Çarşamba, 27 Eylül 2023 12:00

Sığınmacılar üzerinden sosyal medyada başlatılan 5’inci kol faaliyetleri küresel bir FETÖ saldırısı mı?

Türkiye sığınmacı ve göçmenler üzerinden çok uluslu bir proje ve farklı istihbarat birimlerinin desteği ile FETÖ’nün merkezde yer aldığı yeni bir KAOS planı ile seçimlerin hemen ertesinde karşı karşıya bırakıldı. Hedef bu kez de ekonomi üzerinden karmaşa, kargaşa ve algı dalgası yaratarak yalan yanlış asparagas ve çarpıtılmış haberler üreterek kamplaşmış ve kutuplaşmış bir Türkiye’de iç savaş çıkarmayı, devleti yönetilmez hale getirmeyi ve nihayetinde yönetime el koymayı planlıyor. Bu kelimeler bire bir aynı olmasa da müstafi Tümamiral Cihat Yaycı ikinci bir 15 Temmuz kalkışması tehlikesinden söz ediyor. Alınması gereken tedbirlerden bahsediyor.

FETÖ İLE MÜCADELEDE EN BÜYÜK EKSİKLİKLER?

Devletin özel sektör gibi kiminle çalışıp çalışmayacağına özgürce karar verebilmesi gerektiğini belirten Cihat Yaycı, “Herkes devletle çalışacak diye bir kaide söz konusu değildir. 15 Temmuz gibi dünya tarihinde görülmemiş ve hiçbir devletin başına gelmemiş, bir örgüt tarafından Silahlı Kuvvetler’in ve hatta devletin ele geçirilmesi durumuyla karşılaştık. Artık sütten dilimiz yandı, yoğurdu üfleyerek yemeliyiz. Şüpheden devlet yararlanmalıdır. Bu son derece önemlidir. İdari tasarrufla, adli yargılamayı birbirine karıştırmamak lazım. Kanunlarda FETÖ ile mücadele çerçevesinde herhangi bir özel düzenleme yapılmadı. Bu çok büyük bir eksikliktir. Bu düzenleme yapılmadığı için birçok FETÖ mensubu, beraat ya da delil yetersizliğinden ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı almaktadır. Böyle durumda, bunlar pir-i pak demek değildir. Bu, hukuki mevzuattaki eksiklikten kaynaklanan durumdan yararlanarak paçayı sıyıran FETÖ’cüler demektir. Bu noktada gerçekten de kurunun yanında, yaş da yanmış olabilir ama bunun sayısı gerçekten çok ama çok azdır” diye konuştu. FETÖ’ye üye olmaktan yargılanıp, kamu görevinden çıkarılanların kamudaki görevlerine geri dönüşüne ait kararlar verilirken, son aşamadaki durumlarının da incelenmesi gerektiğini savunan Cihat Yaycı, “Bu kişiler; kamu görevinden çıkarıldıktan iade kararı alınıncaya kadar geçen sürede, hangi kampanyalara katılmışlar, kimlerle ilişki halinde bulunmuşlar, kimleri övmüşler, kimleri yermişler, FETÖ mensuplarıyla bir iltisakları olmuş mu? Yani iade kararı verilirken; sadece kamu görevinden çıkarılana kadar sürece bakılmamalı, sonrasındaki süreçte de iltisakı olmuş mu? Ona da mutlaka bakılmalı ve öyle karar verilmelidir. Eğer mevcut hukuki zeminde bir mücadele yapılmak isteniyorsa; o zaman, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra da bunlar ne yapmışlardır, onların da dosyalanması ve ona göre karar verilmesi lazımdır” dedi.

FETÖ CASUSLUK ÖRGÜTÜDÜR. BU KEZ ÇOK DAHA TEHLİKELİ GELİYORLAR

FETÖ’nün salt bir terör örgütünden öte bir casusluk örgütü olduğunu da belirten Yaycı, şöyle konuştu: “FETÖ ile mücadele; DHKPC, PKK, TİKKO, IŞİD gibi salt terör örgütleri için çıkarılan kanun ve yöntemlerle yürütülemez. Bu konuda yeni kanun düzenlemesi şarttır. Aynı zamanda, bir an önce FETÖ ile Mücadele Kurumu kurulmalıdır. Çünkü Türkiye’de FETÖ şu anda çok güçlenmiş durumdadır. Çok ciddi ve cüretkâr bir şekilde konuşmakta, davranmaktadırlar. FETÖ ile mücadele edilenlerle mücadele başlamıştır. Şunu bir mesaj olarak vermek istiyorum; Türkiye, 15 Temmuz 2016 saat 20.30’a yeniden çok yaklaşmaktadır. Ama bu sefer bunu sadece klasik bir askeri kalkışma olarak yapmayacaklardır. Bu kez, halkı ekonomik ve sosyal zorluklardan dolayı sokağa dökmek ve sığınmacı konusunu provoke ederek, Türk Milleti’ni sığınmacılarla karşı karşıya getirmeyi planlanmaktadır. Bunun sonucunda ortaya çıkacak kargaşayı bir iç savaş haline dönüştürüp, devleti yönetilemez bir hale getirmek, devleti parçalamak ve ondan sonra da bazı kadrolarla yönetime el koymak şeklinde olabileceğini değerlendiriyorum. Takdir, yetkililerindir.”

FETÖ TEHDİDİNDEN KURTULMAK İÇİN KAMUDAKİ FETÖ ARTIKLARI TEMİZLENMELİ

Devlet kurumları içindeki FETÖ artıkları temizlenmedi. Halkta FETÖ ile mücadele konusunda oluşan soru işaretleri izale edilmeli. Zira örgüt yöneticiliği ile bilinen bazı isimler halen siyası partilerde üst düzey yöneticilik yapmakta. Biz bu mücadeleden sadece Cumhurbaşkanı’nın kararlılığı ile çıkamayız. Topyekün bir gayret gösterilmeli. Milletimizde oluşacak tereddütler ve devletin mücadele kararlılığı konusundaki zaaf endişesi bir sonraki kritik süreçte ağır bedeller ödememize neden olabilir. Çünkü gelinen noktada 15 Temmuz’da mücadele edenlerle mücadele dönemi başladı algısı hakim. FETÖ hiçbir biçimde ihmale gelmez. Tarihte eşine az rastlanır bir bela olan bu örgütle kararlı mücadele bir beka sorunudur. FETÖ, kurumlardaki kadrolarını muhafaza etmekte ve yeni bir kalkışma için işaret beklemektedir. Tövbe etmiş veya pişman olmuş FETÖ mensubu olmaz. FETÖ ile barışma, uzlaşma gibi bir adım Türkiye’yi dönülmez bir yola ve bitişe sürükleyecektir.

 

Bülent Orakoğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...