Çarşamba, 20 Mayıs 2015 10:42

Müslümanların En Büyük Düşmanı Fitne

Asya’lılarla Avrupa’lılar arasında ciddi bir kültür ve medeniyet farkı var. Avrupa Tarihi’nde her şey sistemli. Tabii zulüm ve işkenceler de buna dâhil. Diyalektik Materyalizmi inceleyin. Batı Tarihi ve sosyal sürecinin eleştirisi ve çıkartılan sonuçlardır. Doğuda aynı süreci göremezsiniz. Avrupa’lı ağa (derebey) Ağa hakkı deyip gelin olan her kızla damattan önce gerdeğe girerken, Asya’da ağa, kendisi elleriyle evlendirmiştir tebaasını. Batıda halkın açlığına rağmen biriktiren feodallere karşılık doğuda, açlığa karşı ambardakini paylaşan bir ağa tipi vardır. Hatta bizde de “Ağalık vermekle olur.” sözü Atasözü haline gelmiştir.

Sermaye ve mal biriktiren derebeyler, feodalizmi, liberalizme ve emperyalizmle sanayi devrimine ve kapitalizme dönüştürmeyi becermişlerdir. Hala dünyanın en zengin aile ve şirketleri bu 600-700 yıllık Avrupalı Aileler değil midir? Tabii Siyonist Yahudiler de onların içinde yer bulmuşlardır. Ortak alanları ise eski Pagan Medeniyetleri ile Yahudi Kabbalizminin ortak yönleri ve yanlarıdır. Masonlukta tüm sapkınlıklarını bir araya getirip örgütlenmişlerdir. Bu gün halen devam eden Tapınak Şövalyelerini inceleyiniz. Hani Hz. İsa ile mücadele eden devrin Hahamı diyor ya: “Musa (AS) dahi gelse, Yahudi menfaatleri için O’nu bile öldürürüm.” İşin özü burada saklıdır. Yahudilik, eski Mısır’dan getirdiği tüm sapkınlıklarla önce Hz. Musa’ın şeriatını bozmuş, akabinde Hz. İsa ile bizzat mücadele etmiş ve akabinde de Hıristiyanlığı mecrasından çıkarmıştır.

Allah Resulü (SAV) ile de büyük mücadeleler vermişlerdir. Siyer kitaplarında ilginçtir Yahudi’lerle yapılan mücadele üzerinde fazlaca durulmaz. Oysa gerek İslam Öncesi gerek sonrasında bölgede yaşayan Yahudilerin Araplar üzerinde ciddi etkileri vardır.

Müslümanlar arasında çıkan her fitne hareketini bir Yahudi’ye ve Haçlı Oyunu diye özetlemeye hep kızdım. Ne için? “Biz bu kadar mı aptal insanlarız?” diye. Evet, Müslümanlar arasında fitne durup dururken çıkmıyor. Onlar uzun soluklu ve sabırla çalışıyorlar, bölücülüğü ve fitneyi olgunlaştırıyorlar. Sonra da vuruyorlar. Bu gün İslam Coğrafyasında yaşananlara bakınız. Hepsi dış merkezlerden sabırla planlanmış, iyi çalışılmış örgütlenmeler ve yapılar. İşin en ilginç yanı da şu! Tüm İslami örgütler ve mücadele gurupları Kur’an-ı Kerim’i ve sünnetleri esas aldığını söyleyip bunlardan delil getiriyorlar. “Allahü Ekber deyip Müslümanları vuruyorlar.” Hiçbir araya gelipte küfür ve zalimle mücadele eden İslamcı örgüt var mı şu anda? Filistin’dekiler İsrail ile savaşıyorlar doğru. Ama boş kaldıklarında da birbirleri ile savaşıyorlar.

Ülkemde de şu anda maalesef böyle büyük bir çatlak oluştu. Cemaat-Hükümet kavgası olarak görünen kavganın arka planında ne var? Neden, bir anda her şey değişti. Taraflara bakıyoruz, maalesef herkes çok haklı olduğunu düşünüyor ve ifade ediyor. Kimse haksız değil. Herkes adalet ve İslam üzere.

