Uyarı

JUser: :_load: 239 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Pazartesi, 21 Haziran 2010 19:55

ASKER ÜZERİNE DÜŞENİ YAPARSA TERÖR ÖNLENİR.

ASKER ÜZERİNE DÜŞENİ YAPARSA TERÖR ÖNLENİR. 

21 Haziran 2010 Pazartesi günü Habertürk TV de yayınlanan “Sansürsüz” programında Emekli Tümgeneral Haldun SOLMAZTÜRK’ü dinledim.

Söylediklerinin hangisini düzeltsem bilemiyorum. Nereden başlasam?

Generale göre yapılan Anayasa Değişikliği Türkiye’nin demokratikleşmesine yapılan en büyük darbeymiş. Halk oylamasında bakalım halkın yüzde kaçı general gibi düşünecek.

Generale göre MİT Müsteşarı atamasında istihbarat alanında yapılan Doktoranın kırıter olarak önemi yokmuş illa içerden gelmeliymiş ve Korgeneral seviyesinde olmalıymış telefonu açınca samimi olarak görüşülebilmeliymiş!

OHAL ve EMASYA gerekli imiş.

Daha ne inciler.

O konuştu benim hatıralarım canlandı.

******

Tabur Komutanımız Kurmay Yarbay Yurtdışı görevinden dönmüş ve bizim Tabura Komutan olarak atanmıştı. Ağustos ayında yaptığı bir toplantıda terfi edecekler kimler diye sordu. Terfi edecekler el kaldırdı. O yıl bende terfi edecektim. Sonra bizlere hitaben

“Napoli de bulunduğum zaman onların ordusunda terfi zamanı terfi edeceklerde tatlı bir heyecan olduğunu gördüm, ama bizim ordumuzda terfi edeceklerde bu heyecanı göremiyorum neden?” Diye sordu. Bizde teamüllere göre genelde önce kıdemliler konuşur. Bir süre bekledim, baktım cevap veren yok el kaldırdım. Bana söz verdi. Bende

Komutanım neden heyecanlanalım bizim orduda terfi etmek için özel bir gayrete gerek yok senen gelince ve en az 60 sicil alırsan ( ki 60 dan aşağı sicil vermek için belge koymak gerekiyor, komutanla aran iyi ise daha yüksek sicil alıp erken terfi bile edersin) terfi ediyorsun dolaysı ile heyecanlanacak durum yok dedim. Oda çok haklısın dedi.

*****

Ben TSK da 20 yıl görev yaptım. Tankçı Astsubaydım. PKK’nın hedefi 1992 yılı nevruzunda Halk ayaklanması başlatmaktı. Bu sebeple Kara Kuvvetlerinden Jandarma Genel Komutanlığına 1991 yılının Kasım ayında  2 Tabur 13 Bölük olmak üzere Jandarma Komando birlikleri kuruldu. Bende Terörle mücadelede görev yapmak üzere kurulan birliklerden birine Jandarma Komando olarak atandım. Kursları müteakip Diyarbakır da göreve başladım. O yıl PKK ayaklanma denemeleri yaptı hedefine ulaşamadı başarılı olamadı.

Diyarbakır Kulp ilçesinin Esenlik dağlarında bir operasyonda bir mezraya uğradık. Mezrada  bir vatandaş beş yıldır ilk defa Asker görüyorum demişti. Asker her yere ulaşınca yani güvenliği sağlayınca durum değişiyor.

20 yıl TSK da 5 yıl terörle mücadelede çalışan biri olarak şunu rahatlıkla söylerim TSK isterse terör biter. Nitekim 1992 de gittiğimizden bir yıl sonra PKK tek taraflı ateşkes ilan etti.

Yapılması gereken Jandarma Genel Komutanlığı TSK dan ayrılmalı İçişleri Bakanlığı’na bağlanmalı, iç güvenlikten İçişleri Bakanlığı, dış güvenlik TSK sorumlu olmalı. İç güvenlikte çalışanların hukuk nosyonu olmalı.

Konuyu uzmanından öğrenmek için http://www.adnantanriverdi.com adresini tavsiye ederim.

******

MİT Müsteşarı atanırken hangi kırıterle hareket edildi diyor General. Atanan Müsteşarın İstihbarat alanında Doktora yaptığını yok sayıyor sadece Astsubay olduğunu nazara veriyor. Oysa şu anki MİT Müsteşarı Astsubay değil İstihbarat Doktoru. Yani konunun uzmanı.

Unutmayalım Cumhurbaşkanlarımızdan biride çobanlıktan gelmişti. Bazıları hep ona çoban dese de cephe alarak selamlanırdı.

