Çarşamba, 08 Ekim 2014 12:33

ALEVİLER’İ SÖMÜRÜDEN KİM KURTARACAK?

Yerel bir kanalda Bingöl’de Alevi köylerinin birinde yapılan dini bir tören izledim. Üzülerek ifade ediyorum konuşmacı, Aleviliğin İslam dâhil herhangi bir dinle ilgili olmadığını, insanlığın tarihsel süreç içinde değişik inançlardan damıttığı kendine has değerler olduğunu anlattı. Çok üzüldüm. Allah aşkına orada bir tanecik Alevi yok muydu? Siz ne diyorsunuz diyecek?

Hani Alevilik, Ali’yi sevmekti. Ali’nin evinden olmaktı? Hani Alevi Dedeleri, Hz. Muhammed (SAV)’in, Fatıma Annemizin ve İmam Ali (Kv)’nin soyundan geliyorlardı. Alevi kardeşlerden gelinen şu durumlarını sorgulayan kimse yok mu?

İslam Dininin tüm mensuplarının temel sorunu şu: İslam’ın temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim ve sünnet birçok alanda terk edilmiş, din rivayet ve gelenek dini haline getirilmiş. Birçok Sünni Tarikatta da maalesef temel ibadet Namaz olmaktan çıkmış, tarikat ritüeli olan zikir, rabıta, hatim vb. olmuştur. Hani Van’lı bir amca demiş ya; “Hz. Muhammed çok iyi adammış. Keşke şimdi yaşasaydı da bizim şeyhe mürid olsaydı!” İslami! Radyolar böyle safsatalarla dolu. Geçen biri diyor ki; “Kabir suallerine cevap verirken bağlı olduğun zat, şeyhin, üstadın yanında olacak.” Ne güzel değil mi? Peygamberimiz (SAV), kızını uyarıyor. “Seni ben bile kurtaramam.” diye. Ama bizim şeyh tüm bağlılarını kurtarıyor.

Esasında; “Şefaat Ya Resulallah!” cümlesi bile sıkıntılı. Doğrusu mu? “Ya Rabbim, Peygamberimizin şefaatini bize de nasip et!”tir. Gülümüz (SAV)’in şefaati dahi, Rabb’imizin tasarrufundadır. Düşünün artık.

 

Devam edelim kaldığımız yerden. Alevilik ile yabancı istihbarat servislerinin elinde maşa olan birileri öyle bir oynuyor ki. Son dönemde sol siyaseti de, terör guruplarını da Almanya başta olmak üzere batılı emperyalistler aleni olarak kullanmakta ve yönlendirmektedir. Üzüntüm şu; Alevi dedeleri nerede? Dede olmak için;

“Muhammed Ali postunda oturan

Dört kapıyı kırk makamı bilmeli

Muhammed Ali’ye talibim deyen

Evvel farzı mürşidini bulmalı.” diyor Ballı Baba. Nerede yazar bunlar? Hani Pirimiz Hacı Bektaş-ı Veli demişti Makalat’ta; Dört kapı, kırk makam. Kapılar iç içe. Her kapıda on makam var. Her şey orada yazılı ama “önce mürşidini bul.” denince.. Bulunan mürşid ya da mürşid sanılan sapkın olunca!...

DÖRT KAPI; ŞERÎAT, TARÎKAT, MARİFET VE HAKİKAT..

1 . Birinci Kapı – Şerîat ve On Makamı:

1. Îman getirmektir. 2. İlim öğrenmektir. 3. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, gücü yeterse hacca gitmek, gazâ (cihad) etmek ve gusletmektir. 4. Helâl kazanç kazanmak ve ribâ’yı (faizi) haram bilmektir. 5. Nikâh kıymak-evlenmektir. 6. Hayız ve lohusalıkta (Kadınlardan uzak durmak), cima’ı haram bilmektir. 7. Ehl-i sünnet ve’l-cemââtten olmaktır. 8. Şefkat ve merhamet sahibi olmaktır. 9. Helâl yemek ve temiz giyinmektir. 10. Emr-i bi’l ma’ruf ve nehyi’ani’l münkeri yapmak. (İyiliği emredip, yaramaz işlerden sakınmaktır).

