Cumartesi, 28 Kasım 2015 13:18

Tartışılan Yemin Metni

Milletvekili yemin töreninde Leyla Zana'nın yemin metnini değiştirerek okuması medyada epey tartışmalara yol açtı. Her kafadan bir ses çıktı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Karabük Milletvekili Avukat Mehmet Ali Şahin de bu tartışmalara iştirak ederek, kendisinin de bu metinden rahatsız olduğunu, hatta partisinin vakti zamanında yemin metni üzerinde çalışma yaptığını belirterek, önerdikleri metni açıkladı.

Önerilen metin şu şekildeymiş: "İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalacağıma, devletin bağımsızlığını, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma mukaddesatım ve şerefim üzerine yemin ederim." M. Ali Şahin, "Hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin, etnik kökeni, ana dili ne olursa olsun, gönül huzuruyla üstünde yemin edebileceği bir yemin metnidir bu" dedi.

Şu an mevcut yemin metni ise şu şekildedir: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."

Tartışmayı fitilleyen kelime "Türk milleti" kelimesidir. Ben bir Türk'üm; bu kelimeyi söylemekten hicap duymam, aretmem, çekinmem! Hatta belki iftihar ile söylerim. İyi de Türk olmasaydım, aynı şekilde gururla mı söyleyecektim?

Elbette ki; Hayır! Belki ben de Leyla Zana gibi tepki gösterecektim. Ya da, diğer Türk olmayan Milletvekillerinin yaptığı gibi; "aman sen de canım" deyip, omuz silkip geçecektim.

Hangisi doğru? İçine sinmeden okumak mı? Omuz silkip geçmek mi?

İkisi de yanlış. Eğer sen oraya Milleti temsilen gittiysen, Milletinin sesine kulak vereceksin ve taleplerini yerine getireceksin. Ne içine sinmeyen bir şeyi yapmaya, ne omuz silkip geçmeye hakkın vardır!

Fakat orada hukukun dışında davranmaya da hakkın olamaz! Leyla Zana'nın yaptığını doğru bulmuyoruz. Lakin aynı şiddette bu yemin metninin okunmasını da doğru bulmuyoruz. Eğer bir ülkede farklı etnik kökenli insanlar yaşıyorsa ve bu insanlar birlikte medeniyet inşa etmeye çalışıyorlarsa, etnik ayrıcalıklar dayatıldığı taktirde, o zaman orada huzur olamaz, ancak huzursuzluk yaşanır ve ortak medeniyet de inşa edilemez!

Yemin metnini okuyan kişinin etnik kimliği üzerinden baktık. Bir de hadiseye okunan zümre, yani şahitler üzerinden bakacak olursak, yine karşımıza bir garabet çıkıyor. Yani bu ülkede yaşayan herkes Türk kabul edilmiş oluyor. Halbuki ülkemizde Türk olmayan önemsenmeyecek sayıda nüfus var. Ya onlar Türk kabul edilmiş oluyor, yani kimlikleri tanınmamış oluyor, ya da hiç adamdan sayılmıyor, yani kimlikleri dikkate alınmamış oluyor. Her ikisi de çok çirkindir ve kabul edilir olamaz.

Kişinin etnik kimliği ne ise, odur! Ne değiştirebilirsin, ne silebilirsin. Bu bir vakıadır. Kabul etsen de budur, etmesen de! Güzel olan kimlikleri kabul edip, etmemek değil, etnik kimlik üzerinden siyaset yapmamaktır.  

Biz bu yazımızda sadece bir kelime üzerinde durduk. Bunun dışında yemin metninin ele alınacak, tartışılacak daha çok kelimeleri var. Diğerlerine de yeri geldikçe değiniriz. Şimdilik bu kadar diyor, ama acilen bu yemin metnin değiştirilmesini talep ediyoruz.

Hatta en önemlisi Anayasanın değiştirilmesini istiyoruz. 

Gürcan Onat

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...