Perşembe, 03 Ocak 2013 16:03

Nihai çığlık; Re’ sen Emekliler!

Bugün kararname mağduru arkadaşlarımızla YAŞ kararları ile ilişiği kesilen arkadaşlarımızın kader günü…

Otobanda en sağ şeritte sadece önümdeki araca bakarak aheste sürüyorum aracımı.

Arkadan gelen araçların selektör yaptıklarını hissediyorum. Bir süre sonra yanımdan geçerken olanca güçleri ile asılıyorlar kornaya. Kulaklarım duymuyor. Yolun altımdan kayışını hissediyorum sadece.

Yıllardır, YAŞ kararları yargıya açılsın diye çabalardık. Ancak çabamızda ki masumiyetten olsa gerek, bir anda özlük haklarımız verilme aşamasına gelmişti.

Yasa bugün mecliste oylanıyordu. Merakım artmıştı iyice. Tüm bu düşünceler içerisinde iken telefonum düşüncelere dalmış zihnimi sarstı bir anda. Çalan zili sesinin bu kadar rahatsız edici oluğunu hatırlamıyorum.

Sesini artırırcasına çalmaya devam ediyordu. Kararlıydım bakmayacaktım. Düşünce deryasından çıkmayacaktım. Ama telefonumda ısrarlıydı. Susuyor ve tekrar çalıyordu. Telefonumu alıp savurmak istiyordum. Beni düşüncelerimden ayırma cüretini nasıl gösterebilirdi. Elime aldım kapatacaktım sonsuza kadar.

Fakat Harbiye yıllarından beri beraber olduğumuz bir arkadaşım arıyordu. Daha önce hiç böyle yapmamıştı. Aradığında cevap alamazsa asla ısrar etmezdi. Bu ısrarı nedendi öyleyse. İstemeyerek ve endişeyle açtım telefonu.

Sanki hissetmişti ruh halimi. Cevap vermemi beklemeden “Kardeş gözümüz aydın müjdeler olsun 6191 sayılı yasa kapsamındaki ilgili maddeler TBMM den geçti. Her şey bitti. Artık gülme zamanı, sevinç zamanı” diye haykırıyordu.

Sevincimi açığa vurmak için temkinliydim. Titrek bir sesle sordum; “Peki Kararname ile ilişiği kesilenlere ne oldu?” Aldığım cevap karşısında adeta tüm sıkıntılarım gitmiş, gönlümdeki karamsarlık bir anda yok olmuştu. Coşmuştum bir anda arabanın içerisinde.

Telefonun diğer ucundaki ses; “onları da içine alacak şekilde geçti.” Diyordu. Dünyalar benim olmuştu adeta. Her an birlikte olduğum. Sevinçte, hüzünde, varlıkta ve yoklukta bir arada olduğumuz arkadaşlarımızın bir kısmının TSK’ den ilişiği Kararname ile kesilmişti.

Bu nedenle sadece YAŞ kararları ile ilişiği kesilen bizlere verilecek hak toplumun yarasına derman olamayacaktı. Yılların acısını unutturarak bizleri sevince boğamayacaktı. Kardeşi ile mutlu olan bir mü’min olmak istiyordum. Artık sevinebilirdim. Bağırabilirdim. Mutluydum artık.

Biraz önce kurtulmak istediğim telefonuma bu kez muhabbetle sarıldım. Kararname ile ilişiği kesilen arkadaşlarımı aradım. Ve beklenen o müjdeyi verdim. Kararname mağdurları dâhil yasa onaylanmıştı, mecliste.

Ancak bir tuhaflık vardı. Arkadaşım bu habere sevinememişti. Birkaç saat sonra olacaklar içine doğmuş olacak ki beklediğim tepkiyi vermeden teşekkür etti ve telefonu kapattı.

