Pazar, 22 Ağustos 2010 13:54

Ramazan Ayı ve Demokrasi...

Ramazan Ayı ve Demokrasi…

            Çocukluğum El-Aziz de geçti. El-Aziz şarkın şirin ve mütevazı bir kentidir. Şarkta olmasına karşın batı kültürünün de görülebildiği bir kenttir. Hem şark hem batı kültürünü en derin özellikleriyle buram buram yaşarsınız bu topraklarda…

            El-Aziz, eski toprak diyeceğimiz ve bizlerin de çocukluğunda yetiştiği büyüklerimizin tabiriydi ve asıl adı idi, bu kentin. Sonradan 1937 yılında Elazığ olarak değiştirilmiş olmasına rağmen hala gönlümüzde Aziz bir kent olan El-Aziz olarak kalmıştır.

            İşte bu kentte çocukluğumuzun Ramazan ayı toplu hissedilirdi. Herkes ailesiyle, arkadaşlarıyla, dostlarıyla oruç tutar, iftar eder ve teravih namazına giderdi.

            Sahurda saat kurduğumuzu inanın hiç hatırlamam. Davul sesiyle uyanırdık hep…

            Sokaklarda mazeretli olarak oruç tutmasa da hiç kimsenin bir şeyler yiyip içtiğini göremezdiniz…

            Lokantalar hemen hemen ful kapalıydı. Bazı bölgelerde bir iki tane açık olurdu; onların da pencere ve kapıları tamamen perdeliydi…

            Sokakta kazara biri bir şey içse hemen dışlanırdı ve bir daha buna cesaret edemezdi…

            İşte bu dönemde El-Aziz batı ve şark kültürünü birlikte yaşamaktaydı. Kusursuz tam bir uyum içerisinde…

            Şimdilerde ne olduysa artık herkes demokrat oldu. Herkes yaşantısında serbestti… Dileyen oruç tutar dileyen tutmazdı. En doğal hakkıydı bu insanın.

            Dileyen dilediği gibi yer içer ve yazın sıcağında hararetini dindirirdi. Çünkü demokrasi vardı ve özgürdü…

            Oruç tutan insanın bağrı yanmış, midesi kazınmış, onu ilgilendirmezdi. Oruçlu insanın canı su çekmiş, burnuna gelen buram buram leziz taamları arzulamış hiç önemli değildi. O Allah rızası için oruçlu idi. Kendisi özgürdü ve oruçlu değildi. Susuzluğunu gidermeli, açlığını yatıştırmalıydı. İnsan olarak en büyük hakkıydı bu.

            Medeniydi insanlar, kapalı anne ve açık kızı, içki içenle içmeyeni, oruç tutanla tutmayanı aynı fotoğrafta olabilirdi. Ne vardı ki bunda… Aksini iddia eden yobazdı.

            Ramazanın ikinci günüydü; Etiler Camisinde öğlen namazına gitmiştim. O gün dünya yanıyordu sanki. Toprakla çalışıyorduk ve dilim damağıma yapışmıştı, tükürük namına bir şey yoktu adeta. Başım da migrene müptela olmuş, orucun hissiyatını tam yaşatıyordu.

            Camiden çıktıktan sonra hemen caminin çıkışının yanında iki bayan dışı buharlaşmış gel beni iç dercesine duran meşrubatı yudumlarken sigarasını da tüttürüyorlardı.

            Yutkundum ve dayanamadım, orucumu bozmak istiyordum. Birden mahşer sıcağı aklıma geldi ve durdum. Bana bakıyordu o genç bayanlar, bugün Ramazan, hava sıcak ve yakıcı ben de orucum ve bünyem buz gibi su arzuluyor. Sizlerde tam bu noktada buz gibi meşrubat içiyorsunuz, teşekkür ederim dedim.

            Tepkiyi göze almıştım ama bu manzara karşısında orucumu bozabilirdim. İkaz etmeliydim. Düşündüğüm gibi olmadı. Mahcup bir ifade ile Allah kabul etsin diye mırıldandılar.

            İnanıyorum ki bir daha bunu yapmayacaklar ama ya diğerleri…

            Onlar moderndi, demokrasiyi beğenmişlerdi ve herkes özgürdü.

Onlar kendi nefislerinde özgür olmanın ama bir başkasının nefsine zarar vermeden özgür olmanın ne olduğunu bilmiyorlardı. Her koyun kendi bacağından asılırdı. Ama 3 gün sonra o koyunun kokarak o mahalleyi çekilmez hale getireceğini düşünemezlerdi.

            Bunun suçlusu kimdi ve neredeydi. İnsanlık nereye doğru gidiyordu. İşte Demokrasi, ramazan ayını ne hale getirmişti.

            Neredeydi o eski El-Aziz…

            Doğru neredeydi…

            Her şeyden önemlisi Allah korkusu neredeydi…

            Tüm bu olumsuzluklara rağmen umarım Ramazan Ayımız bizler için dolu dolu geçer kalın sağlıcakla sevgili dostlar.

                                               Hamza EROĞLU

                                               22.08.2010

           

 

 

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 23 Ağustos 2010 14:01
Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...