Çarşamba, 16 Mart 2022 13:56

28 ŞUBAT DAVASI 2022-3

28 Şubat davası kararları 14 sanık için Yargıtay tarafından onanmış ve bu sanıklar  cezaevine gönderilmişti. Hükümleri 4 tanesi lehine, 12 tanesi aleyhine bozulan  sanıkların yargılamalarına 14 Mart 2022 tarihinde Ankara 5. Ağır Ceza mahkemesinde devam edildi. Davayı Müşteki-Katılan olarak Adaleti Savunanlar Derneği(ASDER) Ankara Şube Başkanı(ve ASDER Gn.Bşk. Yrd.) ben ve hem müşteki-katılan, hem de 28 Şubat Davası Müşteki avukatlarından Av.Namık Kemal Urhan(ASDER Gn.Bşk.Yrd.) ile birlikte takip ettik.

Seçimle işbaşına gelmiş meşru bir hükümeti yıkmış, başta subay ve astsubaylar olmak üzere binlerce kamu personelini işinden etmiş, başörtülü kızlarımızın öğretim özgürlüğünü engellemiş, İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencilerinin istedikleri üniversiteye girebilmelerini engellemiş, devletimizi 100 milyar Dolardan fazla kayba uğratmış bir Cuntanın yargılandığı davanın, bu kadar sahipsiz kalması çok üzücü. Biz oraya kişilerin cezalandırılması için gitmiyoruz, derdimiz kişiler değil. Biz her 10 yılda bir ülke yönetimine müdahale ederek bu aziz Milletin geleceğini karartan darbeci damarın etkisizleştirilmesi için oradayız. Biz bu ülke için, bu devlet için, bu vatan için, bu bayrak için dertlenmeye devam edeceğiz. Varsın birileri de gösterişli salon kürsülerinde karşılarındaki yüzlerce alkışlara nutuklar atsın. Halen "karar verici" konumundaki davayı sahipsiz bırakanlar, 28 Şubat süreciyle ilgili mağduriyetler konusunda kendileriyle görüşme taleplerini cevapsız bırakmakta, mağduriyetleri anlatma çabalarımıza da kayıtsız kalmaktalar. Bu yapıdaki kişileri 28 Şubat Davalarında görmeyi beklemenin abesle iştigal olduğunu düşünüyorum. Gelelim 28 Şubat Davasının duruşmasına;

Sanık avukatlarından birisi duruşmada 2 tanık dinletti. Bir önceki duruşmada dinlettiği tanığın "tankların geçeceği güzergahta köprü çalışması olduğundan şehir merkezinden geçtikleri" şeklindeki ifadesinin yanlış değerlendirilebileceği, 31 Ocak 1997de Sincan’da şehir merkezinde yürütülen ve Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in "Demokrasiye balans ayarı yaptık." dediği olayın, güya; “Mürted Hava Üssünü”(bügünkü adı Akıncı) koruma görevi çerçevesinde tanklar ve zırhlı araçların katıldığı her yıl yapılan  olağan ve rutin bir tatbikat olduğunu ortaya koymaya çalıştı.

Tanıklardan birisi E.Alb.Ali Er, 1992-1994 yıllarında Zırhlı Birlikler  Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’nda Gösteri ve Tatbikat  Tabur Komutanı olduğunu, 1993 yılında 1 Tank Bölüğü olarak 5 tank ve 8-9 zırhlı araçla Sincan şehir merkezinden geçerek Mürted üssüne intikal ettiklerini,  1994de de aynı tatbikatı tankları çıkartmadan sadece personeli götürerek yaptıklarını ifade etmiştir.

Tanıklardan diğeri ise, ekranların değişmez yüzlerinden askeri konuların yorumcusu E.Korg. Erdoğan Karakuş idi. E.Korg. Erdoğan Karakuş, 28 Şubat Davalarını takip eden, izleyici sıralarında yanındakilere Mahkeme üyeleri hakkında, özellikle de savcı hakkında sürekli tenkit edici tavırlar sergilediğine şahit olduğumuz bir sima. Bu duruşmada da şahit olarak mahkemeye 2 sayfalık yazılı bir beyanda bulundu. Şahit olarak sözlü beyanında da 28 Şubat Postmodern Darbesini yapan darbecilerden  halen yargılamaları devam eden 16 sanığı kurtarma sevdasına devletin sır niteliğindeki bilgilerini kullanmaktan çekinmedi.

