Pazartesi, 13 Nisan 2015 11:49

Soru Çalmak, Farzları Terk, Haram Tedbirler

Milat Gazetesinde bir manşet: “TSK’nın hırsızları

28 Şubat ile zirve yapan sistemin baskı ve ihanetleri elbette Milletimiz nezdinde aksisedaya dönüşecekti. Bu art niyetli birileri için tam bir fırsattı. İyi kullandılar.

Olayın bir de dış güçler boyutu var, dış güçlerde eskimiş, köhneleşmiş ve yorulmuş olan eski köle ve işbirlikçi kadrolarını tasfiye edecekti. Al sana “Ergenekon Operasyonları”. Bir taşla bin kuş..

Dış güçler; Bir yandan eskimiş, metotları ve duruşları Müslüman Milletimizle kavgalı unsurlarını tasfiye ettiler. Sonra onların yerine başkalarını koydular. Yeniler namazlı ve Milletin içinden insanlar. Akabinde kendileri için tehdit gördükleri R. T. Erdoğan ve hükümet ile mücadele ettirmeye başladılar. 2010 yılında “ERGENEKON’DAN SONRAKİ YAPI” diye bir yazı yazmıştım. Aşağıda bir bölümünü arz ediyorum.

Ergenekon bu kadar çözülecektir. Daha ileriye derinlik olarak gidilmeyecektir. Sonrasında yeni oluşacak yapı da bazı emareler vermektedir ki bunlar;

1.        Yeni yapıda asker-istihbarat-güvenlik kökenlilerin ağırlığından ziyade Ticarî/finans/para operasyonlarını yapacak unsurlara daha çok ağırlık verecektir. Türkiye’ye bu kadar sıcak parasını sokan emperyalizm, bu varlıklarını kiminle takip ve kontrol edebilir? Kime emanet edebilir ki? Daha sivil, daha işadamı, daha siyasî profillerle. Dolayısı ile yeni yapıda bu unsurlar ön plânda olacaktır.

2.        Yeni yapı daha sinsi ve acımasız olacaktır. (Tüccarlar, askerlerden daha serttir. Karar alırken daha bencil davranırlar. Bu yaptıkları işin tabiatında vardır.)

3.        Çökertilen Ergenekon’da radikal lâik uygulayıcılar vardır. Bunlar topluma nüfuz etmekte zorlanmışlar, nitekim bu yaklaşımla muvaffak olamayacağını gören emperyalizm yeni yapıyı;

a.        Dindar yâda muhafazakâr görünümlü. (Bu manada geçmişte, ABD’nin “YEŞİL KUŞAK” oluşturma projesinin hedefinde olduğumu hisseder, Müslümanların böyle bir şeye alet olamayacağına inanır ve çok kızardım bundan söz edenlere. Ancak gelinen süreçte görüyoruz ki; “At izi ile it izi” birbirine karıştı.)

b.        Milli hassasiyeti olmayan, küreselci, milli değerleri de kolayca kullanabilecek, istismar edebilecek,

c.        Çevredeki diğer İslâm ülkelerine de kolayca sızabilecek unsurlardan seçecektir.

Bu manada değerlendirildiğinde yeryüzünde Türk Milletinin etkin olmasını isteyen, İslâm coğrafyasındaki kanın durmasını isteyen tüm fertlerin bir araya gelebilmesi, ortak plâtformlarda koordineli hareket etmesi gerekmektedir. Emperyalizme hizmet edecek bu yeni yapının olumsuzluklarını Müslüman Milletimiz anlayamaz. Maalesef bu durum uzun dönemde milletimizin tasfiyesi demektir ki, tedbir alınamazsa durumumuz çok zordur.

Bu tarz yapılanmaları tek başına da değerlendirmemek gerekir. Topyekûn yeni düzen, algılama ve milletimizin şahs-ı manevîsine yapılacak tahribat ve taarruzun sadece ilgili kısmıdır bu oluşumlar. Milletimiz kendisine hasım her bir yapının karşısına ancak;

1.        O yapıyı doğru analiz edip çözerek,

2.        Karşısına daha etkin yapılanmaları kurup koyarak,

3.        İlâve alternatif yapılar oluşturarak,

4.        Güçlü ve hızlı malzeme toplayıp çözüm üretecek AR-GE’ler ve DÜŞÜNCE KURULUŞLARI kurarak,

5.        Konusunda uzman kadroları oluşturarak,

6.        Uluslararası sermayeye alternatif sermaye ve onu yönetecek finansal bilgi ve siyasi güce sahip olarak başa çıkabilir.

7.        Mevcut yapılara ise, anlayıp nüfuz etmeli ve o yapıları Milletimizin büyük menfaatleri lehine çatlatmalı oyunlarını bozmalıdır. Yıllardır, Milli birliğimizi bozup yıkmayı hedef alan unsurlar bunu yapmışlardır. Kocaman Devlet-i Aliye içyapısına sızan gayri milli, gayri Müslim unsurların oyunları ile onların oyunlarını göremeyen kendi evlâtlarının mahareti ile -ki Necip Fazıl ne güzel söylüyor, “ham yobaz, kaba softa” diye. Bu taassup şu anda lâikçi kesimlerde mevcuttur.- yıkılmıştır.

  Düşünün 28 Şubat sürecinde insanımız kullanılmıştır. Maalesef bu ülkenin, mütedeyyin insanları da oynanan oyunu tam kavrayamamış, karşı mücadele yöntemi belirleyememiş, sadece, bir şey olmamış gibi davranmakla yetinip önüne bakmayı tercih etmiştir. Milletimizin toplumsal manadaki bu dirençsizliği de sorgulanmalıdır.

  Sözün özü, Müslüman feraseti ile cesareti ile imanı ile bilinir. Bu menfi yapılar ve taarruzlar sırtını Allah (C.C)’a dayanıp, imanından güç alarak hareket eden insanımızın gözünü korkutmamalıdır. Tarihimiz alçaklığın her türünü görmüş şanlı dedelerimizin aziz hatıraları ile doludur. Ötesinde peygamberimizin (S.A.V) ve diğer peygamberlerin hayatları birer ibret vesikasıdır.

Şimdi, yeni yapıyı emperyalizmin emrettiği gibi kuranlara bakın bir de Düzgün Müslümanlara..

Müslüman, soru çalabilir mi?

Müslüman kadrolaşmalı ama bunu yaparken zulmedebilir mi? Liyakatli ve ehliyetli adam yetiştirmeye adanan Müslüman, çalarak, iftira atarak, kul hakkı yiyerek kadrolaşmayı hedefleyebilir mi?

Müslüman, sözde Allah Rızası için farzları terk edebilir mi? Haram işleyebilir mi? Mesela namazlarını terk edebilir, oruçlarını mazeretsiz sözde kazaya bırakabilir mi (terk edebilir mi?)

Özel hayatlara nüfuz edip tehdit ve şantaj yapabilir mi?

Kendi adamım gelsin diye başka bir Müslüman kardeşinin önüne engeller çıkartabilir mi, O’nu mahkûm ettirebilir, hapse attırır mı?

TSK’nde Harp Akademisi sınavlarında soru vererek akademiye kendi adamlarını sokanlar ve bu sorularla akademiye girenler, hiç mi Allah’tan korkmadınız, kuldan utanmadınız? Peki, bu hayâsızlığı sözde hangi ulvi gaye için yaptınız?

Neden Allah Resulü (SAV)’in ve günümüze gelene kadar binlerce âlimin aklına bile gelmeyen haram yolları mücadele diye dava diye bize yutturup bir nesli mahvettiniz.

 
 


(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...