Cumartesi, 10 Ağustos 2019 10:01

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan

“Milli His ve Mâ'şeri Vicdan” var mıdır?

Kim nasıl şekillendirir?

Ülkemizde nasıl şekil almıştır?

Osmanlı’nın son ecel ve Hasta Adam sürecinde Kafkasya’dan Rus Zulmü ile insanımız Anadolu’ya kaçtı. Çoğu katledildi, yollarda şehid oldu. Balkanlar’dan aynı şekilde. Hatta Balkanlar’da şehirlerin müftüsü, Komutanı, Valisi şehirlerin bazılarını yağmalanmasın, nasıl olsa komşularımız, Sırp, Bulgar vd. yönetecek deyip, direnmeyi düşünmeden teslim ettiler. Sonrası mı? Tam bir felaket…

Önce Balkan Devletleri birleşip İstanbul’a kadar geldiler ve yağma ve katliamlar yaptılar. Malum 1. Balkan Harbi. Sonra birbiri ile leş paylaşan sırtlanlar gibi kavgaya başladılar. Bunu fırsat bilen Ordumuz bir karşı taarruzla Edirne’ye kadar toprağımızı kurtardı.

Balkan Hezimeti, içimizdeki Gayr-i Müslim tebaanın, hatta bir kısım Müslüman Ahalinin yaptıkları kötülükler, isyanlar, tüm Batı ve Haçlı’nın topraklarımızı yağmalaması, İngilizlerin kireç kuyularında yaktığı, kör ettiği esir Türk Askerleri, Yunan’ın İngiliz, Fransız ve Batı Destekli Anadol’yu işgali ve yaptığı tecavüzler, insanlık dışı katliam ve işkenceler… yeni bir Milli His ve Mâ'şeri Vicdan oluşturdu. Ayrıca, dünyada da imparatorluklar dönemi bitiyor, Milli Devletler süreci başlıyordu. Bu arada İngilizler tüm sömürgelerini Milli Devlet gibi yönetirler. Bakın sözde bağımsız İngiliz Milletler Topluluğu’nda resmi dikli İngilizce olmayan ülke var mı? Yeni Milli Devlet Algısı adeta beka’nın da en önemli unsurlarından biri olmuştur.

Çanakkale Savaşı’na böyle girildi. Artık Ordumuzun adı Türk Ordusu idi. Esasında eskiden de böyleydi ancak son yüzyılın çalkantıları aydınlarımız başta olmak üzere kafaları allak bullak etmişti. Kurtuluş önerilerinin bir kısmı yakın süreçte yaşadığımız Çözüm Sürecine benzer önerilerdi. Bunu çözülmeyi de tetiklediğinin farkına çok sonra varıldı. Hâsılı ÇANAKKALE RUHU denen o tanımı önemseyiniz. Hala Türkiye Cumhuriyeti bu temel üzerinde duruyor.

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan toplumu şekillendiren, yönlendiren özdür. İnsanımızı Kıbrıs Harbi’nde Türk, Kürt, Sünni, Alevi vs. demeden Askerlik Şubelerinin önüne toplayan, 28 Şubat Baskılarına karşı mücadele ettiren, 15 Temmuz İhaneti’ni canı pahasına durduran İradenin kaynağıdır. Ülkemin dağlarını bekleyen, en ücra köşesinde, öğretmen, asker, polis demeden görev yaptıran duygunun besleyicisi ve kaynağıdır Milli His ve Mâ'şeri Vicdan..

 

Milli His ve Mâ'şeri Vicdanımızın kaynağı nedir?

İlk kaynak Dinimizdir. İnsanımız ibadetini tam yapamasa bile muhtar seçerken dahi namaz kılanını tercih eder. Dolayısı ile Dindar insanlar neyi temsil ettiğinin şuuru ile davranmak zorundadır.

İkinci kaynağımız Milletimizdir ki anlaşılması gereken, İmanımızla şekillenmiş edeb, töre, terbiye ve adetlerimizdir. Elbette bunları besleyen temel amil tarihi tecrübe ve dayatmalardır ki bu gün tarih Aziz ve Kahraman Milletimize Etkin ve Güçlü Türkiye gerçeğini dayatmaktadır. Bunu beceremezsek bilin ki bu toprakta bizi yok edecekler, kovacaklar.. Hamdolsun insanımız bu gerçeğin idrakindedir.

