Pazartesi, 06 Nisan 2015 10:27

Kaosun Sahipleri ve Kuklaları

Yurdumuzun son 300 yılına bakınız. Kaos Eylemleri, uygulayıcıları, emir vericileri… Emir verenler ve planlayanlar aynı mahfiller. Uygulayan ihanet şebekeleri değişkenlik göstermiş sadece. Neden mi? Çünkü planlayıcılar çok mahir. Taarruz, saldırı ve sabotaj planlarını hep güncelliyor ve geliştiriyorlar.

Kaosun Mimarları; Planlarken sosyal çalışma ve AR-GE yapıyorlar. Toplumların geçmişi, hâlihazır durumu ve gelecek tasavvurlarını inceliyorlar. Akabinde çevre coğrafya ile ilişkilerine bakıyorlar. Her ülkeye ayrı ayrı saldırı ve parçalama planları yaparken ayrıca, komşuları ile de senkronize ediyorlar.

Bakın Ortadoğu’ya! İttihat ve Terakki’yi batıcı, seküler, faşist, mason ve özgürlükçü deyip topluma kurtarıcı olarak dayattılar. Bu kafalara önce siyasi kavga ve ihtiraslarla ülkemizi zihinlerde böldürdüler. Akabinde fiili bölünme ve işgaller yaşandı. Sonra da aldılar ellerine cetvelleri, sınırlarımızı çizdiler.

Bitti mi? Hayır! Bölünen yurtlarımızın münevverleri toplumları tekrar bir araya getirebilirler. Bunu önlemek için, önce zihniyetlerini temsilen sözde yeni kahramanlardan diktatörler ve siyasi partilerle bunların çekirdek kadrosunu oluşturdular. Bilahare münevverleri katletmek ve tasfiye etmekle devam ettiler. Alın size İstiklal Mahkemeleri, ilk mücahit meclisin tasfiyesi. Sıra toplumu dönüştürmeye gelince de geçmişi reddeden, aşağılayan, toplumları bir araya getiren İman Esaslarını ve tevhidi hedef alan rejimler ve eğitim kurumlarını oluşturdular. Bunu sadece Türkiye’de değil, tüm İslam Ülkelerinde yaptılar. Sonra da hep iç karışıklık çıkarttılar hem de bu toplumları birbirine düşman ettiler.

Ancak, İman, ahlak ve Medeniyetimizin mücadelesini birileri canı pahasına sürdürdü. Bunun önüne de geçilmeliydi. Nasıl mı? Öncelikle değerlerimizi aşağıladılar. Sonra, değerlerimizi yaşatmaya ve topluma yaymaya çalışan özellikle cemaat ve tarikat yapılarına el attılar. Bunu da iki şekilde yaptılar. Birincisi ellerindeki üniversiteler aracılığı ile Selefilik, Mezhepsizlik vb. ile geleneksel duruşları da itikat ve iman esaslarını reddeden yapılar oluşturdular. Ezher Üniversitesi’nin darbeci Sisi’yi destekleyen hocalarına bakın. Tamamına yakını Selefi ve ayrıca Mason’dur. Sisi’yi Suudi’lerin neden desteklediğine bakın! Aynı zamanda bizim CHP’de Sisi’yi destekledi malumlarınız. Kime karşı İhvan’a karşı! Neden? Çünkü İhvan Medeniyetimizin ihyasını ve ittihadını yani birliğini istiyor.

Emperyalist Haçlı’nın saldırısı bununla kaldı mı? Pakistan, Türkiye ve Mısır başta olmak üzere öncü ve nüfusu çok İslam Ülkelerinde, Hıristiyanlığın 3000’inci yıllarına dönük planı tamamlayacak diyalogcu guruplar oluşturdular. Bu gurupları Siyonizmin emri ve kontrolündeki Evanjelik’lere monte ettiler. Malum Evanjelizm Papalığın başına örülmüş bir çorap. İşin başında sanıldığı gibi ABD değil, İngiltere var. ABD ve İsrail bu pislik ordusunun sadece Karargâh subaylığını ve ast birlik komutanlığını yapabilirler. Tetikçi ve maşalar. Tıpkı Almanya, Fransa gibi. Tabii bu büyük sanılan devletlerin de maşası küçük devletler ve onların istihbarat servisleri var.

İslam Ülkelerinde geleneksel STK yapıları tarikat ve cemaatlerdir. Bunların birçoğunun da başında çağı, fitneyi, İslami ve sosyal meseleleri tam anlamı ile bilen insanlar yoktur. Bunu çok iyi kullandılar ve tevhidin önünü bu insanları kullanarak kestiler. Geçmişte Mason Demirel’in desteklenmesini ne ile izah edebilirsiniz ki!

Bu arada Sol ve Marksist Örgütler zaten İttihatçıların yavruları. Neden mi? Seküler, ateist, İman, edep ve Medeniyet Düşmanlığı tabanında birlikteler. Ülkemizin İttihat ve Terakki’den sonra kurulan mihver siyasi partileri CHP ve PKK’dır. İnceleyin, Türk CHP, Arap BAAS Partileri ve Kürt PKK aynı temelli, aynı üst aklın eseri ve topluma dayattıkları da benzerdir. Köksüz, İmansız, seküler, kendisine, geçmişine ve Ortak Kimliğe yabancılaştırılmış ve birbirine düşmanlık temelinde ideoloji oluşturan siyasi duruşlar.

Ülke ve Medeniyetimizi güçlendirmeye doğru ilerlerken bizi korkutan şey, geçmişte itimat edip, bizim deyip kucakladığımız, hatta Allah Rızası için itaat ettiğimiz yapıların bu gün geldikleri noktadır. Bu gün Marksist, dinsiz, İman Düşmanı maşalarla, İmanlı görünüpte dışında her pislik ve fitnenin altından çıkanlar aleni olarak birlikte hareket ediyorlar. İşte savcımızın katli. Bakıyorsunuz her bir olay, sansasyonel eylem turnusol kâğıdı gibi. Safları gösteriyor. Ama halkımız Allah ile aldatılıyorlar.

Halkımızı Allah ile aldatanların pislikleri deşifre edilmelidir. Bu manada kim ne biliyorsa bunların ulaştırılabileceği bir Bilgi Toplama Merkezi oluşturulmalıdır.Bu merkezde ferasetli, liyakatli ve hakiki Vatanperver insanlar görevlendirilmelidir. Toplumda cadı avına da fırsat vermeden TSK başta olmak üzere acil karşı tedbirler alınmalıdır. Bu ihanet kadroları süratle ortaya çıkartılıp devletten el çektirilmelidir. Bu gün MİT’e yapılan operasyon, Halk Bankasına yapılan Operasyon, bürokratlara yapılan bildiğimiz ve bilmediğimiz binlerce zulüm ve operasyonlar. Sınavlarda çalınan sorular. Birilerine yapılan iftiralar ve kumpaslar. Eğer bu beden yuttuğu zehirleri, namuslu insanlar aracılığı ile kusmazsa ölecek. Bilginize.

 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

Son Düzenlenme Salı, 07 Nisan 2015 13:35
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...