Yılbaşı gecesi gece yarısını biraz geçe tüm ajanslar acı bir haber geçtiler. İstanbul Ortaköy'de bir eğlence merkezinde silahlı bir terörist ortalığı kan gölüne çevirmiş, katliam yapmıştı.
Yılbaşı eğlencesi için yerli yabancı yedi yüz civarında insan aynı mekanda bir araya gelmişler. Bu kimine göre doğru, kimine göre yanlış olabilir.
Zaten demokrasi bize yanlış da gelse başkalarının doğrularına (cebir, baskı ve teröre kaymadıkları sürece) tahammül etme olayı değil mi?
Terör eylemini kim, kime karşı, nerede, nasıl, ne maksatla yaparsa yapsın kabul edilemez ve insanım diyen herkes tarafından lanetlenmesi gerekir.
Silahsız, hiç bir şeyden habersiz insanları katletmeyi bırakın İslam'ı ya da semavi dinleri, ilkel kabile din ve inanışları bile kabul etmez.
Öncelikle bu hunharca saldırıda hayatını kaybeden yerli yabancı, Müslüman gayr-ı Müslim tüm insanlara taziyelerimi iletiyor, ailelerine sabırlar diliyorum. Acıları acımdır. Yaralı olanlara ise Allah’tan acil şifalar diliyorum.
İster PKK, ister FETÖ, ister DEAŞ, isterse DHKPC olsun. Bu eylemi yapanlar devletimizin düşmanı, vatan haini teröristler, yaptıkları ise terördür.
Zaten bunların kimlere uşaklık ettiği ayan beyan ortaya çıkmıştır. Ancak önce Allah, sonra büyük Türk devleti ve aziz milletimiz bu ihanetleri yapanların yanına koymayacaktır.
Din adına mücadele verdiğini iddia eden DEAŞ ve FETÖ gibi bazı terör grupları Allah’ın asla rıza göstermeyeceği terör eylemleri yaparak, Allah'tan ve İslam'dan başka tüm şer odaklarına hizmet etmektedirler. Allah’a gerçekten inanan bir insan, İslam'a tüm dünyadaki Müslümanlara hizmet eden Türkiye gibi bir ülkeye bırakın saldırmayı, insanlarını en vahşi yöntemlerle öldürmeyi, yan gözle bile bakamazlar.
İnsan öldürmeyle alakalı yüce Allah'ın emirleri nettir. "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır." (Maide 32)
Katliamdan kurtulan bir kadın olayın sıcağı sıcağına olay esnasında içerde ne yaptığını, neler hissettiğini soran gazeteciye "Muhammed'in Allah’ına sığındım" diye cevap vermesi tüylerimi diken diken etti.
Bu kadın, Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi olabilir, bilmiyorum. Muhammed'in Allah’ına sığındığı gibi İsa'nın ya da Musa’nın Allah’ına da sığınabilirdi. Farkeder mi? Biz hamdolsun Müslüman olarak Hz İsa, Musa, Davut ve Kur'an'da adı geçen tüm peygamberlere inanmıyor muyuz? Tüm peygamberleri gönderen yüce Allah’ımız değil mi? Ve hepsine inanmak, iman etmek Amentü'nün gereği değil midir?
O kadını korku ve endişe içinde tüm saflığı ve samimiyeti ile "Muhammed'in Allah’ına sığındım" demesini hem çok takdir ettim, hem de bu samimiyet bende niye yok diye üzüldüm. Birileri de çıkacak Allah’a sığınanları, güya Allah için katledecek!? Bunu kimse yemez! Ancak şunu asla unutmayın; sizin taptığınız üst akıl ahirette sizi Allah’ın gazabından kurtaramayacak. "Allah imhal eder ama ihmal etmez!"
KAOS VE İÇ SAVAŞ PLANI
İstanbul Ortaköy'deki terör saldırısı ile Türkiye'ye topyekün saldırının da düğmesine basılmış oldu.
İstanbul'daki kanlı terör eylemiyle aynı anda Fenerbahçe futbol kulübüne yönelik şike kumpasındaki montajlı kurgu kasetlerinin internete servis edilerek Futbol taraftarlarını birbirine düşürme planı,
Aşırı sol örgütlerin kahvehane kahvehane gezerek insanları yalanlarıyla provoke edip sokağa dökmeye ve sokakları da karıştırmaya çalışması,
Sosyal medyada uzun süredir pasif olan Gezici hesapların yeniden aktive edilmesi Türkiye'ye yönelik çok büyük bir kaos planının devreye sokulduğunu göstermektedir.
Fırat Kalkanı ile Suriye'deki hesapları bozulan "üst akıl", tüm unsurlarıyla saldırıya geçti.
PKK ve DEAŞ, FETÖ ve PYD'nin ipini elinde tutan "üst akıl" yani derin NATO, ABD ve Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri, Türkiye'yi ele geçirecek yeni bir kaos planını devreye soktular.
15 Temmuz'un rövanşını almak için her yolu zorlayan "üst akıl"a karşı millet olarak uyanık ve hazır olmalıyız. Kim bilir, 15 Temmuz'da şehadeti nasip etmeyen Allah belki bu kez eder.
"Sefer bizim zafer Allah’ındır", vesselâm..
