Salı, 07 Nisan 2015 13:35

Devlete ve Millete Sahip Çıkmak

Bir yanda kaos, kumpas.. Diğer yanda Vatan yaptığı Anadolu’da huzur ve İmanla tutunmaya çalışan Milletimiz.

Eskiden, dinin de, devletin de, Milletin de, devletin de, vatanın da kıymeti vardı. Ölürsek şehid, kalırsak gazi olurduk bu değerler için…

“Vatan sevgisi İmandandır.” buyurmuştu Rehberimiz (SAV)

Ancak tahribat o kadar büyük ki! Allah ile aldatmaktan kaçınmıyorsa birileri şahsi menfaatleri için, acaba birileri de Vatan deyip, Millet deyip, Devlet deyip aldatmaz mı? Elbette aldatır.

Milletimiz için, dinimizce tanımlanmış bu değerler bir vücudun organları gibi hep beraber tanımlanmışken, menfaat guruplarınca tabii dış güçlerin yönlendirmesi ile önce sulandırıldı, sonra birbirine karşı tanımlarmış gibi sunuldu, sonra da değersizleştirildi.

Ülkemde, seri kumpaslar yaşanıyor. Kumpas önce değerlerimize yapıldı. İçleri boşaltıldı ilk olarak. Sonra birilerine tek tek verildi tanımları bozularak. Sistemin sahibi olduklarını düşünenler, “Önce Din” diyenlere “Vatan, Bayrak, Devlet” diyerek vurdu. Sonra Millet tanımı değiştirildi, asırlardır “Türk=Müslüman” iken yurtlarımızda, sonrasında önce Araplar, sonra Balkan Müslümanları, sonra da Kürtler.. Tek tek büyük gövdeden kopartılmaya çalışılıyor.

“-Önce din” diyenlerin bir kısmı da maalesef dış güçlerin güdümüne girdi. Bu gün başımıza bela olan Selefilik hangi ellerde büyüdü? 12 Eylül Öncesi bariz olarak görünen; Demirel denen Masonun desteklenmesi ne ile açıklanabilir?

Demek ki kumpas önce Milletimize yapıldı. Sonra aydınlarımıza. Akabinde ise dini guruplara.

Bu gün cemaat yapılarının başındakiler neden bir araya gelemezler? Siz hiç birinin diğerini ziyaret ettiğini duyuyor musunuz Allah Aşkına? Ben cenazelerine gittiğini bile duymadım. Neden acaba? Oysa Milli Birliğimiz için böyle bir atmosfere o kadar çok ihtiyacımız var ki.

“Bizden” tanımını Milletçe gözden geçirmeliyiz şimdi.

Kim bizden? Uhud Harbi’nde Müslümanlarla beraber savaşa katılan müşrikler mi? Yoksa Medine’de kalan Müslümanlar mı? Şimdi teşbihte hata olmaz, maalesef Peygamber Mescidine gelmeyip kendi mescitlerini yapanlar, müşriklerle işbirliği yapıp, Peygamber Mescidini yıkmaya çalışanlar var.

Ergenekon ve Balyoz Mahkemeleri bitti sayılır. Görünen o ki bir devir daha kapandı. 28 Şubat başta olmak üzere, geçmişin ihanet şebekeleri de oluşan toz dumanın içinde çıktılar ve kahraman oldular. Yine haklı ile haksız, zalim ile mazlum ayrılmadı, yine adalet tesis edilmedi. Her iki davada da suçlular var, suça bulaşmış insanlar var. Ama özellikle Balyoz’da kumpas yapılmış o kadar çok rütbeli personel vardı ki…

Orduya kumpas yapanlar bu profesyonel çalışmada kesinlikle dış güçlerin güdümünde hareket ettiler. Çünkü ülkemizde böyle kapsamlı birikim kimsede yok. Ayrıca halen devam eden bu didişmeden de anlaşılacağı üzere dış güçler ciddi destek veriyor. Bu gün ABD’nde mecliste, basında aleni destek oluşturulabiliyorsa, İngiltere’de basın, hükümet ve Cumhurbaşkanımızı hedef alabiliyorsa, bu Türkiye’de kumpas yapanların dış bağlantılarının somut göstergesi değil midir? Cumhuriyeti kuran kadroları da bu manada tekrar inceleyiniz.

Şimdi, Emniyette bir çözülme yaşandı. Sanırım MİT’ında da benzeri oldu. Ya TSK? Acaba Ordumuzda durum ne? Acaba Harp Akademileri sınavlarına birileri müdahale etmedi mi? Kocaman ÖSYM’ne müdahale edenler Akademi sınavlarına müdahale etmemişler midir? Düşünün Harp Akademisi hazırlık kampına aldıkları subaylara soruların tamamını ya da bir kısmını verdiklerini! Askeri liselere giriş sınavları aynı şekilde. Genel giriş sınavlarına ek bir de mülakat sınavı yapılıyor. Düşünün!

Genç Kurmay Subayların en az %70’inin bir gurubun kontrolünde olduğunu düşünün. Ne büyük bir sıkıntı değil mi? İşte MİT tırları gündemde.

Geçmişte masonik yapılar sızmıştı devletimize, bu gün yabancı güçlerin güdümünde olan başka birileri. Yapılanmaların tek derdi var. Devleti ele geçirmek. Peki, sonra ne olacak? Olacakları şu anda yapılan haksızlık, zulüm ve adaletsizliklerden tahmin etmek güç değil.

Gelinen nokta ürkütücü. Ancak korkunun ecele faydası yok. Silkelenip, Milletimize yutturulan her türlü zehirin bünyeden atılması için hep beraber mücadele edilmelidir. Mücadelenin ortak paydası, Malazgirt Ruhu olsun, İstanbul Surları önündeki Fetih Ruhu olsun. Çanakkale’de etten duvar ören çelikten irade olsun. Babaannelerimizin dedelerimizin saf ve masum Anadolu’su olsun.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...