Bu çalışma, Soğuk Savaş Dönemi sonrası Karadeniz‟in jeostratejik / jeopolitik önemini ve yeni dönemde ortaya çıkan güç çatışmalarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Karadeniz‟in bölge, havza ve deniz olarak jeostratejik tanımı ve Soğuk Savaş öncesi ve sonrasıyla karşılaştırılmasına yönelik tezler, Spykmann, Mackinder ve Mahan‟ın güç teorileri çerçevesinde ele alınarak, güncel gelişmeler ışığında tartışılmıştır. Karadeniz‟de en uzun kıyısı bulunan ülke olarak Türkiye‟nin Soğuk Savaş sonrası yeni jeopolitik şartlarda artan rolü ve bu rolle birlikte NATO, AB, Rusya Federasyonu (RF) ve Türkiye arasında ortaya çıkan yeni güç dengelerinin sonucu ortaya çıkan mücadelenin Bölgesel aktörler ve özellikle Türkiye ve RF açısından oluşturduğu fırsat ve tehditler incelenmiştir. AB „nin artan enerji ihtiyacı ve bu enerjinin büyük bir kısmını Hazar ve Karadeniz havzasından tedarik ediyor olmasının getirdiği bağımlılığın ele alındığı çalışma, son tahlilde Karadeniz‟de Soğuk Savaş sonrası oluşan yeni jeopolitiğin, Avrasya ve Ortadoğu‟da gelişen güncel olaylarla birlikte değerlendirildiğinde Türkiye ve RF‟nun bölgede başat aktör olma yolunda hızla ilerlediği tezi ortaya konmuştur.

Not: Yazının tamamına ulaşmak için lüften altta bulunan "Ek Dosyaları İndir" butonuna tıklayınız.