Peki, tarafların suçlamalarının halka dönük mantıklı cevapları var mı? Mesela; TSK, Emniyet ve Yargıda kadrolaştınız. Peki, adil işler mi yaptınız? MİT tırlarına operasyona cevap; daha önce “Bizimle ilgisi yok.” diyorlardı. Şimdi ise; “Suriye’de gelinen noktada Erdoğan ve Davutoğlu’nun suçu çok.” diyorlar. “Suriye adeta vilayetimiz olmaya doğru giderken bir anda ne oldu?” diyorlar. Soru çok doğru. Evet, ne oldu? Aynı şekilde siz “Halk Bankasına ve MİT’e neden bir anda Operasyon yaptınız? Yolsuzluklar yeni mi oldu?”

İslami Cephe son süreçte allak bullak oldu. Herkes adeta bir avuç Ergenekon vs. artığı eski Türkiye aktörlerinden medet umar hale geldiler. Zaman Gazetesi Vatan Parti’li bir generali haber yapıyor. Adam, hükümeti de cemaati de ayrıca bu işlerde taraf olmaktan kaçınan Emekli İmanlı bir generali de topa tutuyor. Onları kutluyorum. Geçmişte de karşıydılar şimdi de. Ya bu taraf? Karşılıklı olarak; “Yanıltıldık!” diyenler, “Aldatıldık!” diyenler, “Biz hep biliyorduk ama düzelir diye umduk” diyenler. Bir de sessizce bekleyenler..Bizim camiayı, içinde ben de olmak üzere son yıllardaki tutarsızlıklarından dolayı ayıplıyorum. Sessiz yığınlar ise fitnenin büyümesinden endişe ettikleri için belki de susuyorlar. Yoksa bunun ilerisi Haricilik gibi bir tehdit ancak, bekleyişimizin de kendisini yemeye gelen aç kurtu gördüğü halde hareket edemeyen yaşlı eşşeğe dönüşmesinden endişe ediyorum.

Gördüğüm en net şey de şu! Gerek emperyalizm, gerek bir şekilde onların kullandığı çevreler Müslümanları koyun yerine koyuyor, aptal muamelesi yapıyorlar. Koca koca adamlar toplumun gözünün içine bakarak büyük ve iz bırakacak yalanları söylemekten kaçınmıyorlar. İslami guruplarda genel olarak zaten mensupların söz söyleme soru sorma hakkı yok. Beklene sadece itaat. Peki, İmanımızın özünde aklımız ile iman edip, dilimiz ile ikrar edip, kalbimizle tasdik etmek yok mu?

Allah Resulü (SAV)’in sosyal alanlardaki mücadele ve uygulamalarının çok iyi anlaşılması gerekmez mi? Bu gün dinimiz rivayet ve hikâye dinine dönüştürülerek Müslümanlar birbirine düşürülüyor, cahil ve eğitimsiz bırakılıyorlar. Sonuç güdülmeleri kolaylaşıyor ve sürüye dönüşüyoruz.

“Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin.” buyuruyor Peygamberimiz (SAV). Bize düşende fitne zamanında; “Konuşan sussun, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun.” emrine uymak sanırım. Ancak endişemiz fitnenin büyümesi ve gözü dönmüş zevatın ülkeyi kendi hırsları yüzünden felakete sürüklemesinden de çok korkuyoruz. Çıkacak bir kaos ya da suikasta ülkem tahammül edemez. Ancak bu tarz emirlerin verilmesinden endişe ediyorum, korkuyorum. Bu nedenle de ne yapılmalı deyip, hareket etmekten ve kaba tarafgirlik tuzağına düşüp fitneyi büyütüp, kul hakkına girmekten korkuyorum. Acaba diyorum bizlerin “Büyüklerimiz” dediğimiz insanlar ister din adamı, ister siyasi benim kaygımın binde biri ile hareket ediyorlar mı? Gelinen nokta bu soruyu cevaplıyor.

Bize, “Yarabbi, ümmeti ve insanlığı, zalimlerden, gözü dönmüş hırslı insanların şerrinden, küfrün emrinde hareket eden Müslümanlardan, Münafıklardan koru. Yarabbi bizi her türlü hata ve günahtan, şeytanın ve nefsimizin oyunlarından koru. Yarabbi, cümle Müslümanlara ferasetle ve ihlâsla hareket etmeyi nasip et.” diye dua etmek düşüyor..

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

 

 

http://www.milatgazetesi.com/yazarlar.asp?yid=82

http://as-der.org.tr/component/k2/itemlist/user/1001-halilmert

 

 
 
 
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...