Perşembe, 26 Eylül 2019 10:11

İstanbul’un Kurtuluşu ya da Yeniden Diriliş

Güller Gülü (SAV) “İki Roma da fetholunacak.” dedi.

Sonra; “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” buyurdu.

Ordular geldiler Asya’dan tekbirlerle…

Fetih nasip olmadı hiç birine…

Sonra genç bir Mühendis, Komutan, Dil Bilimci.. Evet hepsi hatta şair.. 21 Yaşında Hükümdar oldu Osmanlı’ya.. O genç Hükümdar, Fatih oldu, Muhammed Han oldu. Atamız Fatih Muhammed Han oldu.

Osmanlı 600 yıllık hükümdarlığını, 1453 yılından 1922 yılına kadar 469 yıl İstanbul’dan yönetmişti. Yıkılış süreci Birinci Dünya Savaşı ile tüm vatan sathının işgaline dönüşmüştü.

İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak 13 Kasım 1918'de İstanbul'a girdi. Türk Milleti’nin baş düşmanı İngilizler, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u işgal etti.

Türk Milleti, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’yu, Anayurdunu kurtarmak için büyük bir mücadele vermişti. Nihayetinde İngilizlerin desteklediği Yunan Palikaryasını 09 Eylül 1922’de Ege’den denize döktü.

Ordularımızın teri ve kanı, şehidlerin ruhları ile masum Anadolu’nun dualarıyla arşa yükseldi. Yahya Kemal şöyle dua ediyordu.

“Şu kopan fırtına türk ordusudur Yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu, budur Yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galib et, çünkü bu son ordusudur islâm'ın.”

Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu İtilaf Devletleri kontrolündeki bölgeye doğru ilerlemeye başladı. Bunun üzerine Fransız ve İtalyan birlikleri derhal geri çekildi. Çanakkale'de bulunan İngiliz birlikleri General Harington'un emriyle savunma pozisyonu aldı.

Ankara Hükûmeti İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının denetimini istedi. İngiltere başbakanı Lloyd George bu istekleri reddetti. Birliklere savaş pozisyonu alması emrini verdi. Fakat Harington ateş açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri, İngiliz direnişi ile karşılaşmadan tarafsız bölgeye girerek Çanakkale Boğazı'na doğru ilerlemeye başladı. Türklerle savaşılmasını istemeyen Winston Churchill'in başını çektiği bir grup bakan istifa etti.

Diğer taraftan İzmir'in Kurtuluşu'ndan sonra Damat Ferit Paşa 21 Eylül 1922'de ülkeden kaçtı. "İstanbul Komutanı" sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul'a geldi. Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa'nın İstanbul'a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı.

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923'ten itibaren İtilaf Kuvvetleri İstanbul'dan ayrılmaya başladı. Son İngiliz Birliği ise 4 Ekim 1923 günü Türk Bayrağını selamlayarak şehri terk etti.

6 Ekim 1923'te Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul'a girdi ve işgal resmen sonlandı. İstanbul’un işgali 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü maalesef. İstanbul bu sürede çok acılar gördü. Azınlıkların, gayrimüslim tebanın taşkınlıklarını gördü. İngiliz askerlerinin tecavüzlerini ve fail-i meçhul cinayetlerini gördü. İşgale direnen Zenci Musa’ları, Özbekler Tekkesi’nin yiğit insanlarını, Osmanlı’nın son meclisini, Misak-ı Milli Kararlarını alan yiğit insanları, fikri hür, imanı kâmil insanları gördü.

İstanbul gerek Batı ve Hıristiyan Âlemi, gerek İslam Dünyası için tartışmasız özel kutsiyet arz eder.

İstanbul, Asya ve Avrupa Kıtalarının birleştiği çok değerli bir coğrafyadadır.

İstanbul, Doğu ve Batı Medeniyetlerinin harmanlandığı büyük medeniyetlerin merkezi ve mirasçısıdır.

Şimdi İstanbul, Müslüman Türk Milleti’ne Atası Fatih Muhammed Han’dan emanettir. İslam Dünyası’nın siyasi merkezidir. Hilafetin hala merkezi İstanbul’dur.

İstanbul deyince, Aziz Atalarımızın Cihad Ruhu akla gelmelidir.

