Cuma, 22 Ocak 2021 11:26

SADAT SAVUNMA ve Vekalet Savaşları (3)

Okuyacağınız bu makale SADAT Savunma ve Vekalet Savaşları başlıklı yazılarımızın üçüncü ve sonuncusunu teşkil ediyor. “SADAT Savunma” bir  savunma danışmanlık şirketi olmasına karşın batılı emperyalist ülkelerin özel askeri şirketleri gibi girdikleri ülkelerde kan ve göz yaşı ekmeyip, barış ve huzurun teminatı olarak faaliyet göstermektedir.

Üstelik bu ülkelerde hem Türkiye’nin hem de danışmanlık hizmeti verdikleri ülkelerin kanun ve nizamlarına uygun hareket ederek faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu faaliyetlerini yürütürken de mevcut ülkelerin milli gelirlerini hortumlamayı değil makul bir kazanç ile ticari kazançtan ziyade hizmet kaynaklı faaliyet yürütmeye gayret etmektedirler.

Asıl amaç ticari kazanç sağlamaktan ziyade kardeş kanının döküldüğü ülkelerde kardeş kanının dökülmesini önleyecek barışçıl tutum ve davranışların ortaya konulmasını sağlayıcı stratejileri hayata geçirmek olmuştur.

Kabileler ve aşiretler arasında rekabeti tetikleyici karşılıklı güç dengelerini bozucu teşkilatlanmadan ziyade ortaklaşa hareket edecek kabiliyeti ve teşkilat yapısını hayata geçirmelerini sağlayacak stratejileri ortaya koymaktadır.

Bölge ülkelerinin mevcut tehdit değerlendirmelerine uygun olarak, mevcut coğrafik ve jeopolitik yapıları dikkate alınarak silahlı kuvvetleri organize edilmekte optimum fayda sağlayacak teçhizat, malzeme, araç ve gereçlerle donatılmaktadırlar.

Bu teşkilatlanma kurgulanırken de batı menşeli askeri teçhizat yerine özellikle Türkiye menşeli ve İslam Ülkelerinde üretimi gerçekleştirilen silah, mühimmat ve malzemelerin yer aldığı teşkilatlanma esas alınmaktadır.

Bir ülkenin sınırlarını, topraklarını ve halklarını mütecaviz girişimlere karşı koruyabilmek için ihtiyaç duyduğu eğitim konularını insan kaynağı yapısına, kültürel ve ahlaki değerlerine göre analiz etmekte ve eğitim önceliklerini belirlemektedir.

SADAT Savunma; Dost ve müttefik ülkelere yönelik askeri tehdit değerlendirmesini yaparak, bu değerlendirmeye göre ihtiyaç duyacakları ortak savunma imkanlarını tespit eder ve ön görülen tehdide uygun olarak Silahlı Kuvvetlerini organize eder. Hizmet verilen ülkelerin Silahlı Kuvvetlerinin harbe hazırlık seviyelerini inceler ve tespit edilen eksiklikleri giderme yönünde çözümler üretir.

SADAT Savunma hizmet verilen ülkelerin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin tek er ve en küçük birlikten en üst seviye birliğine kadar ihtiyaç duyulan nizami askeri eğitici eğitimi ve son kullanıcı eğitimini vermektedir. Buna bağlı olarak;

Gayri Nizami Harp,

Özel Harp,

Baskın,

Pusu,

Sabotaj,

Kurtarma / Kaçırma,

Sualtı ve Su Üstü Harekâtı,

İç Güvenlik Harekâtı,

Taarruz ve Savunma gibi

 

Bir devletin ihtiyaç duyacağı tüm askeri eğitimleri vermekte ve bu maksatla Türk Silahlı Kuvvetlerinde üstün başarı ve hizmet ile görevlerini tamamlamış ve emekli olmuş subay ve astsubayları kadrosunda bulundurmaktadır.

SADAT Savunma bu eğitimlerinin tamamını dost ve müttefik İslam Ülkelerinin resmi silahlı kuvvetlerine ve emniyet teşkilatlarına vermekte, kesinlikle bireysel eğitim vermemektedir.

Kaldı ki özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bireysel manada askeri eğitim vermek mümkün değildir ve bu kanunla yasaklanmıştır. SADAT Savunma Türkiye Devletinin İslam Ülkeleri nezdinde yardımlaşma etkisinin farkındadır ve bu ülkelerin Türkiye devletine olan sempatisini ve sevgisini yakından müşahede etmektedir. Bunun bilincinde olan SADAT Savunma ülkemizin meşruiyetine gölge düşürecek en ufak gayri meşru bir davranışın içerisinde olmamaya özen göstermektedir.

Türkiye ve İslam Ülkeleri ekonomik olarak zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına sahip  olmanın yanında coğrafik anlamda da dünya siyasetini ve ticaretini kontrol edebilecek olan bir bölgede yer almaktadır.

Bu maksatla dünya siyasetini yönlendirmek isteyenler Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölge ülkelerini kontrolleri altına almak istemişler ve bölge zenginliklerinden tek taraflı istifade etmeyi hedeflemişlerdir. Birinci Dünya Savaşından sonra  Osmanlı’nın yıkılması ile meydan boş kalmış ve maalesef bu hedeflerini gerçekleştirmeyi başarmışlardır.

