Pazartesi, 21 Mart 2011 18:19

Boş zamanlarında ne yaparsın?

Eğer bu soruya “kitap okuyorum” diye bir cevap veriyorsanız, bilin ki siz boş bir insansınız. Zira kitap okumak ciddi bir iştir ve hayatımızın belirli bir saatini okumaya ayırmak zorunda olduğumuzun farkında değiliz demektir.

Peki, boş zamanlarımızda ne yapalım? Diye soracak olursanız verilecek en iyi cevap; dinlenmek, gezip tozmak, dostlar meclisinde bulunmak gibi şeyler olmalıdır.

İyi hoş da ben işlerimin yoğunluğundan kitap okumaya zaman bulamıyorum ki; diyorsanız, bilin ki son sürat yüksek bir uçuruma doğru yuvarlanıyorsunuz ve kurtuluşunuz da yoktur. Felaketin eşiğindesiniz, derhal teneffüs etmek ve ayaklarınız üstünde doğrulmak zamanınız gelmiştir. Ne yapıp edin özellikle dini bir kitap bulup okuyun. Aksi takdirde koyun gibi dünyaya gelip hayvan sürüsünün bir azası olmaktan kurtulamazsınız.

Zaten işlerinizde başarıya ulaşmak için dahi kitap okumak zorundasınız. Yoksa kendinizi geliştiremez rakipleriniz karşısında eriyip gidersiniz. Peki, yoğun iş ve mesai esnasında bunu nasıl başaracağız?

Alışkanlık edinerek ve kitap okumayı zevk haline getirerek. Meşhur bir futbol yöneticisinden Fatih Terim’den örnek vermek istiyorum.

Bir dönem Galatasaray’ı ve Türk Milli Takımını başarıdan başarıya koşturan Terim, futbolcularını yaptıkları işten zevk almaya teşvik ettiğini söylemişti. Futbolcularına diyordu ki; galip gelmek veya mağlup olmak önemli değildir. Önemli olan yaptığınız işten zevk almaktır. Bakın sizin bulunduğunuz seviyeye gelmek için milyonlarca insan can atıyor. Siz bir şekilde bu noktaya gelmişsiniz. İşin tadını çıkarın, işinizi severek yapın…

İşte aynen Terim’in dediği gibi kitap okumaktan zevk almanın yolunu bulmalıyız. Bunun da en kolay yolu beğendiğimiz hoşumuza giden konularla ilgili kitaplar bulmak bunları günümüzün belirli saatlerinde okumaktır. Eğer zaman bulamaz isek dinlenme ve uyku zamanlarımızdan taviz vererek hiç olmaz ise 10 dakika bir kitap okumak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

Rabbimizin bize bildirdiği ilk emir “oku” emridir. Allah’ın emri gereğince nasıl ibadetlerimizi yapıyoruz aynen bunun gibi özellikle dini kitap okumalı ve tefekkür etmeliyiz. Aksi halde ahir zamanın dehşetli hastalıklarından kurtulma imkânı yoktur.

Kitap okurken en başta Kuran tefsirlerine ve Bediüzzaman’ın neşrettiği Risale-i Nur külliyatına müracaat etmeliyiz. Bu eserler, orijinal bir üslup ile yazılmış olup günümüzün hastalıklarına karşı en iyi devadır. Bu eserleri okuyan insanlar imanlarını ziyadeleştirip materyalizm ve dinsizlik ateşine düşmekten kurtulmaktadırlar.

Zübeyir Gündüzalp, günde en az 20 sayfa Risale okumayan bir kişinin dine hizmet edemeyeceğini söylemiştir.  Kendisine “Ağabey ne yapayım? Risaleleri okuyorum ama bir şey anlayamıyorum, ne tavsiye edersiniz” sorusuna “Kardeşim! Anlamasan da oku. Risale-i Nur yalnız akla hitap etmiyor. Aklın yanında kalp, ruh ve sair bütün latifeler hissesini alır. Sen oku; o latifelerin gıdasını alır” diye cevap vermiştir.

Okuma alışkanlığını kazanmak çok önemlidir. Fatih Terim’in futbolcularını motive ettiği gibi okumadan zevk almanın çarelerini bulmalıyız. Başta kendimiz olmak üzere bütün yakınlarımıza Rabbimizin ilk emri olan okumayı sevdirmeye çalışmalıyız.

İşte okuma zevkini kazandıracağını düşündüğüm bir kitap “Altı Ayda Altı Kıta” ismiyle Yeni Asya Neşriyat tarafından yayınlandı. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesi gibi güzel bir üslupla ve insanı yormayacak şekilde düzenlendi. Bir çırpıda ve keyifle okunabilecek bir eser ortaya çıktı. Fiyatı da çok ucuz, bir sigara parasına satılıyor. Dünyayı gezip görmek, hoşça bir vakit geçirmek için sizleri bekliyor. Eğer okuyup ta beğenmezseniz her türlü gıybeti ve tahkiri serbestçe yapabilirsiniz. Hakkımı helal ediyorum. Fakat internet adresine yazarsanız daha çok memnun olurum.

İyi okumalar diler, eğer kitabımdan memnun kalırsanız dalarınızı beklerim, vesselam…

Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki Vehbi Kara Çarşamba, 23 Mart 2011 18:06 yazan Vehbi Kara

    Erdil Kardeş;
    Çok haklısın.
    Aslında kitabın reklamını yapmak istemiştim işte böyle çok kötü bir reklam oldu.
    Fakat okumanın önemini acı bir dil ile de olsa hatırlatabildiysem ne mutlu bana
    Güzel yazılarınızı bekliyorum kaleminize sağlık.

    Raporla
  • Yorum Linki Ziyaretçi Salı, 22 Mart 2011 11:23 yazan Ziyaretçi

    Biri arkadaşına sigarayı bırakmazsan kanser olursun ayağını keserler gibi telkinde bulunurken, diğeri, bak ben sigarayı bıraktım, içtiğim suyun yediğim meyvenin lezzetini alıyorum, uykularım düzene girdi. Diyor, ikiside doğru ama ikincisi çok daha etkili ve hoş, siz yazınızda yazar olarak birinci yolu tercih etmemeliydiniz. yinede güzel bir ders aldım teşekkür ederim. M.ERDİL

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...