Pazartesi, 22 Temmuz 2019 17:18

S-400 Kararlılığı ve Güvenlikte Yeni Süreç

S-400…

ABD ve NATO Bloğunun karşısında yapılanmış Rusya’nın Orta ve Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi…

Türkiye, Hava Savunmasındaki açığı kapatmak için Patriyotları satın almak istedi. Maalesef satmadılar. “Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış.” misali, Türkiye S-400 almaya karar verdi.

S-400, Batılı sistemlerden menzil olarak iki katına yakın, aynı anda takip ettiği hedef yeteneği çok yüksek, daha süratli ve daha ekonomik bir Hava Savunma Sistemi..

S-400 almamızın stratejik anlamı mı?

Türkiye müttefiklerine güvenmiyor ve olası bir hava harekâtı tehdidi görüyor.

Türkiye, NATO, ABD ve Batı Bloku’nun İsrail ve bir kısım Arap Ülkeleri ile yaptığı kuşatmanın farkında ve aktif tedbirler alma kararlılığını sürdürüyor. Ekonomik tehditler dahi Türkiye’yi yolundan çeviremedi. Bu da ülkemin Kıbrıs Harekâtı gibi büyük bir dönemeçte olduğunun göstergesidir.

Türkiye, çevre coğrafyada da etkin olma kararlılığındadır. Bunu en somut göstergeleri mi? D. Akdeniz’deki varlığımız, Suriye ve Irak içlerinde devam eden askeri harekât ve varlığımız. Azerbaycan’la dönülemez ilişkilerimiz… Tüm bunlar Güçlü ve Büyük Türkiye’nin doğum sancıları olarak görülmelidir.

S-400 alımı Hava Savunma ve Füze Teknolojilerinin de çalışma alanı olarak ülkemizde önünün açılacağının bir göstergesidir. S-500 başlı başına ve aslında yepyeni bir konsepttir.

F-35 projesinden şimdi çıkartılmış olmamızın şöyle bir avantajı da var. Zararın neresinden dönülse kardır. Karşılığında, Rusya’dan SU-57 Uçağı almak, hatta S-400 anlaşmasında olduğu gibi teknoloji ve üretimine dönük anlaşma yapmak daha hayırlı görünmektedir. Ayrıca SU-57 Uçağı, manevra yarıçapı ve kendi ağırlığı dışında menzil, taşıma kapasitesi, hızı, havada kalma süresi gibi diğer asıl parametrelerde F-35’ten daha güçlü ve üstündür. Ayrıca ABD; bakım, onarım ve mühimmat desteği itibari ile tamamen kendine bağımlı bir sistem kurmaktadır. Dikkat edin, F-35 Sisteminde, Almanya, Fransa ve İtalya gibi diğer müttefikler yoktur. ABD'nin kalleşliğine en güzel cevap SU-57 uçağı almaktır.

S-400 alımı, büyük dönemeç dedik ya sonrası?

Şimdi Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası gibi, teknolojik atılım zamanı.

Yatırım önceliğimiz altyapıdan, teknoloji, üretim ve ihracata ama öncelikle teknoloji ve sanayiye yönlendirilmelidir. Yeri değil ama gelin, TEM yolda Silivri’de Kınalı, Tekirdağ çıkışı yapıldı, yapılıyor. Yeni.. Önce yapılan yollar yıkıldı, çamlar, süsler hepsi dümdüz edildi. 100 yıl sonra bile ihtiyaç olmayacak kocaman bir çıkış yapıldı. Yapılan masrafla mübalağa etmiyorum, en az orta ölçekli iki-üç fabrika yapılırdı, üniversitelerin en az 8-10 AR-GE projesi desteklenebilirdi. Hâsılı, yatırım öncelikleri derhal gözden geçirilmelidir.

Nihayetinde yeni dönem sloganlarımız AHLAK, TASARRUF, ÜRETİM ve İHRACAT olmalıdır. Her seviyede tedbir alınmalıdır. Babaannelerimiz ne derdi? Hatırlayınız.. “İşten artmaz, dişten artar.” Elbette işten de artar ama dişten artıran topyekûn kalkınır.

Tedbiri sadece devlet mi alır?

Elbette hayır!

Kurumlar tedbir alır.

Kişiler tedbir alır.

Şirketler tedbir alır.

Ülkemizin kalkınmaktan başka çaresi yoktur. Milletimizin yükü büyük ve mukaddestir. Sizinle ASRİAD, Asrın İşadamları Dermek Başkanı Adnan Danışman Bey’in bir anısını paylaşmak istiyorum.

Yakasında ayyıldızlı albayrağımız olan iki arkadaş Ümre’de tavaf sonrası mescidde yorgunluktan uzanmış, uyukluyorlar. Oradaki Pakistan’lı bir temizlik görevlisi, onları ayağı ile dürterek adeta tekmelercesine uyarıyor. “Kalkın!” diyor hiddetli bir şekilde. Kalkıyorlar, etraf yatanlarla dolu. Diyorlar ki; “Görmüyor musun herkes yatıyor, bizden ne istiyorsun?” Cevaba bakın..

“Kalkın, siz Türksünüz. Siz yatarsanız, ümmet uyur, siz uyursanız ümmet ölür.”

Sadece Pakistan’lı kardeşimiz mi böyle düşünen? Bilin ki ezeli düşmanlarınız da böyle düşünüyor.

Aziz Milletim..

Adriyatik’ten Çin Seddi’ne, Afrika’dan Sibirya’ya, Hindistan’dan, İspanya’ya şehidliklerdeki ayyıldızlı mezartaşlarının mirasçısı fedakâr, mücahid ve yiğit Gardaşlarım, Kandaşlarım, Dindaşlarım…

Kuran’ı kerimin rehberliği, Gülümüz (SAV)’in önderliği, bilimin göstergeleri ve öğrettiklerini hikmet bilip, teknolojinin sunduğu imkânları iyi değerlendirip adalet, kul hakkı, mesuliyetler ve şahsi yükümlülüklerimiz çerçevesinde canla başla çalışmalıyız. Sosyal manada, çevremize karşı “Emr-i maruf, nehy-i münker” yani “Hayra motor, şerre firen” sorumluluğu ile davranmalıyız.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...