Eve gittim. Karmaşık duygularla hüzün ve sevinç karmaşası dolu düşüncelerle pencereden dışarıya bakıyordum. Yine telefonum çaldı. Bu kez hüzün vardı; Kararname ile ilişiği kesilen arkadaşlarımızı kapsamıyordu bu yasa.

Çok büyük bir yanlış vardı bu işte. İyi bir analiz yapılamamıştı. Belki de konuyu yeterince izah edememiştik. Bir yerlerde bir eksik vardı ama nerede. Hal bu ki hepimiz anlık gelişen durumlara karşı eğitimli idik. Düşmanın ani atışlarına ve taarruzlarına anında karşılık verecek hazırlık durumunda idik hep.

Demek geçen bu zaman bizleri köhneleştirmiş. Yıpratmış anlaşılan. Mücadele azmimizi köreltmiş. Ayağa kalkmalı ve haykırmalı idik. Sonuna kadar bütün haklarını almayan bir tek arkadaşımız kalmayıncaya kadar yeniden bir mücadele azmi ile donanmalıydık.

Hükümete, iktidarda olanlara oynanan bu gizli oyunu anlatmalıydık. Bir kısmımızın haklarımızı almış olmanın rehavetiyle bir kenara çekilmeden, gerekirse tüm haklarımızı feda etme uğruna bu mücadeleyi daha şiddetli ve akılcı yeniden başlatmalıydık.

Ölümü göze almayan asker cephede düşmanla kaşı karşıya kalmaktan endişe duyar. Bizlerde hiçbir şeyden endişe etmeden gündemde tutmalıyız bu konuyu. Ancak akılcı ve uygun girişimlerle olmalı bu iş. Yapılan olumlu yönleri görmemek iktidarda olanları bu işe yöneltmekte etkili olmaz.

Yüce Rabbimin bizlere bahşettiği bu sevinci kardeşlerimize de nasip etmesi en büyük arzumuzdur. Bir nebzede olsa kalplerimizde ki acılarımızı dindirdiği gibi kardeşlerimizin kalplerinde ki acıların da dinmesi en büyük düşüncemizdi artık. Eksik kalan sevincimiz ancak kararname mağduru arkadaşlarımızın haklarının iadesi ile bir çığlığa dönüşecektir.

İçimizde rehavette olan varsa, onları da teşvik ederek bu mücadele de yeni bir yöntem geliştirmeliyiz. İktidarda olanların bu halden haberdar olmaları için her ortamda ve platformda bu konuyu gündeme getirmeliyiz. Ve kardeşlerimizle beraber ortak akıl, birlikte hareket ve ayrımcılık içerisinde olmadan bu davayı davamız olarak idrak etmeliyiz.

Evet, o günü yaşadığım bu heyecan hala ilk günkü gibi içimde alev alev yanmakta. ASDER camiası olarak bu kardeşlerimizin dertlerini dert edinerek bizlerin küçük meseleleri ile değil onların bu büyük meseleleri ile ilgilenmeye tüm gönüldaşlarımı bir kez daha davet ediyorum. Biliyorum bu duygular hepimizde var. Gereken, sadece bir kıvılcım. O da gönlümüzdeki İman nurunda saklı. İnanırsanız başarırsınız.

Öyleyse hala neyi bekliyoruz. Hedef; nihai çığlık olsun…

 

Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

12 yorum

  • Yorum Linki Süleyman BALA Çarşamba, 18 Haziran 2014 00:30 yazan Süleyman BALA

    ALLAH RAZI OLSUN

    Raporla
  • Yorum Linki tamer öncüer Pazar, 17 Şubat 2013 15:42 yazan tamer öncüer

