Çarşamba, 31 Aralık 2014 14:37

PKK VE HDP BÖLGEYİ PLEBİSİTE HAZIRLIYOR!

Plebisite, Halkın kendi geleceğini tayin için oy kullanması ya da bir oldu bittinin halkın oyuna başvurarak uluslar arası arenada kabul ettirilmesi ve meşrulaştırılması…

Soğuk savaş yıllarında kamplar ve kutuplar vardı. Küresel sermaye bu günkü gibi rahat değildi. Dünya iki kutupluydu. Siyasi duruşlar ve ideolojik karşıtlıklar çatışmaların temel belirleyicisiydi. Emperyalizmin en büyük gelir kaynağı silah satışlarıydı. Öyle ki; dünya devamlı silahlanıyordu.

Emperyalizm, komunist bloğu yıktı. Artık tek kutup vardı, vahşi kapitalizm tek dişi kalmış canavar gibi çökmüştü dünyanın üzerine.

Birinci Dünya Savaşı’nın hedefinde “Hasta Adam”ın toprakları ve zenginlikleri vardı. En büyük zenginlik, petrol ve kontrol ettiği merkezdi. Dünyanın coğrafi merkezi. Hasta Adam Osmanlı parçalanmıştı. Kocaman hantal ve yaşlı bir file dönüşen koca devlet, sırtlanlar ve diğer yırtıcıların birlikte çullanması ile parçalanmıştı.

İkinci Dünya Savaşı’nın nedeni, birinciden memnun olmayanlarla memnunların savaşıydı. Evet, her savaş, bir sonrakinin nedenidir değil mi? İkinci Dünya savaşı’ından sonra da etki, kontrol ve yeni dengelerin savaşları başladı. Vietnam, Küba, İsrail, Afganistan… Afrika’da kabile savaşları ve iç savaşlar bile yeni dengelerin ve sömürge paylaşımında çıkan sorunların sonucuydu.

Tek kutuplu dünyada artık Ulusdevletlere ihtiyaç yoktu. Dünya daha küçük parçalara ayrılmalıydı. Yeni çıkan kukla devletler ise, kavga, anlaşmazlık ve sorunlar üzerine kurulmalıydı. Hep o büyük ağababalara muhtaç olmalıydı bu kukla devletler. Orta ve büyük ölçekli kalan devletleri kontrol etmek zordu. Dolayısı ile bu devletler de parçalanmalıydı. Yoksa bir şekilde dikleniyorlardı. Birde bu ülkelerin geçmiş bağları vardı. Türkiye bölgesinde Lider Ülkeydi. 800 yıldır Türkler Bölgenin Lider, öncü ve belirleyici Milletiydi. Osmanlı’nın asıl halkı Türkler ve Araplar’dı. Sonra Kürtler geliyordu. Sonra Balkan Toplulukları..

Önce Hristiyan tebaa çalındı Osmanlı’dan. Yani Balkanlar. Osmanlıcılık tutmadı hasılı. Sonra İslam Ahaliye geldi sıra. Araplar hedefteydi. Maalesef bir kısım Arap Aşiretleri İngilizlerin para, kadın ve aldatmasıyla osmanlı’ya karşı ayaklandılar.

Kürtler ise; kendilerini Türkler’den farklı görmüyorlardı. Çünkü Türk’le bin yıldır birlikteydi, kendisi de kökleri itibari ile ancak Türk’e akrabaydı. Gelenek ve görenekleri de aynıydı. Dünya üzerinde Türk’ün olduğu her yerde beraber Kürt vardı. ve Kürtler Dindar bir halktı.

