Salı, 06 Ekim 2015 17:11

CEMARAT

Şeytan taşlamak hac farizasının vaciplerindendir.Gayesi; kötülükleri, haksızlıkları, zulmü ve zorbalığı protesto etmektir. Hacıların şeytanı taşlaması şeytana, asi ve günahkar nefislere, şeytanın yoluna uyanlara ve bütün kötülüklere karşı çıkışı simgeler. Ayrıca bundan böyle asla nefsine ve şeytana uymayacağını da taahhüt eder.

 

          Cemarat’a ait büyük ve küçük şeytan nitelendirmelerini siyasi dilde ilk kez Ayetullah Humeyni kullanmıştır. Bölgemizde ve dünyada icra ettikleri zulümler nedeniyle ABD için büyük , ESRAİL ( Bir Peygamber ismi olması hasebiyle kasten İsrail değil ) için ise küçük şeytan ifadelerini kullanmıştı.

 

          İslam coğrafyası 90’lı yıllardan bu yana bir yıkım vetiresi yaşamaktadır. Adına Büyük Ortadoğu Projesi deniyor. Ben ise Büyük Esrail diyorum. Bu vetirenin inşasında her türlü zulmü acımasızca tatbik eden Büyük Şeytan ABD ve Küçük Şeytan ESRAİL’in yanına orta şeytan olarak İRAN’ı eklemek yanlış olmaz zannedersem.

 

          İran ,nereden nereye…

 

          Yıl 1979.

           Bu tarih,İran halkının Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki anayasal monarşiyi yıkıp, Ayetullah Humeyni yönetiminde İslam hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan İran İslam Cumhuriyetini kurduğu tarihtir…

          İran İslam Devriminin gerçekleştiği bu tarihte ben henüz 14 yaşında idim. El Aziz'in Maden ilçesinde yaşıyorduk. İran devriminin , doğulu müslüman halk üzerinde ki tesirini, o yaşıma rağmen yakından hissetmiştim.

 

          İran devrimi müthiş bir teveccühle karşılanmıştı doğu illerinde ,o kadar ki mezhep değiştirenler bile vardı.Cuma namazlarını kılmayan “Daru’l Harpçi” - “Cumasız” denilen guruplar oluşmuştu.

 

          Yaz aylarında hemen her akşam seyyar radyomuzu alır evimizin önündeki dam üzerinde İran radyosunun yayınlarını yakalamaya çalışırdım. "Allahu Ekber Humeyni Rehber" marşlarını dinlerdim. Müthiş haz duyardım bu yayınlardan. ABD Büyük şeytan , Esrail küçük şeytan idi.

 

           Müslümanların umudu ve ideali olmuştu İran İslam devrimi. Emperyalizme karşı Müslümanların direniş ve yükselişini sembolize ediyordu. Mazlum ve masum İslam dünyasının hamisi olmaktan bahsediyordu anayasasında İran.

           Bırakın Suriye’deki zalim azınlık nusayri yönetimini desteklemek, baba Esed'e mesafeli duruyordu o yıllarda Humeyni...

 

           Ya şimdi ?

           İran’ın yaptıklarını hep birlikte gözlemliyoruz.

 

           İslam dünyasının taksim edilmesinde kendisine verilen rolü acımasızca yerine getiren bir İran var karşımızda.

 

           Küresel efendilerle aşağılık ilişkiler içinde .

            İslam devriminin temel ilkelerini çiğneyen Sasani Ulus devlet kimliğine bürünen bir İran var artık karşımızda.

 
            Süreç içerisinde yaşananlar İran'ın bir tiyatro çevirdiğini ispatlar nitelikte. Meğer müslümanları uyutuyormuş. Yapılanlar sadece propoganda imiş. Büyük şeytan ,küçük şeytan kapışmaları ise birer tiyatroymuş.Arka planda ilişkiler şahane imiş.O kadar ki Yemen başta olmak üzere ,Irak ve Suriye'nin önemli bir kısmının altın tepside kendisine sunulmasını sağlayacak kadar.

 

           Batıyla İran arasındaki bu ilişkinin arka planında İslam dünyasını kendi içinde mezhepsel bir savaşa sürüklemek yatmaktadır.

 

           İran, akrep misali…

           İran’a ne yaparsan yap fıtratının gereğini yapar.

            Tıpkı akrebi sırtına alan kurbağa hikayesinde olduğu gibi.Nasıl ki akrep, nehri geçmek için sırtına bindiği kurbağayı söz vermesine rağmen sırtından ısırıp sonrada  ”ne yaparsın kurbağa kardeş ben akrebim, huyum bu “ demiş ise İran da böyle bir şey. 

           İslam dünyasının akrebidir İran.

            Son BM toplantısında Suriye satıldı. Satıcılar arasında İran’da vardı.Suriye, ABD - Rusya - İran arasında taksim edildi. ABD seküler kürtlerle ittifak yaparken, Rusya İran'la işbirliğine girdi. Ve hemen akabinde Rus Moskof'unun bombardımanları başladı. Moskof, havadan vururken İran'sa karadan vuruyor masum Suriyelileri.

 

            Müslümanlar için orta şeytan da bellidir artık. Ona göre taşlarımızı tedarik edelim ve hazır olalım. Gelecek önemli gelişmelere gebedir.

 

        

         

          Kahrolsun Sasani ulus devlet anlayışı.
          Yaşasın Özgür Suriye, Özgür Irak,

          Özgür ,bir ve bütünleşmiş İslam alemi...

Nejat ÖZDEN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...