Biz binlerce yıllık devlet geleneği olan kadim bir milletin evlatlarıyız. Gerek İslam'dan önce ve gerekse İslam'dan sonra adalete ve hukuka fevkalade önem vermişiz.
Türkiye yıllardır PKK terör belası ile uğraştı. Ancak çok defalar söylememize rağmen devlet olarak daha bu sene "savunmadan taarruza" geçebildik. Şimdiye kadar hep sivrisineklerle uğraşıyorduk. Nihayet devletimiz ve Hükümetimiz ülke savunmasında beklenen devrimi gerçekleştirdi ve ülkemizi tehdit eden, gencecik polis, asker ve vatandaşımızı tehdit eden terör bataklığını kurutmak için terörün kaynağına indi ve "Fırat Kalkanı" operasyonunu gerçekleştirdi.
Amerika yıllardır Afganistan’da, Irak'ta, Libya'da "terörle mücadele" ediyorum diyerek ülkesinden binlerce kilometre uzakta olan ülkelere "çökmekte", bu ülkelerden etraf ülkelere terör organizasyonları ve darbeler organize etmekte ve hayata geçirmektedir.
Bize müttefik görünüp her fırsatta düşmanlık yapan AB ve Amerika dışardan; Kılıçdaroğlu, FETÖ ve Demirtaş içerden el ele verdiler ve koro halinde "Tayyip Erdoğan DEAŞ'ı destekliyor, silah desteği veriyor" diye saldırdılar ve uluslararası arenada Erdoğan'ı sıkıştırmaya çalıştılar.
Mit Tırları olayında işin içine FETÖ ve Cumhuriyet Gazetesi'ni de alıp, Milli Güvenliği hiçe sayarak işi "vatan hainliği"ne kadar götürdüler. Erdoğan düşmanlığı gözlerini kör eden bu basiretten yoksun grup işi "Devlet düşmanlığı"na, "vatan hainliği"ne kadar götürdüler.
Bu esnada DEAŞ Türkiyemizin hemen her bölgesinde, başkent Ankara'da bile canlı bomba eylemleri yaparak yüzlerce insanımızın kanını döktü.
Devletimiz belkide kurulduğu tarihten bugüne teröre karşı bütün kurum ve kuruluşları ile en kararlı mücadelesini veriyor. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı, Hükümetin ve güvenlik birimlerinin bu kararlılığa sahip çıkması, orduda, emniyette ve adliyede Fetöcülerin çok büyük kısmının temizlenmiş olması, neticede dört bir yandan ülkemize saldıran terör örgütlerinin bozguna uğramasına sebep oldu.
Asıl Maksat İsrail'in Güvenliği
Bölgemizde süregelen savaşların asıl amacı İsrail'in güvenliğinin sağlanmasıdır.
ABD ve AB, Türkiye ile Suriye, Irak, İran arasında kukla bir devlet kurdurarak İsrail için öncelikli tehdit gördükleri İran ve Suriye'yi -tabiri caizse- arkadan çevirmek istiyorlar. Bu kukla devlet hem ABD, AB ve NATO'nun Ortadoğu'da yeni üssü olacak, hemde bölge ülkelerine, özellikle de Türkiye, İran ve Suriye'ye anında müdahale etme imkan ve kabiliyetine kavuşacaklar. İran ve Suriye ise İsrail ve yeni kurulacak bu kukla uydu devlet arasında, yani iki ateş arasında kalacaklar.
İşte bu oyunu devletimiz "Fırat Kalkanı Harekâtı"nı gerçekleştirerek bozdu!..
Suriye savaşı kızıştığından bu yana İsrail'e yönelik bir olay duydunuz mu? Sanki bölgede en güvenli devlet İsrail oldu! Bu bile bu savaşta oyun kurucunun kim olduğunu ortaya koyuyor.
Evet kısa süre önce Rusya'yla çok gergindik, hatta savaşın eşiğinden döndük denilebilir. Bazı kesimler ve yazarlar "birgün önce Rus Büyükelçiliği önünde protesto ediyordunuz, birgün sonra Rus Büyükelçi için taziye yayınlıyorsunuz! Bu ne yaman çelişki! Veya oyun kurucular sizin üzerinizden toplum mühendisliği uyguluyor, sizde buna alet oluyorsunuz, düşüyorsunuz" diyorlar.
Rus Büyükelçiliği önünde protesto edenlerden biri de bendim. Çünkü o tarihte Rusya katil Esed ve İran'la el ele vermiş Halep'te -hemen hemen hepsi kadın, çocuk ve ihtiyar- yüzbin civarında masumu havadan ve karadan katlediliyordu.
Rus Büyükelçisi'nin hunharca katledilmesini duyar duymaz ilk kınayanlardan ve taziye mesajı yayınlayanlardan biri yine bendim.
Atalarımız "Elçi'ye zeval olmaz" demiş. Rus elçi Türkiye'de görevini yapan bir memur. Bu olayda da mazlum durumunda. Üstelik FETÖ bu eylemi alenen Türkiye'nin Rusya'yla arasını bozmak için yaptı.
Biz mazlumun yanında olurken, zalimin zulmüne de dur demek mecburiyetindeyiz. Bir mağduriyet, size başkalarını mağdur etme hakkını vermez!
Biz tarih boyunca olduğu gibi burada da mazlumların yanında olduk ve de olmaya devam edeceğiz, vesselâm..