Osmanlı’nın yıkılışı ile bu topraklarda başlangıçta 36 ülke ortaya çıkmış iken bugün geldiğimiz noktada neredeyse ellinin üzerinde ülkenin ortaya çıktığını görmekteyiz. Osmanlı sonrası bölgeyi dizayn eden savaşın galipleri işgal ettikleri ülkelerin başına kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda hizmet edecek kukla idarecileri getirmişler ve bugüne kadar bu bölgenin zenginliklerini kendileri kullanmış ve bölgeden ayrılmak zorunda kaldıklarında ise söz konusu bu ülkeleri birbirleri ile çatıştırmayı başarmışlardır. Bu ülkeler birbirleri ile çatışırken enerji kaynakları ile elde ettikleri gelirlerle bu kez bu ülkelerden yüksek fiyatlara savaş ekipmanları almışlar ve böylece enerji kaynaklarından elde ettikleri gelirlerden çok daha fazlasını bu ülkelere geri ödemişlerdir.

Bu durum karşısında emperyalist ülkeler zenginleşirken, zenginliklerin asıl sahibi bölge ülkeleri her geçen gün fakirleşmiş ve yoksullukla mücadele etmek durumunda kalmışlardır.

Buraya kadar anlatmaya çalıştığımız kadarıyla SADAT Savunma emperyalist ülkeler karşısında geleceğe dönük olarak etkili bir rakip olacak faaliyetlere imza atmaktadır. Bu durumu varlıkları için bir tehdit olarak gören kan emici canavarlar içerden ve dışardan elde ettikleri maşaları vasıtası ile SADAT Savunma’nın saf dışı edilebilmesi için kanunsuz ve hukuksuz faaliyetler ortaya koyduğunu dillendirmekte ve harekât alanını daraltmak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

Emperyalist bu tek dişi kalmış canavarların davranışlarını anlamak mümkün olsa da içimizdeki savunucuların amaç ve niyetini anlamakta gerçekten zorlanıyorum desem yeridir. Kendini aydın, düşünür, gazeteci ve bilim insanı olarak gören bu insanların bölgemizde oynanan bu oyunları fark edememesi anlaşılır bir durum değil.

Bu insanlar ya farkında olmadan emperyalizmin değirmenine su taşımakta ya da bilerek ve isteyerek sırf ideolojik amaçla bu işin içerisinde yer almaktadırlar. Her iki durumda da bu insanların notunu siz değerli okurlarıma bırakıyorum.

SADAT Savunmanın Türkiye’nin bölgesel güç konumundan küresel güç olma yolunda faaliyet veren yerli ve milli bir şirket olduğunu anlatmak için bir örnek daha vermek istiyorum. Bugün geldiğimiz noktada Türk Savunma Sanayi’nin direğini oluşturan TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN, MKEK ve ASELSAN gibi dev kuruluşlar ürettikleri silah, araç, gereç ve mühimmatları dost ve müttefik ülkelere pazarlamakta ve onların savunma güçlerine güç katmaktadırlar. Şimdi biri çıkıp “Türkiye bu şirketleri vasıtası ile ürettikleri silah ve mühimmat ile terör unsurlarını destekliyor” dese…

Böylesi bir iddia nasıl mesnetsiz ve akıl dışı bir iddia olur değil mi? Böylesi bir iddiaya ancak güler ve geçersiniz. İşte SADAT Savunma için ortaya konulan bu iddialarda bu denli asılsız, akıl ve izandan yoksun kasıtlı iddialardan oluşmaktadır.

Kıymetli okurlarım bugüne kadar ülkemizde terör eylemlerini gerçekleştiren PKK’nın ABD ve Rus menşeli silahları kullandıkları aşikarken, Suriye’de ABD binlerce tır silahı PKK/YPG’ye vermişken, Libya’da Hafter’e silah ambargosuna rağmen silah veren batılı ülkeler ve Rusya açığa düşmüşken SADAT Savunmayı bu denli hedefe oturtanların bir tek söz dahi ettiğini duydunuz mu?

Bırakın bu ülkelerin aleyhinde konuşmayı bilakis 15 Temmuzu gerçekleştirmek isteyen güçler ile birlikte hareket ederek bu ülkelerle iş tutmaktadırlar. Geleceği okumaktan yoksun, bölge stratejilerini keşfedemeyen ve Türkiye’nin bölgenin geleceği için hedeflediği konjonktürü fark edemeyenlerin iddiaları SADAT Savunmayı doğru bildiği yoldan alıkoyamayacaktır.

SADAT Savunma bu mesnetsiz, yalan iddialara aldırmadan ve takılmadan üstlendiği misyonu başarıyla ve etkili bir şekilde gerçekleştireceği adımları atmaya devam edecektir.

Not: Yazarımızın makaleleri aynı zamanda Milat'ta yayınlanmaktadır.

Son Düzenlenme Cuma, 22 Ocak 2021 11:36
Ersan Ergür

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...