Pazartesi, 20 Ekim 2014 09:19

HASSASİYET… “EŞİM OLMA KARIM OL!”

Bir büyüğümüzü ziyarete gittik. “Eşim!” ve Ben. Bir Bilge Adamı, Koca bir Dava Adamını. Bizim nesilde emekleri olan fedakârlardan birini. İsmail KAHRAMAN Ağabeyimizi. Eşimi tanıştırırken “Eşim …” diye girdim söze. O tebessüm etti ve bir fotokopi yazı çıkardı, kendisi de kalemi ile ilaveler yaptı ve bize okudu. Birisi yazmış. Olsun! Büyüğümüz doğru bulmuş bu düşündürücü metni.

“EŞİM OLMA, KARIM OL!

Eşim olma Karım ol! Bakma daha ilkel durduğuna sen. Ruhu vardır kelimelerin.. “Karı-Koca” “Eş”ten daha çok şey anlatır. Hatta unutulmuş bir şeyi söyler. Sahi biliyor musun? Neden erkeğe “KOCA” kadına da “O’nun Karı” demiş eskiler?

Eşim değil, Karım ol!..

Kedilerin eşi olur, terliklerinde… ayakkabıların, çorapların.. İnsanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden?

Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki evlenecek erkeğe eskilerin neden “KOCA” dediklerini. Çünkü “KOCA” Bilge demektir, Yüce demektir. Koca demek, “DAĞ” demektir. Ve… ne kadar yüce olursa olsun, üstünde “KARI” olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye, karlı dağlar daha ulu, daha yüce, daha büyük, daha ihtişamlı ve heybetli diye kadına da “KOCANIN KARI” demişler.

Bakma şimdi evlenenlerin “KARI-KOCA” ilan edildiğine. “KOCA VE O’NUN KARI” olmalıdır aslında.

Yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak, temiz ve masum olmalı kadın.. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun yarım görünür….

Eşim olma, karım ol! Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söyleyemem, ama sen anla. EŞİM OLMA, KARIM OL! BENİ TAMAMLA..”

Bize bir ziyarette sevgiyi, hatırlatan büyüğümüze hürmeten..

“Muhabbet: Sevgi”, her manada çok kazançlı bir şey. Dünya ve Ahiretimiz için. Günahlardan mı kurtulmak istiyorsunuz, muhabbet edin yani sevgiyi büyütün aranızda. Allah'ın Resulü (SAV) şöyle buyurmuş: "Bir erkek karısına baktığı, karısı da kendine baktığı vakit Allah her ikisine rahmet nazarı ile bakar ve erkek karısının elini tuttuğu zaman her ikisinin günahları parmakları arasından dökülüp gider."         Geçim sıkıntısından kurtulmanın yolu da muhabbetten geçiyor. Peygamberimiz (SAV); "Allah bir evin rızkının bereketini, karı koca muhabbeti arasına gizlemiştir." buyuruyor. Ne kadar muhabbet o kadar bereket. Hep bereketsizlikten şikâyetçiyiz. Allah bereketi muhabbetin içine saklamış.

Rabb’imiz (CC);       “Onlar sizin, siz de onların elbisesisiniz (kişinin dış dünyasındaki en yakını).” (Bakara-187) diyor. Peki, giysinin mahiyeti nedir?

1. Bizi soğuk, sıcak vb. tüm dış etkilerden korur, sarar, kuşatır.

2. Ayıp ve mahremlerimizi örter.

3. Bizi güzelleştirir ve süsler.

4. Bizden hiç ayrılmaz. Hep yanımızdadır.

5. Biz de onu taşır ve kollarız. Biliriz ki elbise adeta bizim dış görünümümüzün tamamıdır.

  Demek ki koca ve karıları birbirlerini tıpkı elbiselerimiz gibi, kolluyor, koruyor, örtüyor ve güzelleştiriyor.

  Efendimiz (SAV), "İman açısından müminlerin en kâmili ahlakı en güzel olandır. Sizin en hayırlınız kadınlara karşı hayırlı olanınızdır." buyuruyor. Ne kadar önemli. Evet, kadın anadır, şefkat timsalidir ve “Cennet anaların ayakları altındadır.” Kadın da bu sorumluluğu taşımalıdır.

  Çocukken yoldan geçiyordum. Yaşlı bir teyze benden önce geçecekken geçmedi. Durdu. Bana “-çabuk geç!” dedi. Yıllar sonra anlattım bunu insanlara. Dediler ki; “- Aman işte erkek egemen geri toplum.”  Öylemi peki? Acaba o davranışla; “-Yavrum sen yarın bir ailenin reisi olacaksın. Sana bir hanımefendi KARI olarak emanet edilecek, çocuklar verilecek nimet olarak. Onları iyi yetiştir, karına iyi davran. Hepsinden aile reisi olarak sen sorumlu olacaksın. Ona göre..” demiş olmasın.

  Ortaasya’da kalabalıklar “-Cengiz Han’ım çok yaşa!” diye bağırıyorlardı. Cengiz Han karısının omzuna elini koydu ve tebessümle kalabalıklara dönüp; “-Evet ben sizin Han’ınızım. Benim de Han’ım burada!” dedi karısını göstererek. “Hanım” tabirinin buradan geldiği söylenir.

  Günümüzde, herkes sünnetten dem vuruyor, ama karısına karşı sevgi ile yaşamayı ayıp sayıyor. Uzayan bir toplantıda, “-Karım bekliyor!” diyemiyor. Oysa kaybedilmemesi gereken en önemli kişi. Örnekler çoğaltılabilir.

Karımızdır en yakınımız, dostumuz. Yarimiz… Beraber kalkabiliyorsak sabaha, beraber kaçabiliyorsak haramlardan, beraberce yürüyebiliyorsak helale ne mutlu bize. Bunları sağlayan Koca ve karıları toplumun temeli ailenin direğidir.

  Allah, aile saadeti versin hepimize. Ailede huzur varsa toplumda huzur vardır. Ailede huzur varsa evlatlar hayırla ve ahlaklı yetişir.

 

 (E) Yb. Halil MERT

Strateji ve Yönetim Uzmanı

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki HALİL MERT Pazar, 26 Ekim 2014 14:12 yazan HALİL MERT

    Teşekkür ederim.
    Allah iç huzuru, huzur ve aile saadeti versin cümle insanlığa inşaAllah..
    Hürmet ve Dua ile..

    Raporla
  • Yorum Linki Osman KAÇMAZ Pazartesi, 20 Ekim 2014 10:40 yazan Osman KAÇMAZ

    Allah razı olsun.Gönlünüze sağlık, önemli bir konuda ikaz ettiniz.
    bundan böyle daha hassas davranarak doğru ifade etmeye çalışacağm.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...