Salı, 28 Haziran 2022 12:57

Komplo!

Denilir ki: “ABD’yi en az Başkan yönetir!”

“Standart sapması en yüksek Amerikan Başkanı” yani John F. Kennedy ise 22 Kasım 1963’te Derin ABD’nin organizasyonunda CIA tetikçileri tarafından öldürülmüştü.

*

Amerikan derin devletinin pek mutemet adamı Joe Biden “En Az Yöneten Başkandır” liginde “ilk sırayı” alacak gibi…

Eh, zaten ayakta duramıyor; boşlukla tokalaşıyor; törende asker selamı verirken uyukluyor; bir nevi “Mumya Başkan” olarak görevine devam ediyor!

*

Kendisine “Bunak ve Uykucu” sıfatlarını yapıştıran hasmı Sarı Trump’ı, her defasında haklı çıkarıyor.

Dahası, bu Biden artık “Mister Bisikletten Düşen Amerika!”

*

“Bunun kafa gidik amirim!” kapsamındaki son vukuatı da şu: Eline tutuşturulan talimat notlarını yanlışlıkla kameralara gösterdi…

Okuyalım:

“SEN, Roosevelt Odasına gir./ SEN, kendi koltuğuna otur./Basın girecek./SEN, kısa bir değerlendirme yap./ Basın odadan çıkacak.

SEN, Liz Schuler’e bir soru sor./SEN, katılımcılara teşekkür et./ SEN, salondan ayrıl!”

KISSADAN HİSSE

Rutin basit işlerinde bile böylesi detaylı notlarla yönlendirilen bir ABD Başkanı, kritik kararlarda Derin Amerika tarafından nasıl da direktiflerle yönetilir, söylemeye gerek var mı?

EN SARSICI ÖRNEK

Sahne arkasından ABD’yi ve Başkan’ını yöneten” Derin Hanedanların en üst örgütü ILLUMINATI’dir.

*

Robin de Ruiter’ın “13 Şeytani Kan Bağı” adlı kitabında şu satırlar yazılıdır:

“İlluminatiler için John F. Kennedy doğru Başkan gibiydi. Ancak JFK ve kardeşi Robert Kennedy, bütün bu şeytani komploya karşı bir tedbir almak, bu yapılanmayı yok etmek için ün ve nüfuzlarını kullanmak istediler.

Kennedy Kardeşler, çocukluklarından beri komplo harekâtını biliyorlardı.

Nefret ettikleri İlluminatilere karşı daha çok cesaretleri vardı. Ama ağabeyleri Joseph Kennedy Jr’ün aksine, JFK ile RFK İlluminati yapılanmasının özel eğitimine ve öğretilerine sahip değildi.(…)

Kennedy’ler, sadece CIA’i dağıtmayı düşünmüyorlardı; aynı zamanda ABD’nin yine kendi parasını basıp İlluminati örgütüne faiz ödemek zorunda kalmayacağı bir sistem tasarlıyorlardı.

Federal Reserve sistemini dağıtmak ve İlluminatiler tarafından sahnelenen Vietnam Savaşından çekilmek istiyorlardı…

JFK’in öldürülmesinden sonra, yerine geçen Başkan Johnson, Kennedy’nin FED ile Vietnam yönergelerini geri çekti. (…)

Robert Kennedy (RFK), kardeşini kimin öldürttüğünü çok iyi biliyordu.

The Enemy Within (İçerideki Düşman) adlı yayınlanamamış bir kitap yazdı…

1968’de partisinin Başkan adaylığını elde edip yarıştaki başarısını kutlamaya hazırlanır iken, aynen ağabeyi JFK gibi suikasta kurban gitti.”

(Selis Kitaplar, Sayfa: 101-103)

PÜF NOKTASI

ABD Merkez Bankası (FED), çoklarının bildiğinin aksine bir kamu kuruluşu değildir.

*

Dönemin Başkanı JFK, işte bu Federal Reserve sistemine son vermek yani “onun yaptığı işi devletleştirmek” için 4 Haziran 1963 tarihinde bir başkanlık kararnamesi yayınlamıştı.

*

Ramazan Kurtoğlu’nun “Küresel Para Oyunları ve Psiko-Siber Savaş” adlı kitabında bu kararname hakkında şunlar yazılıdır:

“Kararname hükümlerine göre, FED’in devlete faizli borç para verme hakları iptal edilecek ve kısa bir müddet sonra arkasında özel şirketlerin bulunduğu Federal Reserve sistemi sona erecekti…

Kararnameden hemen sonra Amerikan Hazinesi yekûnu 4,2 milyar dolar olan para basıp tedavüle sürdü.

Bu adım oldukça radikaldi. Kısa sürede Federal Reserve sisteminden beslenen Küresel Merkez Sermaye’nin hegemonyasına son vermek demekti…

Bu olaydan beş ay sonra, Başkan Kennedy Dallas’ta bir suikast sonucu öldürüldü…”

(Destek Yayınevi/ Sayfa:137)

DERİN HANEDANLAR

Eustace Mullins, 1983’te yayınlanan “ABD Merkez Bankası’nın Sırları” (The Secrets of the Federal Reserve) adlı kitabında…

FED ile ona üye bankaların; Rockefeller, Rothschild, Warburg hanedanları ve diğer ailelerle bağlantılarını çizelgeler ile gözler önüne serer. (Sayfa: 179)

DIŞLANMA VE “DELİ” MUAMELESİ

Dean Henderson ise “Amerikan Merkez Bankası Karteli” adlı kitabında…

İşte bu çerçevede sözü edilen ailelerin, yani derin hanedanların küresel ekonomi üzerinde uyguladıkları kontrolün “abartı olmadığını” ve bu ilişkinin özel gayretlerle gizlendiğini anlatıyor:

“Bu para güçlerini herhangi bir şekilde teşhir eden kişiler; ailelerin sahibi oldukları medya kuruluşlarınca gözden düşürülür.

(Anlattıkları) birer komplo teorisi olduğu gerekçesiyle, değersizleştirilir.

Komplo’ kelimesi, tıpkı komünizm gibi öcü olarak gösterilmiştir.

Bu kelimeyi kullanmaya cesaret eden biri kamuya açık tartışmadan hemen dışlanır.

O kişi, aklı yerinde olmayan bir deli diye damgalanır. Ancak, gerçekler ortadadır.”

(Scala Yayıncılık/ Sayfa:21)

 

https://www.yenisafak.com/yazarlar/tamer-korkmaz/komplo-2063321

 

Tamer KORKMAZ

yenisafak.com.tr/resim/site/t_k_buyuk6aa086e0.png | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...