Çarşamba, 07 Eylül 2011 01:00

Akdeniz’de sular ısınıyor

Cumhurbaşkanı Gül ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun İsrail ile ilişkilerimiz ile ilgili yapmış olduğu sert açıklamalar Akdeniz’de havaların soğumasına rağmen suların daha da ısınacağını gösteriyor.

“Açıklanan tedbirler ilk aşamadır. İsrail’in davranışlarına göre ileride başka tedbirler söz konusu olabilir” diyen Cumhurbaşkanı, BM’nin raporu, açıkçası bizim için yok hükmündedir dedi.

İsrail’e karşı beş başlıkta toplanan yaptırımların uygulanacağını söyleyen Davutoğlu ise İsrail’in bedel ödeme zamanının geldiğini söyledi.

Bunun üzerine birçok uzman Akdeniz’de Türkiye ile İsrail arasında sıcak bir çatışmanın çıkabileceğini dile getirmeye başladı. Emekli Koramiral Atilla Kıyat: “Gazze’ye açık bir abluka var. İsrail’in uyguladığı abluka uluslararası suları da içeriyor. Bu uluslararası sular serbest olması gerekmektedir. Ancak bu sularda da bir ambargo söz konusu. Türkiye, İsrail’e ve dünyaya ‘Bu ablukayı tanımıyorum. Tanımadığıma göre uluslararası suları da kapsayan coğrafi bölgeyi de tanımıyorum’ mesajı veriyor. Türkiye ayrıca, ‘Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestliği de sağlarım’ diyerek bunu, donanmayla sağlarım diyor. Yani ticaret gemilerini korurum diyor. Uluslararası sularda ticaret gemilerine müdahale ettirmem, buna izin vermem deniliyor. Bakan Ahmet Davutoğlu’nun mesajlarının, söyleminin “ciddi” olduğunu düşünüyorum. Eğer alınan kararlar bu şekilde uygulamaya geçerse, yani Gazze’ye Türk bayraklı gemi giderse, yollanırsa o geminin emniyetini Türkiye donanması sağlar. Türkiye de ‘Güvenliğini sağlarım güvenli de götürürüm’ diyor. Güvenli götürülmesinde de tabii ki İsrail ve Türk deniz kuvvetleri karşı karşıya gelebilir. Deniz kuvvetlerini karşılıklı çatışmaya götürebilir.”

İsrail’e karşı “seyrüsefer serbestliği” kararı alınmasının ardından gözler Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na çevrildi. Gazze’ye gitmesi muhtemel yardım gemilerinin güvenliği için bundan böyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın destek vermesi ayrıca Hava Kuvvetleri’nin de hava desteği sağlaması gerekiyor. Deniz Kuvvetlerimizin envanterinde 4 değişik sınıfta 17 fırkateyn, 6 korvet, 3 değişik sınıfta 14 denizaltı, 27 hücumbot, 6 karakol gemisinin yanı sıra lojistik destek için 6 akaryakıt ve 4 de su tankeri bulunuyor.

Bu arada aynı gün ABD, Türkiye'ye kurulacak erken uyarı sisteminin 2011 sonunda hizmete gireceğini açıkladı. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, ABD tarafından NATO'ya tahsis edilen erken uyarı radarının Türkiye'de konuşlandırılmasının öngörüldüğünü bildirdi. Ardından da Pentagon'dan yapılan açıklamada "Türkiye'de kurulacak erken uyarı sistemi (füze kalkanı) 2011 sonunda hizmete girecek" denildi.

Davutoğlu’nun, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestîsi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alması” olarak özetlediği yaptırım ise uygulamada büyük bir öneme sahiptir. Zira Türkiye’nin, bu yaptırım çerçevesinde uluslararası sularda, 12 millik sınırın dışına gemi sokabileceğini, İsrail gemi ya da uçaklarının Türk gemilerine karşı olası hareketlerinde donanmanın ve uçakların karşılık verebileceği anlaşılmaktadır.

Birçok kişinin fark edemediği fakat Mavi Marmara katliamından daha önemli bir konuyu ise ben dile getireyim. Asıl kritik süreç Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli’nin açıklamalarının ardındadır.

Rum yönetimi, sözde ''Münhasır Ekonomik Bölgesi''  içerisinde ayırıp ''Afrodit'' olarak isimlendirdiği Akdeniz’deki 12. parselde, petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarının iki haftaya kadar başlayacağını açıkladı.

