Cuma, 03 Nisan 2020 11:14

Sözde Uzmanların Çıkmazları…[1]

“(…) Virüsün sosyal, siyasal, ekonomik hayatı etkilemesi, tüm dünyada yayılmış olması büyük bir olaydır ve elbette dünyada güç savaşı yapanların bu durumdan yararlanması çok doğaldır. Ancak konuya laboratuvar ortamında üretilip salgın hale getirilmesini sağlayanların olduğunu iddia etmek bu konular üzerine çalışılan bilimsel konuları bilmemenin getirdiği bir sonuçtur. Dikkat edilirse dünyada hiçbir bilim insanı bu salgının laboratuvar uyarlaması olduğunu kabul etmemektedir. Bununla beraber bu laboratuvar üretimi tartışmaları spekülasyon üreten, kanıtsız sadece yorumlara dayalı konuşan, ezoterik bilgiler ve yeraltı notları okuduğunu iddia eden kişiler yapmaktadır. Bilgi değil zan üzerinden konuşulmakta, bazı görseller, dergi yazıları, raporları öne sürerek bu işe kanıt oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ancak bilimsel olarak bu hikâyelerine hiçbir kanıt sunamamaktadırlar. Bu virüsü piyasaya bazı güç odaklarının sürdüğü fikrini kabul ederek düşünelim. Bu durumda herkes bu odakları kadir-i mutlak olarak görmekte ve ne kadar güçlü olduklarını ifade etmektedir. Her yaptıkları iş mükemmel işliyor ve istedikleri gibi mükemmel sonuçlara ulaşıyorlar gibi düşünülmektedir. Oysaki ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar bu odaklar yüzlerce tuzak kurmakta, ancak bu tuzakların bir ya da ikisi tutmaktadır. Bunu nereden anlıyoruz? Tutan tuzaklar görünür oluyor ve bir şekilde inşaları etkiliyor. Bu da tuzağı görünür hale getiriyor. Peki, bu kadir-i mutlak(!) güçlerin tutturamadıkları yüzlerce tuzak ne oluyor? Elbette başarısızlık sebebiyle piyasaya çıkamıyor ve insanlar bu hainliklerden haberdar olamıyorlar.”[ (1) KİRİŞÇİ, Murat, “Sözde Uzmanların Çıkmazları”, İktibas Dergisi, Nisan 2020, Sayı 496, S.17-18.]

Sanırım üzerinde durulması gereken konu bu... Kriz sonrası yenidünya düzeni nasıl olacak? Ve biz bu planın neresindeyiz? Bunun dışındaki tartışmalar konuyu asıl mecrasının dışına itiyor ve "kuşa bak!" misali hamaset ve gizem tartışmaları yapılırken, küresel kapitalizm kendini yenileme planını hayata geçirerek bu güç mücadelesinin muzafferi olarak bir kez daha galibiyetini ilan etmek istiyor.

O nedenle ben de bir kez daha bir hususun altını çizmek istiyorum; "Bundan sonra tarih Covit-19'dan Önce, Covit-19'dan sonra olarak tahlil edilecektir. Covit-19'dan sonraki tarihi bu yeni güç mücadelesinin galipleri yazacaktır."  Bu durum, İslam’ın hayata hâkim olası, İslam Ümmeti’nin tek bir irade altında birleşmesi ve uluslararası sistemde bir güç olarak yerini alması için tarihî bir fırsattır.

Batı’nın liderliğini yaptığı kapitalist dünya bu güne kadar, sözde kusursuzluğu ile övündüğü tüm beşerî kavram ve nizamlarıyla tartışılır hale gelmişken, İslam âlemi de kısır tartışmaları ve hamaseti bırakıp, tüm millî güç unsurları ile harekete geçerek, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki çözümlerini akidevî ve bilimsel temellere dayalı yöntemlerle insanlığa sunmalıdır. Bunun sadece Müslümanları ilgilendiren bir mes’ele olmadığı, tüm insanlığı hatta tüm canlı yaşam formlarını Küresel kapitalizmin vahşi saldırılarından kıyamete kadar kurtaracak bir çözüm olduğu açıkça ortaya konmalıdır.

Firavun büyücülerinin algı oyunlarını ancak “Asa-yı Musa” ile bozabilir, insanlık olarak içine girdiğimiz bu çıkmazdan ancak darda kalmış bir ümmete Kızıldeniz’de yol açan “Asa-yı Musa” ile çıkabiliriz. (Allah’ın izniyle)

 [(1) KİRİŞÇİ, Murat, “Sözde Uzmanların Çıkmazları”, İktibas Dergisi, Nisan 2020, Sayı 496, S.17-18.] İlgili Makalenin tamamı ekte iletilmiştir.

Hakan ŞİMŞEK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...