Zaman farklı akıyor
Baş döndüren hızda atıyor tarihin nabzı
Çok zamandır dünyaya ait insan
İleri teknoloji ofisler akıllı evler yeryüzünü sarmış yollar
Köprüler tüp geçitler hızlı tirenler uçaklar
Mabettir stadlar spor salonları bankalar
Bol yıldızlı ultra oteller
Uydular, bağlantılar, internet ağları
Sıraya girmişler eli eğri dal tutmayan derviş sabrıyla
Yeryüzü cennetinin kapılarında
Yeni bir amentü girer kalplere söyler diller
Bitmiştir Musa’nın İsa’nın Muhammed’in günleri
Müslüman saati bitmiştir
Günler Tanrı’dan uzak Ay ve Güneşten de
Sınavlar baştan aşağı değişmiştir
İbadetler etapları kazanmaya dönüşmüş
Allah’ın kulları yitip gitmiş survivor bu gelen
Bilgi teknoloji kafesinde Cennet için ölümüne yarışan
Günler döndürülür dururmuş
Yokluk, tüm zamanların bağrında insanın ilk sınanışı
Rahmetinin yansıması uzar hayat sermayesi
Umulur ki insan kendine dönsün
Acılar sevinçler günahlar tevbeler hep tevbeler
Sınav insanın umudu çilesi acısı
Her köşede dökülüp saçılmış parçaların belleği@
İnsan yoksa alemde ne vardır
Düşünen acı çeken mutlu olan konuşan
Seven nefret eden insan varsa başıboşluk olur mu
Başıboş bırakılır mı insan denen muamma
Kalp akıl hafıza varsa yitip gidiş nasıl olur
Her daim sınav vardır acılar mutluluklar nimetler nankörlükler
İnsan çölde kum tanesi değildir
İnsan yoksa anlamı yoktur yerlerin ve göklerin
Tekdüze bir hayatı yoktur insanın
Varlık yokluk gelir konar omuzlarına
Yokluk korurken insanı, varlık şükürsüzlüğü azgınlığı getirir yanıbaşına
Bahşedilen hayatın her demi sınavlar silsilesi
Tarih, içiçe dairelerin kapandığı kara dehlizler ağı…
Yürüse de tarih geçse de zaman insanı bekleyen son aynı değil midir?
Yokluk başlangıç noktasıdır açılır, toprağa yürür tüm insanlık kapanır parantez