E.Korg. Erdoğan Karakuş, birisi Üs Komutanlığı olmak üzere Mürted üssünde iki defa görev yaptığını söyledi. İfadesinde;

Mürted üssüne 1950 yılında ABD tarafından Jüpüter Füzeleri yerleştirildiğini, 1962 Küba krizinde bunların söküldüğünü,

1965 yılında üsse ABDden alınan F104lerin geldiğini. Üsde Nücleer silahların korunması için 200 civarında ABDli güvenlik gücünün bulunduğunu, üssün korunmasında zırhlı birliklerden tankların da görevli olduğunu, Rusya'nın bir savaş durumunda hava indirme birlikleriyle Mürted üssünü ele geçirebileceğini, dolayısıyla her yıl koruma görevinde olan tankların rutin olarak Sincan şehir merkezinden geçerek Mürted üssüne intikal ettiklerini, kendilerinin de intikal eden bu zırhlı birliği havadan koruma desteği tatbikatı yaptıklarını,

Ayrıca Kars ve Edirne'ye planlanmış olan 2 Zırhlı Tümenin intikalinde hava koruma desteği tatbikatının da  Sincan-Mürted arasındaki intikalde icra edildiğini,

Korg.Çevik Bir'in Somali'ye  BM görev gücü komutanı olarak görevlendirildiğini(19Şubat1993-14Şubat1994), Somaliye gemiyle tank gönderildiğini, ancak Pakistan tank gönderemediği için onlar adına da Türkiye'nin nakliye uçağıyla 48 adet tank gönderdiğini, bu tankların her gün 1 tane olmak üzere 48 günde gönderildiğini, her gün 1 tankın Sincan şehir merkezinden "tıkır tıkır" geçerek Mürted üssüne gittiğini oradan da nakliye uçağıyla Somali'ye uçtuğunu, tankların sağlam olup olmadığını da Pakistanlı Subaylarının kontrol ettiğini,

1992 yılında NATO tatbikatı nedeniyle 100 civarında tank ve zırhlı aracın görev aldığı konvoyun da Sincan-Mürted intikalinin şehir merkezi kullanılarak yapıldığını, Amerikalıların üssün korumasının yeterli olup olmadığını kontrol ettiklerini ifade etmiştir.

Bu ifadelerden sonra tanıkları dinleten avukat, Küdüs gecesi kutlamalarının İran lideri Humeyni talimatıyla kutlanmaya başladığını, önceki 3 yıl Ramazan ayının son haftası kutlanırken 1997 de normalde 07 Şubatta kullanması gerekirken, geceyi organize edenlerin Zırhlı Birliklerin rutin tatbikat gününü(güya 15 gün önce 04 Şubat 1997 olarak belirlenmiş) önceden haber alarak, o seneki kutlamayı 31 Ocak 1997ye aldıklarını, bu organizasyonu MAZLUMDER'in yaptığını, sözcülerinin de Abdurrahman Dilipak olduğunu ifade etmiştir.

Evet bütün bunları TSKda Hava Korgeneral rütbesinde görev yapmış emekli general ile emekli askeri hakim avukat söylüyor.

Devletimizin yetkililerinin bugüne kadar Mürted üssünde nücleer silah olduğuna dair bir beyanı olduğunu TSKda görev yapmış birisi olarak ben hatırlamıyorum.

Rusya'nın bir kriz anında Başkent Ankara'ya hava indirmesi yaparak Mürted üssünü ele geçirebileceğini farz ve kabul ederek, önlem olarak da Zırhlı Birlikler Komutanlığından bir bölük görevlendirmek nasıl bir kurmay aklı, doğrusu akıl alır gibi değil. Rus nakliye uçakları sınırımızı geçecek, bizim radarlar ve NATO radarları uyuyacak, Generalin bahsettiği F104ler yıllardır Sincan-Mürted arasındaki intikali koruma eğitimine angaje olduklarından olsa gerek Rus nakliye uçaklarına önleme yapmayacak, kritik noktalara konuşlandırılmış füze ve uçaksavar bataryaları, ağır silahları olan mekanize piyade birlikleri de "nasılsa Mürtedi Zırhlı Birliklerden giden bir bölük tank koruyor" diye müdahale etmeyecek ve  Rus uçaklarından atlayan paraşütçüleri Karakuş generalin tankları avlayacak. Dünyada en çok askeri birliğin konuşlu olduğu Başkent olan Ankara'nın en önemli üssünün korunma planı böyleymiş, paşa böyle söylüyor.

Kars ve Edirne'ye birlik intikalinde verilecek koruyucu hava desteği tatbikatı bir uçağın 5-10 saniyede katedeceği Sincan-Mürted arasında yapılabilir mi? General bunu inanarak mı, yoksa yanlışlıkla mı, söyledi bilmiyorun ama inanarak söylediyse çok acı. Ankara'dan Edirney'e, Kars'a güzergah belli, pilotların yapması zorunlu olan aylık uçuş görevlerinde bu eğitimler zaten planlanmıyor mu, paşam?

