Pazar, 06 Aralık 2009 13:11

YAŞ Ve Asimetrik Savaş,

                YAŞ Ve Asimetrik Savaş,

Akşam haberleri izliyorum alt yazı dikkatimi çekti; Yaş’ ta ihraç var mı?

Evet, dün yaşanmış gibi hatırımda. 1994 yılı yaz aylarının sonlarıydı. Bağlı birlik komutanı olarak Tugay Komutanı Tuğgeneral Kenan DENİZ ‘in dönemin Genel Kurmay başkanı Orgeneral İ.Hakkı KARADAYI ‘ nın çağrısı ile katıldığı toplantı sonuç değerlendirmesi ve ilgili emirlerini aktardığı toplantıdayım.

Sn. Kenan DENİZ; “Genel Kurmay Başkanımızla görüştük. Artık mahkemelerle uğraşmayacağız. Birliklerinizde hanımlarının başları örtülü personel var ise derhal bana bildiriniz. YAŞ kararları ile ordudan ilişiklerini keseceğiz. Hem zaten Kuran-ı Kerimde örtünme ayeti yok.” diyerek ve konuşmasını detaylandırarak devam etti.

İşte o gün bugündür, maalesef YAŞ’ ta ihraçlar var… Var ama ben bu ihraçları çaresizliğin, zulmün, zayıflığın ve güçsüzlüğün eseri olarak görüyorum. Bu ne demektir biliyor musunuz? Her bakımdan sizin himayenize muhtaç savunmasız bebeğinizin horlanıp, itilip kakılıp ve tokatlanarak zulme uğramasına benzer.

Bu aslında o çocuğun acizliği olmayıp, sizin acizliğiniz ve zavallılığınızdır. Çünkü o sizin himayenize verilmiş ve korumanız altında olması gereken altın bir emanettir.

İşte Devletin hatta Peygamber Ocağı denilen ve bu ülkenin kanla alınmasında en büyük pay sahibi, şehitler yuvası, şerefli Türk Ordusunun en üst kademesindeki komutanları olarak YAŞ’ a başvurursanız sizlerde bu duruma düşmezde ne duruma düşersiniz?

YAŞ’ ta komuta kademesinden; “Asimetrik Psikolojik Harekât kapsamında TSK’ ne karşı bir faaliyet yürütüldüğünü ve bu faaliyetlerin farkında olduklarını vs.” ifade eden bir açıklama geldi. İşte bakınız siz silahlı güçlerinizle ve kanunlarınızla topyekûn bir güce sahipken savunma yapma ihtiyacı duyacak bir hale düşebiliyorsunuz. Hâlbuki bu konuda eğitimli olan sizsiniz. Gelecekte ne gibi yaklaşım ve sonuçların çıkabileceği ise meçhul... Bazı isimler neredeyse maskara olmuş durumdalar. Bu olayların batıni nedenlerini derunu akıllarınızda sorgulamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. İşte size küçük bir yol haritası öküz altında buzağı aramaya gerek yok. Siz mazlumlara, masumlara ve Allah’ ın sabi kullarına haksızlık ederseniz, onların sahibi olarak yüce Allah’ ta elbette onları yalnız bırakmayacaktır. İnanmak ise işte derunu akıllarınızda gizli…

Evet, yaptıkları ayyuka çıkan her türlü ahlaki zafiyeti aşikârene işleyen, cuntacılık harekâtına adı karışan birçok ismi değil YAŞ’A getirmek belki de elinizden gelse ödüllendirmek isterken, yine masum vatanperver iki subayı disiplinsiz gerekçesiyle ihraç ettiniz. Hem de maalesef mertçe değil, adil olmayan bir şekilde ve evlatlarını gerektiğinde şehit olmak üzere sizlere emanet eden anaların emanetlerine ihanet ederek.

Sizlerin karşısında iç hizmet kanununa göre esas duruşta gözlerini dahi kırpmadan emirlerinize hazırım diyen bu insanlara yaptıklarınız karşısında kendinizi çok mu güçlü ve görevini yapmış hissediyorsunuz?

Kendinizi, yüzyıllardır çeşitli entrikalarla düşmanlıklarını esirgememiş, yurdumuzu işgal ettikten sonra yakarcasına kaçmış sinsi düşmanlıklarını halen devam ettiren uluslara karşı bir zafer kazanmışçasına mutlumu hissediyorsunuz?

Ben gerçekten bu makamları işgal etmiş. Birçok YAŞ kararına imza atmış, bu görevlerde bulunmuş ve halen bulunmakta olan bu insanların bulundukları gerçek ruh hallerini merak ediyorum. Ama sanırım bunu dünyada öğrenemeyeceğim.

Bildiğim ve merak etmediğim, aşikâr olmuş bir gerçek var ki benim beni atanlardan daha mutlu olduğum. Gerçekten ben daha mutluyum. Belki düşünülebilir ki YAŞ’ a nispet için böyle yazıyorum. Asla ve kat’a… Ne borcum var ki…

Ben toplumda halen saygın bir insanım. Benimle aynı görüşleri paylaşmayanlar dahi beni el üstünde tutuyor. Nereye gitsem kapılar bana ardına kadar açılıyor. İsimleri yazmak istemiyorum Emin olun ki; çok meşhur bir zamanlar solcu olan insanlar dahi ayakta alkışlıyorlar beni. Aslında ben, beni atanlara teşekkür ediyorum. Beni hak ettiğimden daha saygın kıldılar. Hem toplum karşısında hem Hakkın nazarında gerçekten hak etmediğim yerlere geldim.

Ve ben inanıyorum ki; Dün beni atanlar bu gün içinde olduğum mutluluğun ve saygınlığın farkında olsalar Vallahi beni atmazlar. Bilakis beni Kurmay yaparlar, birde üstüne üstelik General yaparlar…

Ama ben onlara derim ki… Ben Hakkın ve Halkın yanındaki rütbeyi sizin rütbelerinize tercih ediyorum. Yol sizin, arşın bizim…

Kalın sağlıcakla sevgili dostlarım…  04.12.2009

                                   

                                         Hamza EROĞLU

                                   

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 07 Aralık 2009 13:12
Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Cuma, 08 Ocak 2010 01:56 yazan Mehmet ERDİL

    Hocam, siz ASDER de değilde, "ATILMAKLA MUTLU OLANLAR" derneği kurup orada yazınız, yazınızın sonları hiç hoşuma gitmedi çok bozuldum, ben böyle bir haksızlığın karşısında bir elim yağda diğeri balda da olsa nasıl mutlu olabilirim, bu haksızlığı nasıl unutabilirim, çocuğum nasıl unutabilir, Hangi YAŞ zedenin çocuğu askeri okullara alınıyor, Yapmayın Allah aşkına nefsinizi niye kamçılıyorsunuz, lütfen bir ek yazınızla düzeltme yapınız. amaç Y.A.Ş kurumunun yargısız infazıyla antidemokratik oluşundan şikayetçi olmamız değil mi? velevki cuntacılıktan olsun Y.A.Ş kararlarıyla infazlarına sevinecekmiydik, yazınız sırf nefsinizi önde tutmakla tezatlık dolu. Hiç kusura bakmayın bir de böyle düşünün yoksa ben yazınızı yanlış mı anladım.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...