2. İkinci Kapı – Tarîkat ve On Makamı: 1. Mürşitten el alıp tövbe etmektir. 2. Talîb ve mürîd olmaktır. 3. Saçını, sakalını ve elbiselerini temiz tutmaktır. 4. Mücâhede etmektir (Nefsine söz geçirmektir). 5. Hizmet etmektir. 6. Korkmak, sakınmak, emin olmamaktır. 7. Hak’tan ümidini kesmemektir. 8. Hırkadır, zenbildir, makasdır, seccâdedir, ibrettir, hidâyettir. 9. Sâhib-i makam, sâhib-i cemiyyet, sâhib-i nasîhat, sâhib-i muhabbet olmaktır. 10. Aşk, şevk ve fakirlik (yokluk) üzere olmaktır.

3. Üçüncü Kapı – Marifet ve On Makamı: 1. Edebtir. 2. Korkmaktır. 3. Perhizkârlıktır. 4. Sabır ve kanâattır. 5. Utanmaktır. 6. Cömertliktir. 7. İlimdir. 8. Miskinliktir (Gösterişsiz yaşamaktır). 9. Marifettir. 10. Kendi özünü bilmektir.

4. Dördüncü Kapı – Hakikat ve On Makamı: 1. Toprak gibi olmaktır (Alçak gönüllü, tevâzu ehli olmaktır). 2. Yetmiş iki milleti bir görmek ve kimseyi ayıplamamaktır. 3. Elinden gelen yardımı kimseden esirgememektir. 4. Dünyada yaratılmış bütün nesnelerin, kendisinden emin olmasıdır. 5. Her bir iş için mülkün sahibi Allah’a güvenip yalnız ondan yardım ve başarı dilemektir. 6. Sohbettir. Sohbette hakikatın sırlarını söylemektir. 7. Seyr-i sülûk sâhibi olmaktır. 8. Sır’dır. Kendinden sadır olan kerâmetleri saklamaktır. 9. Münâcât etmektir (Allah’a yalvarmaktır). 10. Müşâhede’dir (Allah’a ulaşmak- Fenâfillah makamıdır).

Yukarıdaki sayılanlar Sünni tarikatlarda da aynen vardır. Alevilik Hanefilik ile Şia’nın Caferilik mezhepleri arasında yoğrulmuş adeta bir tarikat (yol) durumundadır. Makalat’tan anlaşılan o ki Önce şeriat yani namaz, sonra tarikat yani cem. Önce Cami, sonra Cemevi.. Sünni tarikatlar içinde Önce namaz, sonra zikir, rabıta vb. Önce Allah ve Resulü sonra mürşid, şeyh…

Müslümanları, tüm kesimleri ile rivayet ve yalanlardan istismarcılardan kurtarmak lazımdır. Bunun mücadelesini de her kesim önce kendi içinde vermelidir. Dinimize önce bir sürü cahiliye âdeti, sonra İsrailiyat diyeceğimiz birçok inkâr noktası, Türkler, Kürtler ve Acemler de ise Şamanizm ve Mecusilik’ten gelen din dışı uygulamalar girmiştir. İslam toplumları bu din dışı kavramlarla sömürülmektedir. Sömürenlere de bakın, çoğu geçmiş itibari ile kripto Ermeni’dir, Yahudi’dir. Maalesef tarihte yutkunduğumuz bir bilgiyi de paylaşacağım. Kars ve Van bölgelerinde katliam yapan Ermeniler tehcirde Bingöl ve Tunceli bölgelerine kaçmış, Ermenice ve Kürtçe bildiklerinden “Biz Kürt’üz.” demişlerdir. Yine tehcirde Anadolu’da kalan Ermenilerin çoğunluğu Alevi olduklarını söylemişlerdir. Alevi dedeleri artık seyretmemelidir. Aslında Diyanet başta olmak üzere kimse seyretmemelidir. 28 Şubat sürecinde kullanılan Cami önü şeriatçıları, Kalkancılar vb. ile kullandıkları insanlar hep aynı cahil kesimlerdir. Unutulmamalı ki asıl suçlular doğruları ve gerçekleri bilip onlara karşı sessiz kalanlardır. 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...