Pazartesi, 12 Ocak 2009 02:43

EVLAT EDİNMEK

                           EVLAT  EDİNMEK

 

 Prof.Dr.Mustafa NUTKU

 

Çocuğu nüfusa kaydettirmek denilince akla gelen hususlardan biri de, “21.Asrın Cahiliyeti” konularından biri olan “evlat edinmek”(gerçekten evladı olmayan birini evladı saymak)dir.

Bu, hem köylerde hem de şehirlerde evde yapılan doğumlarda, güya doğan çocuğu himaye etmek için, çocuğun anne-babasını yanlış gösteren “doğum vukuatı ilmühaberleri” düzenleterek veya devlet eliyle “Sosyal Güvenlik ve Çocuk Esirgeme Kurumu” vasıtası ile yetimhanedeki çocuklar istekli ailelerin nüfusuna kaydedilen evlat olarak verilerek yapılır.

Herhangi bir Kur’an meali alınıp fihristinden “evlat edinmek” konusuna bakılsa, evlat edinmeyi açıkça yasaklayan âyetler kolayca bulunabilir; âlim sayılmayacaklar bile bu yasağı bilir, bilinmese de evlat edinmeye teşebbüs etmeden bunun dinimizdeki hükmünün ne olduğu  sorulup öğrenilebilir.           

Buna rağmen, sanki dinimizdeki bu yasaktan habersizmiş gibi bazı Müslümanların evlat edindikleri görülmektedir. Bunu bilerek yapmak, önce Allah’ın (c.c.) ve Resulu’nün (s.a.s) sonra da ilgili kişilerin hukukuna tecavüzdür. Bu yolla nesebin bozulmasından başka, bazı akrabaların gerçek miras haklarından mahrum bırakılması, haksız temellük (haksız mülk edinmek), gasp, mahremiyete aykırılık, vs gibi çeşitli hak ihlalleri ve günahlar olur. Dinî yasağına bilerek önem vermeden evlat edinen, bu konudaki dinî yasağı bilerek ihlalden başka, onun neticesi olan bu günahlara sebebiyet vermenin de günahını yüklenmiş olur.

“Manevî evlat”lıktan, “kendine yakın hissetmek” manasında mecazî bir ifade olarak, bahsedilebilir; fakat hukukî çeşitli sonuçlar getiren “maddî evlat” edinmenin yasaklığı, ayrıca tefsire ihtiyaç bırakmayacak büyük bir açıklıkla, âyetlerde (ve meallerinde) belirtilmiştir:

“…(Allah) evlâtlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır! Bunlar  sizin söylediğiniz sözlerdir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola hidâyet buyurur.

Evlâtlıklarınızı babalarına nisbet ederek çağırın! Allah katında en doğru olanı budur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, zaten onlar dinde kardeşinizdir ve himayeniz altındadırlar. Hatâ ile yaptığınız işlerde size bir günah yoktur! Fakat, bilerek yaparsanız sorumlu olursunuz! Allah, günahları örten ve çok merhamet edendir!”

        (Ahzâb Sûresi, 33/4-5)

 

Müfessir olmasa da, okuduğunu anlayabilenler bu âyet meallerinden şunları anlar:

1 – Evlat edinmekle, gerçekten evladı olmayanı bütün hukukî sonuçlarıyla evlat edinmek, dinimize göre kesinlikle yasaktır ( açıkça âyetle yasaklandığı için haramdır).

2 – “Manevî evlât” manasında, hakikî değil “mecazî evlât” edinilebilir, ancak bunların gerçek babası inkâr edilmemeli ve o evlâtlıktan gizlenmemelidir.

3 – Himaye etmek maksadı, evlâtlığı hukuken gerçek evlat statüsüne sokmayı gerektirmez. Zaten din kardeşliği de, muhtaçları himaye için yeterli bir sıfattır.

4 – Bilmeden veya yanıltılarak evlat edinmenin, bilmeden işlenen bütün günahlar gibi günahı yoktur, bilerek yapılırsa sorumlu olunur (Fakat, ilmihalini bilmek farz olduğuna göre,

“Bilmemenin sefası vardır.” diyerek ilmihalini, dininin emir ve yasaklarını araştırıp öğrenmeden, başıboş ve serseri gibi yaşamanın sorumluluğunun olmaması da mümkün değildir. Oruçlu olduğunu bilmeden, unutup orucunu bozana kefaret gerekmez, fakat;           “- Nasıl olsa orucum bozuldu.” diye de ondan sonra, iftar vaktine kadar yiyip içemez; orucu hiç bozulmamış gibi davranır. Evlat edinmenin yasaklığını bilmeden evlat edinenler de, evlat edinmenin dinimizde kesin olarak yasaklığını öğrenince, bundan sonra bu konuda sorumluluktan kurtulmak için ne yapmaları gerektiğini bilenlerden sorup öğrenmeli ve yapmalıdırlar.).

 

 

 

 

EVLAT EDİNMEK- 2

 

Prof.Dr.Mustafa NUTKU

 

18.12.2008 de, yukarıda kopyasını tekrar verdiğim “EVLAD EDİNMEK” konulu yazımdan sonra, Zaman gazetesi fıkıh köşesi yazarı Ahmet KURUCAN da, evlat edinmenin dinimize göre caiz olmadığına dair uzun bir yazı yazdı ve başka yönleriyle bu konuya temas edeceğini bildirdi. (08 Ocak 2009 da Zamanda yazdı.)

Halen TV’lerdeki yerli dizilere ve daha önce Türk filmlerine de çok yansıyan evlat edinme konusu, maalesef bugünkü Türkiye’nin sosyal gerçeklerinden biridir.

Ekseriya, evlat edinilenin kendisinden bile gizli tutulduğu için, nüfus sayımı veya sosyal bir araştırma ile Türkiye’deki evlat edinme vakalarının toplam sayısını tesbit edebilmek mümkün değildir. Ancak bu konuda tahminî bir sayı verilebilir. Şöyle ki:

Türkiye’de yaklaşık oniki milyon aile vardır. Ortalama altı aile arasında yakın akrabalık olduğu kabul edilse, ikimilyon “yakın aile gurubu” bulunduğu söylenebilir. Herkes kendi “yakın aile gurubu”na baksa, en az bir tane resmî evlat edinme vakası olduğunu görebilmektedir. Bu hesaba göre, Müslüman bir ülke olmasına rağmen, Türkiye’deki yakın aile guruplarının her birine en az bir tane isabet edecek şekilde (yani nüfusunun iki milyonu)nun  resmî nüfus kayıtlarındaki ana-babasının hakikî ana-babası olmayıp evlat edinilmiş olması, üzerinde durulması gereken bir konu teşkil etmekte ve beşerî kanunlar şartlı olarak buna müsaade etse de, dinimize aykırı olan bu uygulamaya karşı halkımızın aydınlatılması gerekmektedir.

 

Bir Müslüman, beşerî kanunların yasaklamadığı her şey yapamaz!

 Evlat edinmekten başka, beşerî kanunlarımızın yasaklamadığı zina, eşcinsellik, faiz, vd gibi başka konular da vardır; dinî bakımdan bunlar kesinlikle yasak ve uzak durulması gerektiği gibi, nüfusuna kaydettirerek evlat edinmek de, dinimizde kesin olarak yasaktır ve yapılmaması gerekir. 

Prof.Dr. Mustafa Nutku

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...