Dışişleri Bakanı Markulli, İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte, ''12. parseldeki sondaj çalışmalarının 1 Ekim'den çok daha erken, önümüzdeki iki hafta içerisinde başlayacağını'' söyledi. Bu arada, Rum basınına göre, Rum yönetiminin 12. parselde imtiyaz haklarını verdiği, sondaj çalışmalarını yapacak Amerikan Noble Energy şirketi, İsrail'in Delek adlı şirketi ile anlaşma imzaladı.

Delek'in ''Afrodit'' parselindeki petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarına katılmasını öngören anlaşmayı, Rum yönetiminin de onaylaması gerekiyor. Rum yönetiminin, ''Afrodit''te Noble-Delek ortak sondajlarına herhangi bir itirazı olmadığı belirtiliyor.

Anlaşmanın, Rum Dışişleri Bakanı Markulli'nin İsrail ziyaretinin hemen ardından olmasının, bir tesadüf değildir. Zaten Rum Politis Gazetesi, söz konusu anlaşmayla, İsrail'in 12. parsele daha aktif şekilde girdiğini ve bu şekilde projenin, ''Türk tehditlerine'' karşı ''zırhlanmış'' olacağına inanıldığı yorumunu yaptı.

Fileleftheros gazetesi de ''İsrail'den kuyruklu destek'' başlıklı haberinde, İsrail'in, doğalgaz aramalarında ve Türkiye'nin ''tehditleri'' karşısında Kıbrıs Rum kesimine destek beyan ettiğini, ancak bunun karşılığında, Filistin'in BM'deki tanınma hareketlerine destek vermemesini istediğini yazdı.

İşte bütün bu gelişmeler Doğu Akdeniz’de artık sonbahar olmasına rağmen suların iyice ısınacağını gösteriyor. NATO bünyesinde bulunan Yunanistan, NATO dışındaki Kıbrıs Rum Yönetimine ve İsrail’e açıkça destek vermektedir.

Türkiye ise NATO’nun Libya operasyonlarındaki aktif çabasının karşılığını almak isteyerek İsrail’e meydan okumaktadır. Bugüne kadar daima İsrail’i desteklemiş olan ABD’nin alacağı tavır, şimdi daha da önem kazanmıştır.

Füze kalkanı anlaşması ile birlikte NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2 (SNMG-2) Komutanlığı, 17 Haziran Cuma günü  yapılan bir törenle Türk Deniz Kuvvetlerinden Tuğamiral Sinan Azmi Tosun tarafından devralınmış görev Hollanda'dan Türkiye'ye geçmişti. Bu gelişmeler Türkiye’nin elini güçlendirecek gibi görünüyor. Artık eskiden daha çok Karadeniz’de yapılan deniz tatbikatları bundan böyle Akdeniz’de yapılmaya başlanacak.

Türk ve Rum deniz araştırma gemileri halen Akdeniz’de petrol aramaya devam ediyor. 1970’lerdeki Sismik-1 araştırma gemisinin Türk-Yunan ilişkilerini ne derece bozduğu hatta bir savaş çıkmasına ramak kala ABD tarafından durdurulduğu unutulmamalıdır.

Fakat Türkiye, bu sefer düşmanlarına kafa tutacak kadar güçlü ve çevresindeki ülkeler nezdinde itibar sahibi. ABD ise ekonomik sorunları ile boğuşuyor. Sonuç olarak bu kış Akdeniz’de sular asla soğumayacak, devamlı sıcak kalacak. İnşallah bu sıcaklık sıcak bir savaşa neden olmadan giderilir ve ülkemizin başına bir çorap örülmeden problemler halledilir. Bizim tavsiyemiz; düşmanlarla sulhkarane muamele, dostlarla mürüvvetkarane muaşerettir, vesselam…

Son Düzenlenme Pazartesi, 05 Eylül 2011 10:22
Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Şehiremini Çarşamba, 21 Eylül 2011 21:43 yazan Şehiremini

    İslamiyet barış ve kardeşlik dinidir. Savaş en son çaredir. Eğer son çareye kalır isek Rabbimin izni ile Dedelerimiz gibi düşmanlarımızı da hizaya getirmeyi biliriz Evvelallah...

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...