Salı, 20 Aralık 2011 00:09

Kermes mağdurları kışla yolu gözlüyor

28 Şubat sürecinde başörtülü eşleri kermese katılmadığı için "Laiklik karşıtısın" denilerek TSK'dan re'sen emekli edilen subay ve astsubayların mağduriyeti sürüyor. Referandumda kabul edilen 'geri dönüş yasası'na rağmen, kanunun kendilerini kapsamadığı gerekçesiyle Savunma Bakanlığı'nın 'red' cevabı verdiği 1991 asker, iade-i itibar için yasa kapsamına alınmak istiyor

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nden "re'sen" emekli edilenler 2010 yılındaki anayasa değişikliği referandumu sonrası mağduriyetleri gideren yasa maddesinin kendilerine de uygulanmasını istiyor. 28 Şubat sürecinde 'mütedeyyin' oldukları gerekçesiyle kararnamelerle TSK'dan ilişiği kesilen (re'sen emekli edilen) mağdurlar haklarını aramak için gittikleri Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden de (AYİM) elleri boş dönüyor.

Astsubay Yavuz Sulumeşe, eşi çay partileri ve kermese katılmadığı gerekçesiyle eski Gelibolu Garnizonu 2. Kolordu Komutanı ve 'Balyoz' sanığı Engin Alan'ın istemi ve eski 1. Ordu Komutanı ve Balyoz sanığı Çetin Doğan'ın talimatıyla re'sen emekli edildi. Yargı denetimine açık idari işlem ve bakan onayı ile emekli edilen Sulumeşe, hakkını aradığı AYİM'den de eli boş döner. Sulumeşe durumunu özetleyen bir mektubu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da göndererek sorunlarının çözülmesi için yardım ister.

'ÇAĞDAŞ OLMAYAN KIYAFET'

Eşi çağdaş kıyafet giymediği gerekçesiyle soruşturma geçiren Yavuz Sulumeşe, ailesi ile birlikte hiçbir sosyal faaliyete katılmadığı için uyarı cezası alır. İstihbarat Yüzbaşı İ.K. tarafından el yazısı ile 20 Mayıs 1998 tarihinde bir uyarı yazısı daha alan Sulumeşe'ye şöyle denilir: "Eşinizin çağdaş kıyafetli olmaması nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni temsil yeteneğinin bulunmadığı üzüntüyle tespit edilmiştir. Bu tutumunuz nedeniyle sizi uyarıyorum. En kısa sürede bu durumu düzeltmenizi arz/rica ederim."

'EŞİNİZ NİYE ÇAYA GELMEDİ?'

Üstçavuş Yavuz Sulumeşe, eşi başörtülü olduğu için 2 yıl boyunca sürekli savunma vermek zorunda bırakılır. Mayıs 2000'de Sulumeşe'ye gönderilen bir yazıda eşinin çay, kermes gibi sosyal etkinliklere katılmadığı için savunması istenir. Piyade Kıdemli Yüzbaşı M.K.A. tarafından gönderilen yazıda "Tugay içinde yapılan çay, kermes vs. sosyal etkinliklere eşinizi göndermediğinizi tespit ettim. Neden göndermediniz?" denilerek savunması istenir.

BAŞÖRTÜSÜ ATILMA NEDENİ

TSK'ya girdiği 1993 yılından 2002 yılına kadar 12 takdir belgesi alan Sulumeşe, 22 Ağustos 2003 tarihinde re'sen emekli edilir. Buna itiraz eden Sulumeşe, AYİM'de dava açar. Burada hukuka aykırı işlemleri tek tek sıralar. Pikniğe gitmediği için uyarı cezası alan Sulumeşe'ye 10 Kasım Atatürk'ü anma etkinliğine katıldığı halde katılmadığı iddia edilerek uyarı cezası verilir. Ancak 10 Kasım törenlerine gerçekten katılmayan 8 personel hakkında ise tek bir eşlem dahi yapılmaz. Sulumeşe'nin emekli edilmesinin gerçek nedeninin 'eşinin başörtüsü' olduğu askeri hastane baştabipliğinin Kasım 2002 tarihli emriyle de kesinleşir.

Mağduriyet giderilsin

Yavuz Sulumeşe'yi re'sen emekli eden TSK'yı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) de haklı buldu. AYİM'in öne sürdüğü gerekçe ise Sulumeşe'nin "Laiklik karşıtı tutum ve davranışlara son vermemesi" idi. 28 Şubat'ın diğer mağdurları gibi Yavuz Sulumeşe de, kendilerinin 6191 sayılı yasa kapsamına alınmasını bekliyor. Sözkonusu kanuna şuana kadar Milli Savunma Bakanlığı nezdinde 4606 başvuru yapıldı. Bunların 1518'i Yüksek Askeri Şura kararıyla TSK'dan ilişikleri kesilenler olduğu için kabul edildi. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle TSK'dan ilişiği kesilen 80 astsubay/subayın da başvurusu kabul edilerek iade-i itibarda bulunuldu. TSK'dan, disiplinsizlik sebebiyle re'sen emekli edilen ve 6191 sayılı kanundan faydalanmak isteyen 1991 kişinin başvurusu ise "Yargı yolu açık bir idari işlem sonucu ilişikleri kesildiği" gerekçesiyle reddedildi. Re'sen (zorunlu şekilde) emekli edilerek TSK'dan ilişiği kesilen Üstçavuş Yavuz Sulumeşe gibi yaklaşık 2 bin kişi, kararların yeniden gözden geçirilmesini istiyor.

 

http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=18.12.2011&i=357385

 

Son Düzenlenme Salı, 20 Aralık 2011 00:19
Yeni Şafak Gazetesi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki H.GÜL Cumartesi, 24 Aralık 2011 17:10 yazan H.GÜL

    Davacının kendisinin ve eşinin kılık kıyafeti ile dini bir akım ve ideolojiyi benimseyen hareketlerde bulunması, eşinin Atatürk İlkelerine yakışır şekilde giyinmeyip, belli bir kesime ve ideolojiye hizmet eder şekilde türban ve tesettür tabir edilen kıyafet giymesi nedeniyle istihbarat Başkanlığınca 29.08.1998 tarihinde takibe alınmış olup; yapılan takip neticesinde, kendisine 15.09.1998 tarihinde yapılan uyarı ve ikazlara riayet eder gibi görünerek, eşinin çağdaş ve modern Türk Kadını gibi giyinerek her türlü irticai faaliyetlerinden uzaklaşmasını sağladığı izlenimini vererek komutanlarını kandırdığı, eşinin, Atatürk İlke ve İnkılaplarına aykırı durum içerisinde olduğu, karşı cinsle tokalaşmadığı, evlerinde erkek ve kadınların ayrı oturduğu, sürekli olarak türban ve tesettür tabir edilen kıyafetler giydiği ve yapılan ikazlara rağmen durumunda herhangi bir düzelme görülmediği tespit edilmiştir.

    Raporla
  • Yorum Linki Nazan Guc Perşembe, 22 Aralık 2011 08:22 yazan Nazan Guc

    Hepsi bahane ..Ben bayanlarin kermeslerine gittim ki "insan tanimadigina dusman olur belki birbirimizi tanirsak on yargilari kirariz" diye dusunmustum bir subay hanimi olarak ,Peki sonra ne oldu esim de "HURGENERAL"lige terfi ettirildi",.Bunlarin hepsi bahane idi.Onlarin derdi Allah korkusu olan ,kul hakkindan cekinenleri etraflarindan temizleyerek kendi istedikleri gibi planlarini gerceklestirmekti..

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...