Pazartesi, 22 Eylül 2014 10:59

Rehinelerin Işığında Ağlıyorum,

Damarlarım çekiliyor, gözlerimden yaşlar boşalıyor. Hıçkırıklar engelliyor nefes almamı. Kalbim heyecandan ve gururdan tazyikle pompalıyor kanımı. Şah damarım çatlayacak gibi…

            Gözyaşlarımı tutamıyorum. Kan tazyik yapmayı gittikçe artıyor. İslam dünyasının lideri olacak Türkiye süper güçlerin dahi başaramadığı bir işi başardı. 2003 ten beri kader oyununu bizzat oynuyordu. Ne yapılırsa yapılsın, ne söylenirse söylensin her şey Büyük Türkiye’nin ekmeğine yağ sürüyordu. Hatta birde üzerine bal ve kaymak...

Bu sabah saatlerinde Büyük Türkiye’nin büyüklüğünü gösteren bir olay yaşandı. Bir günün belki de bir haşir sabahının müjdecisi bir sabah namazı vaktinde yaşanan müjdeli bir olay… Musul’da IŞİD’in elinde rehin tutulan 49 vatandaşımız salimen ülkemize döndü. Hem de medeniyetin başladığı yer olan Urfa’dan. Halilülrahman diyarı Urfa’dan.

Esaretin başladığı 102 gün öncesinden itibaren içte ve dışta ülkemizin gelişimini sekteye uğratmak isteyen mihraklar her türlü eleştiri bombardımanına tutuyordu hükümetimizi. Hiçbir iş hiçbir girişimde bulunmamakla suçladıkları iktidarın aleyhinde kampanyalar sürdürüyorlardı. Ülke olarak millet olarak tek yumruk olmamız gereken bir süreçte bile siyasi rant güdüyorlardı.

Cumhuriyet dedikleri sistemin kuruluşundan beri aslında ülkemizin geleceğini değil, kendi geleceklerini planlayan bu siyasi yapı gene bu süreçten bir umut ışığı görmeye çalışıyordu. Ancak bugün gördük ki bu süreç her anı ile Türkiye’mizin lehinde sonuçlandı.

Kafasına silah dayandığı halde ülkesinin, milletinin aleyhinde konuşmayacak kahramanlar ordusu ile bu iş başarıldı. Kendilerine ne yapılırsa yapılsın ülkelerini uluslararası platformda zor durumda bırakacak hiçbir harekete tevessül etmediler. Ölmeyi arzulamışlardı ama onursuz yaşamayı tercih etmemişlerdi.

Bu işi kendilerine siyasi rant haline dönüştürmeye çalışanlardan ses yoktu. Dut yemiş bülbül misali inlerine çekilmişlerdi.

Bu olay göstermiştir ki bölge halkı Türkiye’nin zarar görmesini istememişti. Türkiye’mizin incitilmesine rıza göstermemişlerdi. Başbakan Davutoğlu bu sürecin uyum içerisinde Genelkurmay, MİT ve Emniyetin üçlü koordinasyon çalışması ile yürüttüklerini ifade ediyordu. Aşiretlerden yerel güçlerden destek alınmıştı. Silahlı çatışma olmamıştı. Ve her anlarını sürekli adım adım takip etmişlerdi.

Kendisine mikrofon uzatılan konsolosluk çalışanları elem ve kederden değil mutluluktan coşkudan bahsediyordu. Yaşananlar hakkında ipucu vermiyorlardı. Adeta bir güç yumağı haline gelmişlerdi. Onlara bu gücü bu enerjiyi veren mevcut iktidarın süreci yönetirken sergilediği soğukkanlılık ve rehinelere karşı dikkatli ve hassas atılan adımlardır. Onlar bir an olsun dahi bu sürecin başarısından şüphe etmemişlerdi. Gururla başları dik olarak döneceklerine inançları kesinlikle sonsuzdu.

Ülke olarak top yekûn bir sevinç seli içerisinde olduğumuz şu anlarda bile paralel medya ve yandaşları rehinelerin gelişinden ziyade Türkiye’nin bu coğrafyada ki tutumundan ve hatalı politikalarından bahsediyordu. Üç yaşında ki bir yaşındaki bebeklerin tutsaklıklarından ve onların ölümü pahasına bir operasyon yapılmasından yana olan bu ihanet grubu bu başarıya gölge düşürmeye gayret ediyor.

Her neyse bugün yaşanan olay Türkiye’mizin büyüklüğünü bir kez daha dünya ya göstermiştir. Bu başarı iktidarın izlediği politikaların olumlu yansımasıdır. Ülke olarak millet olarak birbirimize kenetlenme zamanımızın geldiğini hatta geçtiğini gösteriyor. Ya fiilen bu süreçte yer almalı ya da dualarla katkıda bulunmalıyız.

Gelecek artık Büyük Türkiye’nin olacaktır. Bu yaşananlar İslam coğrafyasında yaşanan zulmün mezalimin son bulacağının göstergesidir. Güçlü bir Türkiye bölgesine tehdit oluşturan değil, barışı ve huzuru getiren bir ülke olacaktır. Allah yar ve yardımcımız olsun.

 

                                                                                                                                 20.09.2014

Son Düzenlenme Pazartesi, 22 Eylül 2014 11:23
Ersan Ergür

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...