Cuma, 03 Nisan 2015 17:32

Haziran Ordusu ve Kaos Harekâtı

Eski Dünya daha anlaşılır gibiydi. Görünen iki kutup vardı. Tüm olaylar bu iki kutupla bir şekilde ilişkilendirilir ve izah edilirdi.

Aslında o zamanlar da kazın ayağı öyle değilmiş ama biz öyle inandırılmışız.

Bu gün her şey daha namussuz, daha girift. Nogaylaroğlu Paşam diyor ya kitabında; “… bu Allah korkusu bilmez vicdansız yaratıklar öyle hin ki her türlü surete girebiliyorlar. Bir bakıyorsun camide yanında saf tutmuş beraber secdeye varıyor. Bir bakıyorsun rakı masasında zom olmuş grubun merkezinde en şen şakrak o. Bir bakıyorsun Türk Dünyası için kahramanlık destanları söylüyor, tüylerin diken diken kılıcı kapıp küffara yürüyesin gelir. Bir bakıyorsun Yurt Dışı uçuşlarda Türk ekonomisi için elde çanta diyar diyar dolaşıp Türk Malını yedi düvele satma peşinde. Bir bakıyorsun cübbe giymiş hâkim olmuş savcı olmuş yine temiz yüzlü sevecen asla hiçbir kötülük beklemezsin, adalet dağıtacak, eminsin namusunu bile gözü kapalı teslim edersin öyle masum, öyle sevecen öyle nurlu yüzleri, tevekkül eder her şeyini açar kendini teslim edersin. Bir bakıyorsun Polis olmuş “koluna taktığı kelepçe değil kurdela, vurduğu yerden gül biter.” Ruhunu, bedenini teslim edersin. …” Kaos Harekâtı’nın bir yanı böyle. Diğer yanında geleneksel taşeron terör örgütleri var.

Aynı gün elektrikler kesildi. “Bakan Yıldız yapılan araştırmalarda “3 santralin 1'er saniye arayla devreden çıkması 86 BİN 400 DE 1 İHTİMAL” demiş. Tabii O’nun sabotaj demesi uygun değil. Ama bu ülkemize yapılan topyekûn taarruzun bir parçasıydı. Ardından şehid savcımızın hücre evine döndürülmüş odasında ağzı bantlı, başına silah dayanmış o felaket resmi yayınlandı.

Çevremdeki insanlarda ve bende oluşan cümle şuydu. “Allah’ım sen bizi bir harpten koru.” Ülkemin büyük şehirleri başta olmak üzere bir çok yerinde elektrik yok, adliyesi basılmış, ulaşım felç, iletişim yok.. Sonuç, halk içinde yayılan muhteşem bir korku ve bir an devlete karşı duyulan güvensizlik ve endişe.

Amacına ulaştı düğmeye basanlar. Bir gün sonra İstanbul Emniyetine baskın. Allah’tan sadece terörist öldü. Düşünün kalaşnikof tüfekle emniyet taranıyor ve bir kişi ölmüyor. “Allah büyüktür!” diyebiliyorum sadece.

Soru 1: Düğmeye kim bastı?

Kesinlikle Dış İttifak Grubu. Baktığınızda elektrik kesintisi sadece santral işi değil. Öyle olsa, semt semt kesintiler olmazdı. Nasıl mı? İstanbul Silivri’de elektrik vardı. Arnavutköy’e 16’da geldi, Çekmeköy’e 19’da. Santralden arıza giderilse, hepsine birden gelmesi lazım. Anlaşılan sadece santral değil. Toplu bir sabotaj söz konusu. Öyleyse, soru 2: Kim yaptı?

Enerji Bakanlığı ve nakil hatlarına örümcek ağı gibi bu kadar örgütlü kim nüfuz edebilir? Yabancı ajanlar mı? Mümkün değil. Terör örgütleri mi? Hayır! Çünkü bu kadar yetişmiş kalifiye elemanları yok. Geriye kim kalıyor? Masonik yapılar mı? Onlar tetikçilik yapmaz, sahada böyle eleman kullanmaz. Her zaman maşalarını kullanırlar. Doğrudan müdahale etmezler. Öyleyse, özellikle AKPARTİ sürecinde devlette ve devlet şirketlerinde kimler etkin oldu ve kadrolaştı? Cevap açık..

Geliyoruz Savcımızın şahadeti ve emniyet baskınına.. DHKPC en eski taşeron ve hain örgütlerden biridir. Ülke aleyhine yapılabilecek her eylemi karşılığını almak kaydıyla herkes için yapar. Geçmişte Almanya mihverli gibiydi. Ancak, Yunanistan’da da var. Suriye’de de var. Fransa’da da saklanıyorlar, İngiltere’de de.. Dolayısı ile Almanya, ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Rusya, İran, Yunanistan, Suriye adına eylem yapar mı? Evet. Bu olayları anlamada Gezi’de karşımıza çıkan cepheye bakın. Resmi görün.

Şer cephenin hedefi ne?

Korku ve kaos oluşturarak, ülkenin istikrarını bozmak, devlete güvensizliği artırmak. Başka, Hükümeti sıkıştırmak. Seçimleri etkilemek, halkın endişeleri ile Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümete desteğini azaltarak Haziran 2015 Genel Seçimlerinin sonuçlarını etkilemek. Bunun için hazırlanan bir Haziran Kaos Eylem Planı’ndan ve bu eylemleri yapacak HAZİRAN ORDUSU’ndan söz ediliyor. Anlaşılan o ki bu ihanet ve tedhiş ordusuna ülke, millet ve hükümet düşmanlarının tamamı Gezi’de olduğu gibi destek verdiler, unsur verdiler.

Evet, “Ahlaksızlığın bile bir ahlakı vardır.” Gelinen noktada, ölçü, ahlak, hayâ vb. insani hiçbir nitelik aramayın. Hükümet deşifre etmeli ve halkımızı bilgilendirmelidir. Güvenlik ve istihbarat birimleri seçimler bitene kadar sürekli uyanık ve aktif olmalıdır. DHKPC Operasyonu, savcımız şehit edilmeden önce yapılmalıydı? Kim tuttu sizi?

Muhalefetin duruşu ortadadır. CHP’lilerin savcımızın cenazesine neden katılmadığını halkımız gibi ben de anlayabiliyorum. Peki, ya MHP? Onlar neredeydi?

Taziye evini Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinde, halkın yuhalaması ayıptır, en başta mahallelerine gelmiş misafirdir. Ancak bundan CHP’nin çıkartması gereken dersler vardır.

Bu arada, Cumhurbaşkanımızın taziye evi ziyaretini ve okuduğu Kur’an tilavetini “Miting yaptı.” diye haber yapanların vicdan aynasından tekrar kendilerine bakmalarını öneririm. “Bir yanda namaz, niyaz.. Diğer yanda hokkabaz!” Halkın nefretini kazanacaksınız. Bu mazlum millet beddua ederse başınıza Ebabil misali taşlar yağdırır Rabbim.

Haziran Ordusu’na ve Kaos Harekâtı’na dikkat. İçlerinde, soldan, sağdan her türlü ihanet kadrosu var. Emir büyük yerden. Dikkat!

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...