    Sayın millet vekilleri; Miletimizin her türlü sorununun çözüm yeri TBMM değil mi? Bizler kararname ile re sen emekli edilmiş TSK mensuplarıyız. Birçok ortamda şikayetimizi dile getirdik. . Bir sicil affıyla mağduriyetimiz son bulacaktır. Bizler 926 sayılı kanunun akıntısıyla sürüklenirken,çıkarılan kısmi af ile mağdurların bir bölümü akıntıdan kurtarıldı,diğerlerinin sürüklenmesi adeta seyrediliyor. Hepimiz 926 sayılı kanunun ihlali neticesinde re sen emekli olmuşsak, göreve iade de hepimizi kapsamalı. Adalet bunu gerektirmez mi? Biliyorum adalet bir gün yerini bulacak ama ne çare. Gecikiyor,adalet gecikiyor! Sayın ilgili bakanlar,insiyatif alınız. Binlerce kişinin gözü kulağı sizlerde.Konu hakkında teferruatlı bilgiyi temsilcilerimiz sizlere arz ederler. Bu mağduriyetlerin sonlandırılması dileğiyle. saygılar sunuyorum.

    Raporla
  • Yorum Linki Kirectepe Cumartesi, 05 Ocak 2013 11:01 yazan Kirectepe

    Sn.Hakan CAN,
    Siteminiz de haksizsiniz.
    Bizler, yani kararname magdurlari RED edildik, ancak Adnan Pasa'mizin sayesinde,
    ( AYIM'in ) etkin ve adil olmadığı yolundaki görüş, kanun koyucu tarafından da zımnen kabul edildi.
    Anladigim, Sn.Basbakan iki noktayi onceden goremedi. 1.Generallere ragmen MSB'ligi yapilamaz. 2.AYIM'in vesayet konusundaki onemi.
    Eger Sn.Basbakan, o yogun calisma temposu icerisinde, Adnan Pasa'mizi, belki 2 saat yanina alip, basbasa gorusebilseydi, bizler bu kahredici sonuca ducar olmazdik.
    Ozetle ASDER ve Sn.Uyeler, elinden gelenin en iyisini yapti ve hala yapiyor.
    Insan aci cekiyor, adaletsizlik, hukuksuzluk diyor, TSK'ya vuruyoruz.
    AIHM'sinin kararlari ortada;
    "...askeri mahkeme kararını Bozan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), temyiz imkanı olmayan askeri yargının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini belirtiyor. Yarin ANAYASA MAHKEMESI Kararlari ile hepimiz haklarimiza kavusacagiz. Insallah.

    Raporla
  • Yorum Linki H.Eroğlu Cuma, 04 Ocak 2013 13:18 yazan H.Eroğlu

    Allah sizlerden ve bizlerden ve dahi ailelerimizden razı olsun. Selametle...

    Raporla
  • Yorum Linki H.Eroğlu Cuma, 04 Ocak 2013 13:18 yazan H.Eroğlu

    Sayın Kireçtepe,
    Hikayeniz bana ilginç geldi. Sizden rica etsem Kısa bir izahatla meselenin ana hatlarını ASDER den e-mail adresimi alarak bana ulaştırabilirmisiniz. Mahsuru yoksa tabii...

    Raporla
  • Yorum Linki H.Eroğlu Cuma, 04 Ocak 2013 13:16 yazan H.Eroğlu

    Hakan Bey,
    Bu meselede YAŞ iadesinden istifade eden arkadaşlarımızın düşündüğünüz talebi uygulama imkanına sahip olmadıklarını pekala bildiğinize eminim. Aileler yavrular nasıl bir sıkıntıdan çıktı. Böyle bir karşı hareket dönem itibari ile kesinlikle karşılık görmezdi. Konjektür farklı gelişmişti çünkü. Hem madem kardeşlerini için fedakarlık yapınız deniyor. Kendisi hak almadığı halde kardeşinin aldığı hakkı kendisi için feda etmesini beklemek ne derece doğru. Bu meselede ben hakkımı almasaydım. Kesinlikle kimseyi suçlamadan mücadelemi sürdürü ve Allahım bana şimdilik nasip etmedi demek imtihanım henüz bitmemiş der ve sabrederdim. Ümidimizi kesmeden bu mücadelede hep birlikte olacağız, çabalayacağız. Birbirimize sitem etmeyeceğiz. Hem hakkını alan insanlarında imtihanda olduklarını unutmayınız. Belki bu kadar sıkıntıdan sonra bu tarz bir imtihandan geçmekteler. Biz kimseden bir beklentide olmadan tek te kalsak mücadelemize devam edeceğiz. Allaha emanet olunuz.

