Salı, 20 Mayıs 2014 13:20

LİDERLİK, RİSK VE CUMHURBAŞKANLIĞI

         Lider, bana bakın, benim gibi yapın diyebilen adamdır.

         Lider, sorumluluk alan, aldığı sorumlulukla emir verebilen, yöneten, yönlendiren adamdır.

         Lider, emir-komuta edebilen ve astlarına hesap sorabilen adamdır.

         Lider, “BEN” değil “BİZ” düşüncesi ile hareket eden adamdır. Ancak “BİZ” kelimesi gerektiğinde telaffuz edilmelidir. Allah Resulü (SAV) “Çok tevazu riyadandır.” buyuruyor.

         Lider, hesaplarını zihninde planlar, sır gibi saklar, gerektiğinde “BİLMESİ GEREKEN” prensibi ile paylaşır. Allah Resulü (SAV) “Fikir ve düşüncelerinize gizleyerek destek olunuz.” buyuruyor. Şanlı Komutanı Fatih ise; “Kafamdan geçeni sakalım hissetse sakalımı keserim.” diyor. Bu sinsilik değil, Lider sorumluluğudur.

         Lider, uzağı görüp, uzun vade plan yapabilen adamdır. Dolayısı ile sabırlı, azimli ve sağlam iradelidir. Hırslarına yenilmez. Tepkilerini ölçü ile ve yerinde gösterir.

 

         Ülkemiz yeni bir sürecin eşiğindedir. Bu günlere başta kendi fedakârlığı, sonra halkımızın hak ettiği sonsuz güven ve itimadı ile gelen Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanlığına adaylığı söz konusudur. Daha önce de ifade etmiştim. Beni bu adaylık süreci birkaç yönü ile korkutmaktadır. Birincisi, tıpkı Rahmetli Turgut ÖZAL gibi etkinliğinin azalmasından korkuyorum. Diğeri siyasal alanda oluşacak istikrarsızlıktan. Her ikisi de ANAP sürecinde yaşandı. Gerçi Başbakanımız milli görüş kökenli şuurlu kadroları korumayı ve etkin tutmayı başardı. Onların yanına İslami hassasiyeti yüksek, ülkücü vb. diğer izzetli insanları da koydu. AK PARTİ şuurlu bir siyasi hareket olarak yoluna devam ediyor. Son süreçte ise tüm İslami gurupların desteğini de bana göre arkasına aldı. Şimdi hep beraber R. Tayyip Erdoğan’ın arkasında durma zamanı. Kişisel etkinliğinin muhafazası zamanı.

         Lider olarak R. T. Erdoğan üzerine düşeni fazlası ile yapmıştır. TBB başkanına konuşması esnasında gösterdiği tepki de nihayet yerinde bir tepkidir. Eline verilen metni doğruluğunu bilmeden ülkenizin Başbakanının yüzüne hakaretamiz bir üslupla okuyamazsınız. Arkasından Başbakan ile birlikte dışarıya çıkan zevat da doğru davranmıştır. Cumhurbaşkanı hariç diğerlerinin amiridir Başbakan. Eski dönemde herkes başbakanın üstü gibi davranırdı. Hele de yargı ve TSK mensupları. Yanında üniversite çevreleri. Oysa demokrasilerde esas olan halk iradesidir. Bu söylenirdi sadece. Bana göre bu tepki gecikmiş bir “One minute (van minüt)” oldu.

         Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, AK PARTİ’nin tek ses olması çok önemlidir. Çünkü dış mihraklar bir çatlak oluşması için ellerini ovuşturarak beklemektedirler. Genel İslam tarihine hele de Türk tarihine baktığınızda halkı hep gerçek liderler toparlamışlardır. Liderliğin zayıfladığı dönemlerde ise, kargaşa, bölünme ve akabinde de yıkılmalar olmuştur. Dış bağlantılı işbirlikçiler hep çıkmıştır. En önemlisi de manda ve himayeciler. Asırlarca dolaylı manda ve himayecilikle “MİLLİ İRADE ve MİLLİ ŞUUR” eritilmeye çalışılmıştır. Batı Türkleri’nde İngiliz ve ABD mandacılığı, doğu Türklerinde ise Rus mandacılığı...

         Cumhuriyet Türkiye’sine NATO ile birlikte bir bakın bakalım ne göreceksiniz?

         Manda ve himayeyi reddeden bir Başbakanımız var. Allah sağlık ve uzun ömür versin hayırla. Eğer şahsi kararlılığı, irade beyanı ve liderlik vasıfları ile Cumhurbaşkanı olacak ve bunun gerekli şartları kendisine sunulacaksa Cumhurbaşkanı olmalı. Yok rahmetli Turgut ÖZAL gibi bir tuzağın içine çekilecekse, dışı şeker içi zehir olan bu tuzağa bir kez daha dikkat.

         Bilimsel liderliğin, tabii liderliğin hemen tüm sorumluluğunu şahsında taşıyan bir Cumhurbaşkanına evet. Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN siyasi tecrübesi ile de bu göreve en layık insandır. Mevcut Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL Bey de zor dönemde sorumluluk ve ferasetle bu görevi layığı ile yapmıştır. Sağolsunlar. Hele de A. N. Sezer’den sonra yapmak... Zor günlerde Hükümetin yanında sağduyu ve feraseti ile durup, Cumhurbaşkanlığı makamında Kayseri’li bir Anadolu evladını monşerlere dahi kabul ettirebilmek, eşinin başörtüsü ile kolay mı zannediyorsunuz?

           Allah Sayın Başbakan’dan da, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan da razı olsun.

         Zor günler devam ediyor. Seçim sürecinde, sonrasında yine kader ve dava arkadaşlığı aynı samimiyet ve sorumlulukla devam etmelidir. Bize düşen sonuna kadar destek olmaktır, dua etmektir. 

Son Düzenlenme Çarşamba, 21 Mayıs 2014 14:03
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...