Cuma, 02 Ocak 2015 16:55

TÜSİAD, LAİK BLOK, CHP VE HDP. TEK CEPHE.

Hep söyleriz “Küfür tek cephe!” Doğru. Sadece küfür mü, hayır! İşbirlikçi, laikçi ve cephede aynı şekilde.

Ulusal kanalda gazetecinin biri açıklama yapıyor. “AKPARTİ’den kurtulmanın yolu, gerekirse silahlı mücadeleden geçer.” diyor. Akabinde de “CHP ve HDP bir araya gelmeli.” diyor.

TÜSİAD, “Cumhurbaşkanı muhatabımız değil.” diyebiliyor. Başbakanımız da toplantılarına katılmayacağını açıkladı.

ABD’nin Adana Başkonsolosu Güneydoğu’ya her gittiğinde olaylar çıkıyor bölgede. Türkçe dahil, bölgedeki dilleri çok iyi biliyor bu adam. Daha önce de Irak’ta çalışmış. Adamın Gezi Programına bakın.

15 Temmuz 2014, Diyarbakır. 16 Temmuz 2014, Mardin. 09 Eylül 2014, Hakkari Yüksekova. 10 Eylül 2014, Şırnak. 11 Eylül 2014, Şırnak Silopi. 11 Eylül 2014, Şırnak Cizre.

12 Eylül 2014, Mardin Midyat. 13 Eylül 2014, Siirt. 16 Ekim 2014 Diyarbakır.

11 Kasım 2014 Hatay Reyhanlı. Başkosolos'un Eylül'deki bu gezilerinden sonra 6-7 Ekim olayları patlak verdi. Kobani bahanesiyle çıkan olaylarda yaklaşık 50 kişi öldü.

“Kahrolsun ABD” diye Bayrak Mitinglerinde slogan atan Ulusalcılar, solcular, Kemalistler ile PKK ve Apo bayrağı taşıyan bölücüler birlikte hareket ediyorlar. Aynen 12 Eylül Öncesinde olduğu gibi. Hatırlarlar o günleri yaşayanlar, üniversiteler ve büyük şehirlerdeki siyasi kamplaşmalarda aynı değil miydi? Aynı kesimler, “Kahrolsun kapitalizm” de diyorlar değil mi? Ama TÜSİAD’la aynı cephede duruyorlar.

Anlaşılmayacak bir şey yok bunda. “Düşmanımın düşmanı dostumdur.” diyorlar. Görüntü böyle. Peki düşman kim? Millet ve değerleri… Bu arada aynı kesimler birbirini sürekli kolluyorlar. Gezi ve Kobani Kalkışmaları somut örnekler… Bir şekilde omuz omuzaydılar.

Ben İP’indeki TSK kökenli adamları hiç anlayamıyorum. Olaylar ve arka planları o kadar açık ki. Tabii kamplaşmalarda öyle. Aynı şekilde Paralel Yapının içinde kalıp emir almaya devam eden TSK, Emniyet ve MİT mensuplarını da. Ne bekliyorlar acaba vahiy mi? Cebrail (AS)’in kendilerini bilgilendirmesini mi? Aynı şekilde hakim, savcı, kaymakam vb. de böyle.

Pki CHP ve Atatürkçüler neden HDP’ne yakın. Evet bu yakınlığın tek nedeni seküler duruşları değil. CHP, laik, tektipleştirici, baskıcı ve faşist. HDP ve PKK’da öyle. Özet; CHP 1920’lerin masonik ve ittihatçı örgütlenmesiydi. Halkına yabancı, değerleri ile kavgalı ve zorbaydı. Halen de öyle değil mi? PKK da bu günün Kürtler için aynı yapılanması. Apo kendisini M. Kemal’e benzetmiyor mu? Bunların hepsi, Jön Türk ve İttihatçıların torunları. Kısaca beyazlar ya da onların seçtikleri köleleri ve gladyatörleri. Kime karşı? Medeniyetimizin Merkezindeki Türkiye’ye karşı.

Kobani ve Cizre Olayları aslında turnusol kağıdı gibi birçok şeyi netleştirdi. Açılımı bölücüler yani PKK ve HDP her seviyede istismar ediyor. “Ajan ve provokatörler yapıyor.” dedikleri eylemler kesinlikle kendi kontrollerinde. Ateşin ısrarla büyümesini ellerini ovuşturarak bekliyorlar. Ancak halk açılımı sevdi. Halkı kaybetmekten korktukları için aleni destek veremiyorlar olaylara. Ama biliniz ki, tüm kan, molotof ve cinayetlerde kendi elleri ve dış güçlerin talimatları var.

Evet, karşıdakiler tek cephe. Neden mi? İdealistler. Dışarıdan yönlendiriliyorlar. En önemlisi de okuyor, öğreniyor, sorguluyor ve aktifler. Peki ya İman Cephesi? İman cephesi, yatıyor. “Önce tedbir, sonra tevekkül” şiarı unutulmuş. Aklını belli sıfatlar yüklediği yarı ilahi (haşa) kişilere kiralamış. Tamsiper. Okumuyor. Ne gerek var okumasına. Anlayamaz ki kendisi. Okuduğunu ve bildiğini zannettiği birileri O’na okur ve anlatır nasılsa. Akıl da rafta. Ya idrak ve düşünce? Diyor ya N. Fazıl;

“Fikrimin dostusunuz, çilemin yabancısı.

Yok mudur sizin köyde, çeken fikir sancısı!..” Evet, Müslümanların ekserisi, İman için gerekli olan, fikir, vicdan ve irfan özgürlüğünden yoksunlar, gönül dünyaları köreltilmiş, cihad ruhu karartılmış. Sosyal hayatın hiçbir yerinde etkin değiller.

Biz, asla adaletsizlik yapmayacağız, kul hakkı da yemeyelim. Ancak; hakkımızı yedirmeyelim, içimizi kor gibi yakan her türlü fitneden kaçınalım. Ama mücadele de şart. Bunu da unutmayalım. Hesapta var ve “Zalimler için yaşasın cehennem.” demek yetmez. Unutmayalım ki; “Zulme rıza zulm, küfre rıza küfürdür.”

Bu arada, İslam Aleminde dış istihbaratın oyuncağı olmuş tüm kadro, kişi ve oluşumların sür'atle önü kesilmelidir. Bu guruplar ve kişilerle dış bağlantıları doğrudan ya da dolaylı olarak deşifre edilmelidir. Halkımızın buna ihtiyacı vardır.

 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...