Çevik Bir'in Somali görevine gelince. Büyük çoğunluğunu Amerikan askerlerinin oluşturduğu bu görev gücündeki Türk askeri sayısı 320dir. Türk askeri önce 1km çaplı BM karargahının korunmasında, sonra Mogadişu'nün asayişinde görevlendirilmiştir. Türk tanklarıyla ilgili bir kayıt yok. Çevik Bir'in göreve başladığının 5.ayında 12 temmuz 1993 günü, Somali'nin en önemli aşiretinin ileri gelenleri, saygın din adamları ve akil adamların bir araya geldiği bir toplantı, tanksavar füzeleri, top ve helikopterler tarafından saldırı düzenlenerek hemen hepsi katledilmişti. Bu saldırıdan sonra yaşanan infial sonucu, birbiriyle savaşan aşiretler ve Somali halkı ABD askerlerine ve BM güçlerine karşı General Aidid komutasında birleşerek savaşmışlar, birçok zayiat verdirerek,  ABD ve BM güçlerinin kaçarcasına Somali'yi terk etmelerini sağlamışlardır.  Milli Savunma Bakanlığı bu E.Hv.Korg.'in gemiyle Somaliye gönderilen ve özellikle de 48 gün süreyle her gün Sincan-Mürted arasında Sincan şehir merkezinden "tıkır tıkır" geçen, Mürtetten de Pakistan birliklerine verilmek üzere Somali'ye uçurulan tanklarla ilgili bir açıklama yapar heralde.

Bu arada emekli Tankçı bir Albay arkadaşımı aradım. Zırhlı Birlikler Okulunda 3 yıl Muhafız Birlik Komutanı olarak görev yaptığı gibi 1974 yılından itibaren de tüm ailesi Sincan'da ikamet eden bir Albay. Ne görev yaptığı sürede bir subay olarak, ne de Sincan'da ikamet eden birisi olarak, tankların rutin geçiş güzergahı olarak Sincan şehir merkezini kullandıklarına şahit olmadığını, şehir merkezinde hiç tank görmediğini bildirdi.

28 Şubat sürecinde EDOK komutanı olan Korgeneral İzzettin İyigün, ilk 28 Şubat davası sürecinde duruşma sırasında verdiği ifadesinde özetle"3-4Şubat 1997 gecesi KKK Kurmay Başkanı Doğu Aktulga'nın kendisini telefonla arayarak KKKomutanının emri olduğunu, sabahleyin 80 tank ve 80 zırhlı aracın Sincan-Akıncı istikametinde yürütülmesini emrettiğini, kendisinin ise, havanın -25 derece olduğunu, bunun mümkün olamayacağını, hiç değilse sayıyı azaltalım demesine rağmen kabul edilmediğini, birliğin 07 Şubatta planlı tatbikatı olduğunu söyleyerek, emrin geri alınmasını istediğini ama kabul ettiremediğini, yine de inisiyatifini kullanarak sayıyı 20 tank ve 15 zırhlı araca düşürdüğünü" ifade etmiştir.

Ayrıca tank sınıfı subay ve astsubaylar bilir ki, Zırhlı Birliklerin tatbikat ve gösterilerinin neredeyse tamamı birliğin kendi sahası içerisinde yapılır.

Kudüs Günü'nün Humeyni tarafından 1979da Ramazan ayının son Cuması olarak ilan edildiği doğrudur. 1997de Sincan'daki Kudüs Günü bir hafta önce kutlanmış, bu da doğru. Fakat EDOK komutanı Korg. İzzettin İyigün ifadesinde 07 Şubatta planlı tatbikat olduğunu ifade ediyor. 03-04 Şubat 1997 tarihli ceridede de emrin KKK Kurmay Başkanı Org.Doğu Aktulga tarafından ve KK Komutanının emri olduğu belirtilerek telefonla şifai olarak verildiği belirtiliyor. Zırhlı Birlikler Komutanı Tümgeneral Erdal Ceylanoğlu da ifadesinde aynı şeyleri söylüyor ve ilave olarak tankların normalde güzergahının şehir merkezi olmadığını, zırhlı birlikler komutanlığının tankları istediği zaman şehir merkezinde veya birlik dışında yürütemeyeceklerini, eğitim yaptıramayacaklarını belirtiyor. Bu durumda 04 Şubat yürütülen tankların, planda olmayan bir tatbikat gününün öğrenilmesiyle açıklanmaya çalışılması nasıl açıklanabilir ve doğruluğuna nasıl inanılabilir.

MAZLUMDER ve Sayın Abdurrahman Dilipak'ın da bu iddialara verecekleri cevapları vardır.

Hulasa 28 Şubat Davası devam ediyor.

Yıllar önce izlediğim bir televizyon dizisi vardı, "Yalan Rüzgarı" bilmem hatırlayan var mı?

 

Not: Katkılarından dolayı E.Hak.Kd.Alb. Yusuf Çağlayan ve E.Hak.Kd.Alb. Namık Kemal Urhan'a teşekkür ederim.

 

                                                                                              Dr.H.Hüseyin Uludağ

 

                                                                                              ASDER Ankara Şube Başkanı

Hasan Hüseyin Uludağ

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: Hasan Hüseyin Uludağ

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...