Türkiye’nin parçalanması ve iç karışıklıklar için önce imanının zayıflatılması, değer yargılarından kopartılması gerekliydi. Yeni rejim ve devletle, “Madde planında özgür olan Milletimiz, mana planında tutsaktı.” Önünde “MİLLİ” yazan tüm kurumlar adeta tahribatın başını çekiyordu. Milli Eğitim, Milli Savunma başta olmak üzere, beyinlere ve yüreklere kurtlar sokulmak süretiyle evlatlarımız geçmişine yabancılaşıyor, gelecek tasavvurları dumura uğratılıyor, beyinleri boşaltılıyor, yürekleri taşlaştırılıyordu. Böylece, birbirini boğazlayacaklardı, milletimizin evlatları. İstenen olmuştu. Ülkem 12 Eylül 1980 öncesi kan gölüne döndürüldü.

Darbelerde savaşlar gibidir. Bir önceki darbe, sonraki darbecileri yetiştirir ve zemin hazırlar. Çünkü darbenin mantığında, halka ve birbirine güvensizlik, gerçek çözümler yerine baskılı denge, yeni çatışma alanları oluşturarak toplumu kavga ettirmek süretiyle kendilerinin müdahale şartlarını ve hukuki alt yapılarını oluşturmak. İşte PKK böyle kuruldu. Üst akıl diye şimdilerde ad koyduğumuz dış güçler ASALA Ermeni Terör Örgütü’nün yerine PKK’yı kurdu.

PKK ve görüntüdeki kurucu ve lideri Apo, tam bir kukla ve ilkesiz bir adamdı. Kullanmayan emperyalist devlet kalmamıştı. Kendisini kullananların verdiği dış destekle ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerimizde yaptığı tahribatında sonucunda bölücülük maya tuttu. Terörle mücadele başlangıçta sadece TSK’ne bırakıldı. PKK’yı sayısal anlamda dört kez yok ettik ama bölücü terörün uyguladığı Psikolojik Harp/Harekatın dörtte birini bile uygulayamadık, etkin olamadık.

PKK belli bir bölgede kontrolü tamamen ele geçirmiş durumda. Buraları geleceğini beklediği PLEBİSİTE’ye hazırlıyor. Halkı ve hükümeti de o kadar güzel oyalıyor ve aldatıyor ki! Hani meşhur “İYİ POLİS/KÖTÜ POLİS” benzetmesi var ya!.. Hükümet ise adeta mağdurları suçlar açıklamalar yapıyor. PKK ve HDP Cizre’de olay çıkartanları sözde “AJAN” ilan ederken, kendi medya kuruluşları ise, işi kışkırtmaya devam ediyorlar. Bakınız Fırat Haber Ajanslarına da görünüz.

Yanılmayalım. PKK ve HDP’nin amacı ülkeyi bölmektir. Bölünecek bölgelerdeki Türkler ve devlet yanlısı Kürtleri yurtlarından kovmaya devam ediyorlar. Maksat PLEBİSİTE şartları oluşturmak ve sonucu kendi istedikleri gibi almaktır. Kobani Olaylarında da yine hedefte devlet ve Millet yanlısı Dindar Kürtler vardı.

Hükümet üyeleri yanılmamalıdır. İlgili Devlet Bakanımız, bölgede olanları iyi görmelidir. Şu anda devlet bölgede yoktur. Olsa, PKK Bedelli Gerilla uygulamasını yapabilir mi? Kimlik kontrolü yapabilir mi? Yol kesebilir mi? Kaçakçılık yapabilir mi?

Hükümet, masum ve dindar Kürtleri, onların siyasi ve sosyal kurumlarını şaibeli duruma getirmek yerine, durumu TSK, Emniyet ve MİT ile yeniden gözden geçirerek açılım sürecinde topluma daha çok ulaşamaz mı? Oynanan oyunu ifşa edip, halka doğruları gösterip ihanet çevrelerinin oyunlarını bozamaz mı? Yoksa Açılım süreci Milli sarhoşluğa dönüşmüş durumda. Halka zafer gibi sunulan açılım gevşekliği kontrolü kaybedersek felakete dönüşebilir. Bilginize…

 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...