Cuma, 24 Şubat 2023 14:32

DEPREM VE MİLLİ GÜVENLİK SORUNU…

2023 yılının şubat ayını önümüzdeki yıllarda farklı yönleri ile çok konuşacağız.

 

Kur’an-ı Kerim’in yakılması ile başlayan ve İstanbul konsolosluklarının güvenlik gerekçesi ile kapatılması, HAARP donanımlı ABD donanmasına ait savaş gemisi USS Nitze’nin Dolmabahçe açıklarında demirlemesi, ABD büyükelçisinin gemi üzerinde şow yapması, büyük ABD küçük Türk Bayrağı ile dolaylı mesaj verilmesi, 5 şubat sabahı garip Kağıthane merkezli İstanbul depremi (ya da uzmanların ağırlıklı deyimi ile bir patlamaya benzetilen garip hadise), sonrasında Kahramanmaraş merkezli 7 şiddetin üzerinde birbirinden bağımsız 2 ya da 3 adet depremin sebep olduğu büyük yıkım ile devam eden garip bir süreç…

 

Neticede 11 ilimizi kapsayan 110 bin km’lik bir alanda 13-14 milyon insanımızı etkileyen büyük bir afete maruz kaldık. Bina varlığımızın % 20-30’u yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Binlerce şehidimiz ve gazimiz var.

 

Tabi gariplikler bununla bitmedi.

 

Depremin ilk iki günü büyük bir dezanformasyona maruz kaldık. “Devlet yok, asker yok, yağmalama var, milyonlarca ölü var” mesajları adeta halkımızın bütün direncini kırmaya yönelik beşinci kol faaliyetleri olarak dikkat çekiyordu.

 

Lağım çukuru vazifesini gören bazı sosyal medya mecraları binlerce sahte hesap kullanarak devleti hem yanılttı hem de halkın bütün moral motivasyonunu yerle bir etmek için seferber oldu.

 

Bazı siyasiler sahada bu kışkırtmaya bilerek veya bilmeyerek alet oldular.

 

Böylesine kritik bir süreçte millet Rabbimizin inayeti ve büyük feraseti ile adeta devletin nöbetini devraldı, kendi acısını unuttu ve devletine sahip çıktı. Kışkırtanları sahadan kovdu ve devlete zaman kazandırdı. İkinci günden sonra devlet tüm haşmeti ile ayağa kalktı ve yeniden otorite sağlandı.

 

Sonrasında o sahte hesapların sahipleri yok oldu ve birer birer hesaplar silinmeye başlamıştı. Planları tutmamıştı. Korku dağları sarmıştı.

 

Tabi gariplikler bitmiyordu.

 

Haber mecralarına garip bir haber düşüyordu. Yunanistan’da Türkiye sınırına yakın bir noktada yapılan tatbikat sona ermiş. Türkiye’ye yakın bir nokta? Sonrasında biraz detayları zorluyorsunuz. Meğerse biz depremle uğraşırken ABD-YUNANİSTAN-İSRAİL üçlüsü yıllarca ABD tarafından büyük bir üs haline getirilen Dedeağaç’ta 13-23 şubat 2023 tarihleri arasında tatbikat yapıyorlarmış. 13 Şubat tarihinde tatbikat başladı ise bu kuvvetler muhtemelen deprem olduğu günlerde hazır halde bekliyorlardı. 

 

Yine garip bir haber duyuyorduk. Depremle uğraştığımız o zorlu günlerde Şanlıurfa-Ceylanpınar’ın hemen sınır komşusu Rasulayn’da ABD-PKK ortak tatbikatı yapılıyormuş.

 

Evet, artık plan ifşa olmuştu.

 

Bu deprem ve etkisinin ne olacağı muhtemelen biliniyordu. Deprem sonucunda Türkiye’de bir kaos bekleniyordu. Bu kaos yönetilemez duruma geldiğinde NATO kuvvetleri insani yardım maksadı ile topraklarımıza çökecekti.

 

Yıllarca Dedağağaç ve Suriye’nin kuzeyinde yapılan yığınağın manası daha da anlaşılır hale geliyordu. Yine ilk gün asker nerede diye çığırtkanlık yapanlar muhtemelen bekledikleri o kaos ortamında halk ile askeri karşı karşıya getirmek istiyorlardı. Ama halkın feraseti büyün planı bozmuştu.

 

Genel tablo böyle görünüyor. 

 

Bu bir soğuk savaştır. Hatta soğuk savaş sınırını da aşmış artık sıcak savaş haline gelmeye ramak kalmış olağanüstü bir dönemdir. Devam da edecektir.

 

Neler yapılmalıdır?

 

1. Deprem bölgesine Kıbrıs, Trakya gibi stratejik noktalardan yardım maksatlı intikal eden komando birliklerimiz derhal kendi görev yerlerine dönmelidir,

2. Askeri teyakkuz seviyemiz yükseltilmeli, karşı tatbikatlar başlatılmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dimdik ayakta olduğu görüntüsü dost ve düşmana gösterilmelidir,

3. Deprem vasıtası ile ülkemizde olan tüm yabancı askeri birliklere teşekkür edip geri gönderilmelidir,

4. Kıbrıs-Trakya-Suriye’nin kuzeyi, Irak’ın kuzeyindeki asker sayısı artırılmalıdır,

5. İç emniyetin sağlanması için polis ve jandarma kuvvetlerimizin hazırlık derecesi yükseltilmeli, personel takviyesi yapılmalıdır,

6. Özellikle klasik harp dönemlerinden farklı olarak hareket ve vurucu gücü yüksek komando tugaylarımızın sayısı artırılmalıdır. Tamamen uzman çavuş, er ve erbaştan oluşacak bu birlikler düşmana korku salmaya yeter. PKK vasıtası ile güneydoğu bölgesinde kazandığımız büyük tecrübeyi sahaya yansıtmalıyız.

7. Özellikle hainlik yapan mecralar mutlaka kontrol altına alınmalı ve yargı önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır. 

 

Biz genel olarak tabloyu böyle görüyoruz. Yaşananların hepsinin bir plan dahilinde yürütüldüğünü değerlendiriyoruz. 

 

Ama unutulmasın ki en güzel planı her zaman Rabbimiz yapar. Bize düşen uyanık olmak, hazırlıklarımızı tamamlamak, dosta güven, düşmana korku vermeye devam etmektir.

 

Bu savaş devam edecek ve biz eskisinden daha diri ve kuvvetli olarak yeniden şahlanacağız inşallah.

 

 

Son Düzenlenme Cuma, 24 Şubat 2023 16:22
Ekrem Ata

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...