Darbecilerin karakteri nasıldır?
Darbeciler halka nasıl bakar?
Darbe nedir peki? Sadece askerler mi darbe yapar?
Çok özet, halka, halkın değerler sistemine, halkın teveccüh ve rızasına uymayan her zorlama darbedir. Darbelerin bazen kısa dönemde hayırlı gibi görünen sonuçları olsa da coğrafyamızda son 300 yıl tüm darbeler Batıcı nitelikle, dış güdümlü, baskıcı ve can kaybına, ciddi sosyal ve ekonomik kayıplara sebep olmuş niteliktedir..
12 Eylül Darbesi.
Türkiye’de darbeler birbirinin devamı ve adeta aynı kadrolarla yapılmıştır. Esasında 2. Mahmut’la başlayan süreç, Abdulaziz Han’ın katli, Abdulhamid Han’ın azli, Osmanlı’nın tüm kurum ve değerleri ile tasfiyesi ile devam etmiş, devlet çok farklı nitelikler ve bürokratik teamüller üzerine bina edilmiştir. Tüm kamu çalışanları devletin hizmet üretmeme üzerine, sorun çıkartma, her türlü teşebbüsü tıkama üzerine yapılandırıldığını ifade ediyor olmasına rağmen köklü yasal ve idari değişiklikler yapılamamıştır. Çünkü darbeler sadece kurallar bırakmazlar geride, zihniyet ve kirli kişiler, ilişkiler de bırakırlar.
Darbelerin ideolojik arka planı da vardır. Dolayısı ile maalesef sonuçları ihanete varsa dahi, darbeleri destekleyen toplum kesimleri hep olagelmiştir.
1960 İhtilali, kurucu iradenin tavsayan dayatmalarını yeni bir formatla yeniden düzenlemiştir. Akabinde 1980 Darbesi ise adeta aynı adamlarla yapılmıştır. Askeri planlar en son 15 Temmuz 2016 İhaneti dahi aynı darbe planlarının güncellenmesinden ibarettir.
Peki, sadece askerler mi darbe yapar?
Hayır!
28 Şubat, hukuk, bürokrasi, medya ve bir kısım işadamlarının ortak çalışmasıdır. Askerler karar verici değil sadece maşa olmuşlardır.
Gezi Olayları başlı başına darbe teşebbüsü ve darbenin altyapısını oluşturacak nitelik ve karakterdedir.
Tüm darbelerde öncesinde adeta darbenin altyapısı hazırlanmıştır. 12 Eylül Öncesi tırmandırılan terör ve kardeş kavgası, 28 Şubat ve Gezi Olaylarından Önceki medya spekülasyonları bariz örneklerdir.
Türkiye’deki tanzimat ve sonrası darbelerin tamamı, 12 Eylül 1980, 28 Şubat Süreci, E-Muhtıra 2007, 15 Temmuz 2016.. ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batı’nın destek ve koordinasyonunda yapılmıştır. Çünkü üçüncü ülkelerde muhipleri ve hayranları vardır. Temel sorun da budur. Yani, bürokrasi ve siyasette üst düzey görev yapanların bazıları, bazı medya kuruluşları, İşadamları dernekleri, STK maalesef dışarıda bir kısım güç merkezleri ile temasta olmuşlardır. Bu oluşum Osmanlı’nın duraklama döneminde başlamıştır maalesef. Şu anda da Devlet-i Aliye’nin topraklarında kurulan devletler ve diğer İslam Ülkelerinde birbiri ile adeta irtibatlı gibi sözleşmiş, ortak üst akılca yönetilen oluşumlar mevcuttur.
Darbeciler mi?
Toplumu beğenmezler, tepeden bakarlar. Genellikle üretmezler. Menfaatlerine düşkündürler. Bencil, megalomandırlar. Çoğunlukla sadist olanlar da vardır.
Ya Halklar.. Ya biz!
En önemlisi halktır esasında.
Halk bilinçli olursa darbeye cesaret bile edemez kimse. Bu meyanda da siyaset kurumunu halk kontrol edebileceği şekilde yapılandırmalıdır. Darbe için illaki silah ve zorlama gerekmez.
15 Temmuz Darbesinde oyunu bozan Aziz Milletimizdir. Millet dirayetli ve bilinçli olursa tüm oyunları bozar. Abdulhamid Han bizzat dönemin aydınlarınca yalnız bırakılmıştır. Bu arada her doğru düşünen ve söyleyenin de ferasetli olmadığı darbe süreçlerinde görülmüştür. Halkımız her manada “zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı görecek ferasette” olmalıdır.
