saltanat kaldırıldı. Sultan bir İngiliz gemisine bindirildi. Akabinde Lozan’a gidecek heyeti seçecek ilk meclisten İstiklal Harbi’ni başlatan generaller tasfiye edildi. K. Karabekir, Rauf, Refet ve Ali Fuat Paşalar.. Doğu’nun efsane Komutanı Deli Halit (Karsılalan) Paşa da öldürüldü malumunuz. Paşalar tasfiye edilirken Albay İsmet Lozan’a giden heyetin başındaydı. Bu arada Sevr’i imzalayanlar kim? Lozan’da neyi kazandık?
Neyse! İngilizler’e petrol koklatmayan Sultan Abdulhamid ve ekibi hain, Lozan’da milleti tasfiye edenler vatansever. İnönü, TBMM kurulurken, Osmanlı Genel Kurmayında Fevzi Çakmak Paşa ile çalışıyordu. Ama “Osmanlı’yla savaşarak cumhuriyeti kurduk.” diyerek yeni tarih tezini de bu cümle üzerine oturtarak yeni nesli, geçmişine yabancı ve düşman etti, ettiler.
Hâsılı, hala R. T. Erdoğan’ın Gazze’ye, Bosna’ya teşekkürünü algılayamayan haber kanalı yorumcularının olduğu ülkemde, dilerim Sevr’in, dilerim Lozan’ın farkına varılır. Sadece ülkemde mi? Hayır! Devlet-i Aliye yıkılıp devletini kaybeden, Anadolu’nun, Balkanlar’ın, Ortadoğu’nun, Kafkasya’nın, Kuzey Afrika’nın çocukları.. R. Tayyip Erdoğan bu şuurda olduğu için Milletimizden bu teveccühü almıştır. Gelecek yeniden inşa edilirken geçmiş unutulmamalıdır. Ders alınırsa tarih tekerrür etmez.
