Pazartesi, 23 Ekim 2023 12:18

İsrail tasarlanmış bir müstemleke suçudur

İsrail’in bir devlet olarak Filistin topraklarında ortaya çıkmasıyla ilgili birtakım sorular her zaman gündemde kalmış fakat bu sorulara verilen cevaplarda özellikle I. Dünya Harbi yılları geri plana itilmiştir. Bunun sebepleri ayrıca tartışılabilir fakat 1917’de İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Balfour tarafından yayımlanan deklarasyon daha çok Yahudi tarihi içinde ve özellikle Yahudi sermayesinin gücü ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak hadiseler İsrail’in ve İngiltere’nin sarsılmaz gücü çerçevesinde değerlendirilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği yıllara kadar Filistin’de kolonyal sistemin devamı olan İngiliz manda yönetimi varlığını sürdürmüş olmasına rağmen hadiseler bu bağlamdan uzaklaştırılmıştır. Bu çerçevede Nuri Paşa gibi Filistin’e desteği bilinen çok önemli şahısların faaliyetleri de bütün yönleri ile ele alınıp değerlendirilememiştir.

Birinci Dünya Savaşı devam ederken ABD’nin İsrail’in ortaya çıkışındaki rolü de bütün yönleri ile ele alınmamıştır. Bu durum İngiltere dışındaki diğer güçlü Avrupa devletleri için de geçerlidir. Hâlbuki daha savaş devam ederken Osmanlı ile müttefik olan Avrupa devletleri de Filistin’de yeni bir Avrupa müstemlekesi oluşturma projesine katılmışlardı. Onlar da müstemleke ideolojisi olan Siyonizm’e destek vermişlerdi. Buna rağmen hem ABD’nin hem de diğer Avrupa devletlerinin bu yeni müstemleke ile ilişkisi hemen daima İkinci Dünya Savaşı bağlamında ele alınmıştır. Doğal olarak İsrail hakkındaki değerlendirmelerin merkezine de Hitler’in “affedilmez” tutumu yerleştirilmiştir. Bu da “beyazların beyazlara” karşı amansız tutumudur.

Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde, Osmanlı istihbaratı tarafından kayda geçirilen 1917 tarihli bir rapor İsrail’in bir müstemleke devleti olarak ortaya çıkışıyla ilgili birtakım sorulara cevap niteliğindedir. T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan “Osmanlı Belgelerinde Filistin” başlıklı kitapta yer verilen 1917 tarihli rapordaki şu ifadeler oldukça önemlidir: “…Ağustos evailinde takdim olunan bir şifre telgrafta Filistin’in müstakil bir hükûmet şekline ifrağıyla idaresinin Musevîlere tevdii Amerika Reis-i Cumhuru tarafından Siyonistlere va’dolunduğu ve İngiltere Hükûmeti’nin bu va’de iştirak ettiği ve Viyana’da hafiyyen inikat eden Siyonist Kongresi’nde Amerika ve İngiltere Siyonistlerinden varit olan raporlar mütalaa olunarak Avusturya-Macaristan’la Almanya hükûmetlerinden de taleb-i muavenete karar verildiği hikâye edilmiş ve müteakiben ve Siyonist âmâlini tervicen Almanya ve Avusturya matbuatında vuku bulan neşriyat ıstıtlaât-ı vakıanın sıhhatini teyit eylemiş idi.”

Bir bölümünü naklettiğimiz belgeye göre 1917’de Osmanlı coğrafyasının bir parçası olan Filistin’de yeni bir Avrupa müstemlekesi oluşturulma fikrine öncülük eden ülke ABD’dir. İngiltere’nin rolü zaten bilindiği için bunun üzerinde durmak istemiyorum. Fakat bu metnin en ilgi çekici tarafı dönemin Alman devletlerinin Siyonist ideolojiye desteğidir. Bu, yaygın olan kanaatin aksi yönünde bir hakikate işaret etmektedir. Birinci Dünya Savaşı’nda biz Almanya ve Avusturya-Macaristan ile müttefiktik. Daha harbin neticesi hakkında net bir fikrin ortaya çıkmadığı bir dönemde ittifak halinde olduğumuz ülkelerin Filistin’de yeni bir müstemleke oluşturulması fikrine iştirak etmesi oldukça anlamlıdır. Bunu Siyonizm’in ve Yahudi sermayesinin gücü ile izah etmek doğru olmasa gerektir. Her bir ülke kendi ölçülerine göre bu yeni projeye destek vermekteydi. Her birinin kendine göre bu yeni projeye yüklediği bir anlam vardı.

İsrail Devlet Başkanı Netanyahu, bugünkü olaylar başlamadan önce Filistin davasının önde gelen simalarından Hacı Emin el-Hüseyni’yi Hitler ile görüşmekle suçlamıştı. Netanyahu’ya göre Hitler’i Yahudilere yönelik sert tutuma ikna eden Hacı Emin el-Hüseynî idi. Elbette bu yöndeki iddialar yeni değildir. Ben daha önce bu yöndeki iddialarla ilk defa Zvi Elpeleg’in El Hüseynî hakkındaki biyografi çalışmasında karşılaşmıştım. Kuşkusuz bu anakronik iddialar propaganda amacına matuftu. Çünkü İsrail elitleri de beyaz Almanların beyaz Yahudilere yaptıklarını affedemiyordu. Bu açıdan Hitler’i Almanlıktan çıkarmayı bile göze alabilirler. Çünkü onlar da Almanların daha önceden Siyonizm ideolojisine desteğini biliyorlar. Bu sebeple “suçu” Filistinli Müslümanlarla ilişkilendirerek mekânsal değişime uğratmak istediler.

Bütün bu veriler İsrail’in ABD ve Avrupalılar tarafından tasarlanarak işlenmiş bir suç olduğuna işaret etmektedir.

 

Selçuk Türkyılmaz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...