    Raporla
  • Yorum Linki Gültekin Dündar Cuma, 04 Ocak 2013 12:07 yazan Gültekin Dündar

    [quote name="Kirectepe"]" Kizimdan uzak dur..! " diyordu esim.
    Kizimdan uzak dur. Bak Devlet kotu cocuklarini affeti, kimbilir sen neler yaptin. " hic yoksa cocuklari lekeleme."
    Kizim Londra City Univ.Hukuk Fakultesi 2010 mezunu.
    Mahatma GANDI'nin, Margret THATCER'in, Tony BLAIR'in mezun oldugu okul.
    Atildigimda 5 yasindaydi kizim, oglum ise 7.
    Ne kadar cabalamistim, onlari okutabilmek icin. Taksicilik, TIR'cilik neler yapmistim Kanada buzullarinda.
    Simdi onlar Kanada'da yasiyorlar.
    Ben is'e burada.
    Anayasa Mahkemesi kararini bekliyorum.
    Yuce Mahkeme, insanlik onurum uzerindeki leke'yi kaldiracak insallah.
    Bekliyorum.
    Kazanirsam kizimi gormege gidecegim.
    Korkmadan.[/quote]
    Cenab-ı Hak yar ve yoldaşınız olsun..

    Raporla
  • Yorum Linki Ümit varol Perşembe, 03 Ocak 2013 23:14 yazan Ümit varol

    Res'en emekliliğin halen bir emeklilik olduğunu düşünen insanların bu verilen ilişik kesmeler hakkında bilgi sahibi olması açısından ayrıca bizlerle aynı yürek çarpıntısı ve duygusuna sahip değerli büyüklerimizin bu yazıyı kaleme alması biz Resen emeklilerin sesimizi duyurması açısından çok değerli bulduğumuzu ifade etmek isterim.ASDER in bizler için yaptığı ve yapacağı adımlar için teşekkür ediyoruz.

    Raporla
  • Yorum Linki Hakan Can Perşembe, 03 Ocak 2013 22:38 yazan Hakan Can

    Bir YAŞ mağduru arkadaş vaktiyle “Menderes idam edilmesin diye, çok değil, 100 kişi Kızılay’da yürümüş olsaydı, Menderes’i idam etmeye cesaret edemezlerdi” demişti. Ben yaklaşık 2 yıldır şu soruyu sorup durdum kendime. Niye, 6191’den yararlanma hakkı kazanan bir kişi çıkıp da “madem herkesi yararlandırmadınız alın siyasiler başınıza çalın bu iade-i itibarınızı” diyerek merdane haykırmadı diye? Gerçekten, sabah namazına birlikte koşturduğumuz sevgili Kara Harp Okulu cami cemaati, “ve talebete resailin nurissadikine ve ihvanena” diye dularımıza dahil ettiğimiz, nesebi kardeşten ziyade kardeşlerimiz. Size soruyorum bu soruyu. Şimdi de 300-500 bin TL tazminat almanın hesabını yapıyorlar diyorlar sizin için. İnşaAllah-u Tebareke ve Teala o tazminatlarınızı da alırsınız. Biz sizlere her zaman duacıyız. Fi Emanillah-i Tebareke ve Teala.

    Raporla
  • Yorum Linki Mustafa Düzenli Perşembe, 03 Ocak 2013 22:04 yazan Mustafa Düzenli

    Allah sizden razı olsun..

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...