Üçüncü kaynağımız Vatan Bilinç ve Sevgisidir. Vatan Sevgisi, Milletimizin “Vatanın bir karış toprağı terk edilemez.” gibi sert bir cümle ile karşılık bulmuştur. Peki, vatan neresidir? Vatan, tarihimiz içinde kanımızın, terimizin olduğu her yerdir. Bu çok dinamik ve muhteşem bir mülahazadır. Askerimiz şu anda sınırlarımızın dışında bu duygu ile hizmet etmektedir. Bosna Vatandır, Afganistan Vatandır, Sudan Vatandır, Azerbaycan Vatandır, Katar Vatandır..

Dördüncü kaynağımız bizzat Devletimizdir. Milletimiz “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.”, “Devlet, ebed, müddet.” diyerek devlet bilincimizi ve devletin gerekliliğini beyan etmiştir. Sevindiri olan bir şey, Milletimiz Azerbaycan, Pakistan, Türk Cumhuriyetleri, Bosna gibi devletleri de kendi devleti gibi görmektedir. Esasında bu Vatan duygusu ile özdeştir.

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı şekillendiren ve harekete geçiren ise yaşanan olaylardır.

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı önemseyen, benimseyen siyasi hareketleri halkımız teveccüh ile iktidara taşımıştır. Siyasilerimiz bir konuda karar verirken kendi ideolojilerini esas alırlar. Kendi siyasi mücadelelerini mihenk yaparlar. Ancak, Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı dikkate almazlarsa bilin ki kendi sonlarını hazırlarlar.

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan güçlü tutulması gereken sosyal bir otokontrol mekanizmasıdır. Milli Güvenlik ve bekanın temelinde, kahramanlık duygusunun, fedakârlık bilincinin kökünde Milli His ve Mâ'şeri Vicdan vardır.

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan ülkeyi yönetenler içinde kuşatıcı ve yönlendirici olmalıdır. Nasıl mı?

Ülkeyi yönetirken yaptığınız tüm kanunlarda Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı gözetmek zorundasınız. Buyurun aile ile ilgili çıkan yasalara bakın. Mâ'şeri Vicdan kanıyor.

STK faaliyetlerinde Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı gözetmelisiniz. Ülkenin en saygın STK’u ve hatırlı büyüklerinden bile olsanız Mâ'şeri Vicdan’ı dikkate almadan yaptığınız bir davranış bile mesela Çözüm Sürecindeki duruşunuz eğer Mâ'şeri Vicdan’ı kanattıysa, ya da geçmişte mesela FETÖ ile hareket ettiyseniz o vicdanın sahipleri bunu unutmayacaktır. Kusurlar ve dikkate alınmayan kopmalar arttıkça bir gün şişen balon gibi patlayacaktır, dolan bir bardak gibi taşacaktır.

Kurumlarınızı kurgularken, yapılandırırken Mâ'şeri Vicdan’ı dikkate almalısınız. Mesela, halkımızın asker ve polisine sevgisi zafiyet derecesinde yüksektir. Neden mi? “Her Türk asker doğar.” cümlesi tarihin Aziz Milletimize dayatmasının ve yaşananların sonucudur.

Kurumlar hata yapmaz, kişiler hata yapar. Kişilerin hata ve ihanetlerini kurumların şahs-ı manevisine yıkarak karar almanın toplumda bırakacağı iz dikkate alınmalıdır. Esasında Gülümüz (SAV)’ın tebliğ süreci vahiyle geliştirildiğinden emir hükmündedir. Toplumu aşama aşama tekâmül ettirmek İlahi bir usuldür. Bizler de toplumun tekâmülü gayretlerimizi Nebevi metodlarla yapmalıyız. Topluma karşı aşağılayıcı bir üslupla değil, kuşatıcı, kucaklayıcı, şefkatle yönlendirici yöntemler geliştirmeliyiz.

 

Aziz Milletim…

Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’ı korumak ve geliştirmek fert fert hepimizin yükümlülüğüdür. Bizim varlık sebebimizdir. Sulandırılmamalıdır. Mâ'şeri Vicdan, DİNİMİZ, MİLLETİMİZ, VATANIMIZ ve DEVLETİMİZ dediğimiz temelleri ile gelişir ve yücelir.  Milli His ve Mâ'şeri Vicdan’a sahip çıkmak, geleceğe ve bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. İşte 15 Temmuz bu vicdan ve iradenin sonucudur.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...