Pazartesi, 26 Şubat 2024 12:32

28 Şubat Muz Cumhuriyeti

Tuzla Piyade Okulunda yaşanan skandallar karşısında hükûmetin gösterdiği aciz tutum ister istemez önceki darbeleri hatıra getiriyor.

Ne yazık ki; orduda görev yaparken yaşadığım kötü hatıralar çok fazla. Fakat son yaşanan olaylar ve dindar subaylara karşı söylenen apaçık küfürler ordumuzdaki son durumun feci olduğunu gösteriyor.

Buna sebep olanlar utansın...

Bu küfür meselesi 28 Şubat 1997 sürecinde ayyuka çıkmıştı.

Osman Özbek, Başbakan Erbakan'a kameralar karşısında açıkça küfretmiş "pezevenk" diyerek halkimizin seçtiği bir yöneticiyi aşağılamıştı. Aslında bu küfür bütün Türk milletine karşı yapılmıştı. Çünkü "sizin seçtiğiniz yöneticilere ben bu şekilde hitap ederek saygı duymuyorum" diyerek kendi seviyesini ve ordunun tutumunu belli etmişti.

Bu çirkin küfürbaz hiçbir ceza almadığı gibi birçok faşist generale de mesaj göndermişti. Zira bu çirkin hareketi sayesinde Tümgeneral rütbesine yükseltilmiştir.

Erdoğan kendi partisinin liderine hakaret eden bu küfürbaz faşist generale karşı hiçbir tutum geliştirememiştir. İktidar olduğu ilk yıllarda böyle davranmasını politik olarak değerlendirsek bile 22 yıllık bir yöneticinin umursamaz tavrı çok üzücüdür. Fetocu savcı ve hakimler de bu iğrenç davranışı aklamışlardır.

Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih ise parti kurmuş fakat Osman Özbek'e tek bir söz dahi söyleyememiştir. Kendi ailesine karşı işlenmiş çirkin davranışta hukukunu koruyamamış birisi kalkmış milletimizin hukukunu koruyacağı iddiasında  bulunmaktadır.

Osman Özbek şimdi pasa pasa geziyor, emekliliğinin ve küfürbazlığının tadını çıkarıyor. Faşist general ve amiraller de bu hayasızlıktan vazife çıkarıp seçilmiş yönetici ve siyasetçilere karşı nasıl davranılması gerektiğini askeri okul ve kışlalarda ders olarak öğretiyorlar.

Neden bu çirkin küfürbazlığı dile getiriyorum?

Çünkü 28 Şubat askeri kalkışmasının 31. yıldönümüdür. Bu darbeci kalkışma sonucunda darbe suçu işleyen faillerini sadece sembolik olarak Batı Çalışma Grubu general ve amiralleri cezalandırılmış vatanımızın kanını emen soyguncu ve vurguncular ise keyif çalarak gezmeye devam etmektedir.

28 Şubat mağdurlarının hakları ise hala verilmemiştir. Bizzat Erdoğan’ın imzalayarak ordudan attığı binlerce asker haklarını almak için mücadele etmeye devam etmektedir.

Erdoğan ve Ak Parti hükûmeti 28 Şubat mağdurlarının haklarını verdik diyerek apaçık bir şekilde milletimizi aldatmaktadır. Sadece Yüksek Askeri Şura Kararı ile ordudan atılmış 1200 subaya emeklilik hakkı verilmiştir. Fakat sayısı 3000 civarında bulunan mağdurların hakları verilmemiş ve Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Meclise ve hükûmete mağduriyetlerin giderilmesi için gönderilen kararların gereği yapılmamıştır.

Hâlbuki bizzat Erdoğan tarafından verilmiş sözler vardır. Eşi başörtülü diye suçlayıp ordudan atılan ve emekliliğe zorlanan bu insanlar elbette ruzi mahşerde yapılan haksızlıkların bedelini hükûmete ve icra makamında oturan yetkililere ödeteceklerdir. 

Böylesine vicdansız ve ahlaksız durumlar ancak muz cumhuriyetinde olabilir.

Fatih Altaylı denen başka bir küfürbaz ise başörtülü bacılarımıza basın aracılığı ile galiz küfürler etmiş medya patronları sayesinde müdür ve yönetici yapılmış hala küfürbazlığının kendisine getirdiği avantajların keyfini sürmektedir. 

 Altaylı da faşist kamu görevlilerine mesaj vererek iğrençliğinin kendisine ne gibi kazançlar sağladığını herkese ilan ediyor.

Bütün bu olaylar milletimize karşı işlenen suçlara karşı gereken cezaların verileceği iddiası ile yola çıkan siyasetçilerin durumunu göstermektedir.

İşte Erdoğan in acizliği ve yönetim beceriksizliği buradadır. Küfürbaz faşistleri alabildiğince şımartmaktan geri durmamaktadır.

22 Yıllık iktidarı döneminde bu faşistler azmış da azmış adeta kudurmuştur. İşte Tuzla Piyade Okulunda medyaya yansıyan küfürbaz subayların hali ortadadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi bu küfürbaz faşist subaylara bir günlük hapis cezası bile verememiştir. Sadece 4 tanesini ordudan uzaklaştırmıştır.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı iken Küfürbaz Özbek için "Bu bir boşalmadır" diyerek disiplinsizliği meşrulaştırmıştır çünkü...

İşte ordumuzu Patagonya Silahlı Kuvvetleri seviyesine getirenlerin yaptıkları böyle pis isler sayısızdır.

Orduyu bu hale getirenler ne kadar çirkin bir duruma düşmüştür görüp ibret almak gerekiyor. Aslında bu bahsettiğim hususlar buzdağının görünen yüzüdür.

İşin acı tarafı da sudur:

CHP Genel Başkanı için bir eleştiri yapılınca 5816 sayılı kanun acımasızca uygulanarak basın mensupları, akademisyen ve yazarlar acımasızca hapse atılmaktadırlar. Absürtlüğün bu kadarına pes denilir.

Bir siyasi parti genel başkanını eleştiremiyorsunuz. Üstelik bu yönetici ölene kadar devleti yönetmiş.  Başka hiçbir siyasi partinin yaşamasına müsaade etmemiş.

Şimdi hiç Allah’tan korkmadan ve kuldan da utanmadan bu siyasetçiyi icraatlarından dolayı övgüye herkes sıraya girmiş durumdadır. Hakperest ve demokratik yönetime inanmış medeni insanlar ise küçük bir eleştiri dahi yapamıyor.

Muz cumhuriyetinde bile bir kural ve hukuk olur. Maalesef  bizde bu kadarı bile yoktur. Darbecilerin yaptığı ve zorla halkımıza dayattığı anayasada "değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" hükümlerin bulunması ne derece faşist ve medeniyet tanımaz bir devlet yapısı içinde olduğumuzu göstermektedir.

Buna karşılık hükûmet üyeleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında CHP Genel başkanına saygı ifadeleri sunmaktadır.

 Yetmedi icraatlarında daima bu anlayışa referanslar vererek faşizmi bir şekilde halkımıza dayatmaktadır.

Elbette bunların hesabı ruzi mahşerde sorulacaktır. Fakat medeni milletlere karşı böylesine utanç verici bir seviyede olmayı içime hazmedemiyorum.

Ben bu kadar yazabiliyorum. Fakat aydın veya yazar diye toplum önüne çıkan insanlar bunun onda birini dahi yapamıyorlar.

İster sağcı ister solcu olsun bu kadar çok şaklaban karşısında söyleyecek başka bir söz bulamıyorum.

Allah ıslah etsin...

Dr. Vehbi Kara

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...