İstanbul deyince, fethi müjdeleyen Hadis-i Şerifteki sır düşünülmelidir. Fethi gerçekleştiren kadrodaki ruh, iman ve fen, teknoloji, mühendislik bilgisinin nasıl birlikte kullanıldığı, bu bilgi ile çağ açıldığı asla unutulmamalıdır.

İstanbul deyince, Cihan Devleti olma sürecimiz de, yıkılışa giden süreç ve nedenleri de düşünülmelidir.

İstanbul deyince, istikbale dönük ödev ve sorumluluklarımız akla getirilmelidir.

İstanbul deyince son yüzyılda içine düştüğümüz maddi, manevi buhranlar, çözüm arayışları, ihanet ve işbirlikçi kadroların satılmışlığı, uşaklığı düşünülmelidir.

İstanbul, yeniden dirilişimizin merkezi ve mihenk taşı olmalıdır.

İstanbul deyince, Aziz Milletimizin birlik ve beraberliği ile şairlerimizin vicdanından fışkıran satırlar hatırlanmalıdır.

FETİH MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;

Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!

Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?

Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden

Senin de destanını okuyalım ezberden

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden.

Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın

Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!

Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini!

Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!

Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;

Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın

Bu kitaplar Fâtih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır;

Şu mihrab Sinânüddin, şu minâre Sinân'dır;

Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın

Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın!

Delikanlım! İşaret aldığın gün atandan!

Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!

Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan!

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın.

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?

Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!

Arif Nihat ASYA

 

BÜYÜK DOĞU MARŞI

...

Allahın seçtiği kurtulmuş millet!

Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un!

Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Nur yolu izinden git, KILAVUZ’un!

Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

…. (1938)

Necip Fazıl KISAKÜREK

 

MALAZGİRT MARŞI

Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu

Ardında Oğuz'un ellibin tuğu

Andırır Altay'dan kopan bir çığı

Budur, Peygamberin övdüğü Türkler...

Ya Allah... Bismillah... Allahuekber

Türk, Ulu Tanrı'nın soylu gözdesi

Malazgirt Bizans'ın Türk'e secdesi

Bu ses insanlığa Hakk'ın müjdesi

Bu seste birleşir bütün yürekler...

Ya Allah...Bismillah... Allahuekber!..

Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU

 

VUR EMRİ

Bir haber dolaşır semada pul pul;

Kılınçlar bilensin akın var Çin’e.

Yiğitler at sürer düşman içine;

Tarihe hükmeden bir ses duyulur:

- Vur! TÜRKLÜK aşkına vur!

Yüklenir bir ülke oymak ve avul,

Sel olur ordular, batıya akar.

Uçar elden-ele bozkurtlu bayraklar.

Emreder bir başbuğ, sade ve vakur:

- Vur! BAYRAK aşkına vur!

Karışır top sesi, nal sesi, davul..

Çağdan çağa çığır açar gemiler.

Bir hâkan atını denize sürer

Ve der ki: “Yıkılsın Bizans’ı koruyan sur,”

- Vur! FETİH aşkına vur!

Parçalanmak istenir bir ülke, Anadolu’dur:

Şahlanır bir anda bin yıllık hınçlar;

Eser poyraz poyraz eğri kılınçlar,

Kütahya düzünde kelle savrulur...

- Vur! TOPRAK aşkına vur!

Ya... işte tarihin böyledir oğul!

Geçmişten hız alsın geleceğin de..

Göster Türklüğünü tunç bileğinle!

Bu dine, bu ırka ve bu toprağa

Sataşmak isterse herhangi gavur:

- Vur! ALLAH aşkına vur!

Abdurrahim KARAKOÇ

 

Maziden aldığını atiye taşımak için Aziz Milletimizin İman, edeb, töre ve terbiyesini, yüksek ahlak ve seciyesini muhafaza edebilmek, kıyamete kadar kaim olması için mücadele eden yüksek gönüllü, fedakâr ve yiğit insanlara ne mutlu.

Allah, Gülümüz (SAV)’in izinde yaşamayı yarın cennetinde de bu yiğit insanlarla, Gülümüz (SAV)’in sancağı altında bir araya gelmeyi nasip etsin inşaAllah..  

 

Son Düzenlenme Perşembe, 26 Eylül 2019 14:04
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...