1988 yılında Astsubay Kıdemli Çavuş rütbesi ile Amasya’da görev yapıyordum. Atış denetlemesi vardı. Bende Denetlemede Tank topu atacaktım. Bl. Komutanına toplantıda  hedeflerin arkasına Varil içine de yanık yağla talaş koyma teklifi yaptım.Böylece vuruştan sonra ateş topu çıkıyor daha gösterişli oluyordu. Bl. K. Kabul etmedi. Israr edince bana İki elini belli mesafede açarak komutan bu kadar düşünür, biraz daraltıp Kurmay Başkanı bu kadar düşünür, biraz daha daraltıp ben bu kadar düşünürüm biraz daha daraltıp sen bu kadar düşünürsün dedi. Ben de,

Komutanım düşünce rütbe ile doğru orantılı öylemi dedim. O da evet dedi.

Sonra atış günü geldi. Atış alanına gittik. Korgeneral atışı seyrediyordu. Önce Keşif Bölüğünün Tankı Atışa girdi. Atışı yaptı ve hedefi vurdu. Hedef kare ağaca gerilmiş Er çarşafı olduğu için mermi hedefi delip geçti. Atışı yapan tankın içinden telsizle vuruş dedi. Denetleyen Korgeneral,“Nerde vuruş hedef hala ayakta tekrar atsın” dedi.Atış 3 kere tekrar edildi. Hepsinde aynı olay mermi hedefi delip geçiyor hedef ayakta. Korgeneral atış yapanları Tanktan indirdi ve onlara Asker deyimi ile fırça attı. Oysa önüne önceden hazırlanan batarya dürbününe baksa görecekti üç atışında vuruş olduğunu.

Sonra sıra bize Tank Bölüğüne geldi. Üsteğmen T.A Tank komutanı bende nişancı olarak atış yapmak için Tanka bindik. Ben nişanı hedefin altına toprağa aldım. Üsteğmen T.A beni ikaz etti kısa atıyorsun diye. Bende görmedin mi Komutan vuruşa değil hedefin kalkmasına bakıyor ben hedefi toprakla parçalayacağım dedim. Atışı yaptık. Toz duman arasında hedef parçalandı yıkıldı. Tanktan indik. Korgeneral Üsteğmen T.A ya ödül olarak kol saati verdi. (Fikir benimdi nişanı ben aldım tetiğe ben bastım ama saat ona verildi denetlemeden sonra bana da takdir verdiler A4 kağıdında) Bizi övdü ve Keşif Bölüğündekilere atış böyle yapılır işte bakın vurunca hedef yıkılıyor dedi.

Bölük Komutanım bana gelerek kısamı attın dedi. Evet dedim. iyi düşünmüşsün aferin dedi. Ben de ama ben sizin o gösterdiğiniz kalıpların dışına çıktım. Üsteğmenin yerine düşündüm dedim. Düne atıfla…….

General SOLMAZTÜRK konuştu benim hatıralar canlandı hepsini yazsam sıkılırsınız okumaya.

General SOLMAZTÜRK’ün atamalarda kriterden kast ettiği benim bölük komutanın bana elle tarif ettiği durum sanırım.

Zaman değişti TSK da değişime ayak uydurmak zorunda, statükoyu değiştirmek zor olsada değişecek.

Normalleşme başladı atamalarda eğitime yetişmeye bakıyorlar artık. Yeni atanan MİT müsteşarı İSTİHBARAT DOKTORU. (İnşallah Profesörlüğünü de görür gururlanırız E.Astsubay olarak)  Astsubaylığı çok geride kaldı.

Temennim  MİT’ deki  Subaylar, Müsteşarın İstihbaratın Doktoru olduğunu bilip astsubay diye bakmazlar, Başarı ekip işidir çünkü….. 22.06.2010

Nurettin YAVUZ

Son Düzenlenme Salı, 22 Haziran 2010 19:56
Nurettin Yavuz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

3 yorum

  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Çarşamba, 30 Haziran 2010 20:17 yazan Mehmet ERDİL

    KARDEŞ, Kalemin niyetine eğildim ekranı öptüm. Sen anla artık.

    Raporla
  • Yorum Linki Talha Perşembe, 24 Haziran 2010 17:52 yazan Talha

    Adamların gözüne çöp batmış, baktıklarını göremeyince, "kirden çamurdan " bahsediyorlar. Yüzünü gözünü temizleseler güzeli ne güzel görecekler.Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Nurettin Bey tespitlerinize katılıyorum. Selamlarımla.

    Raporla
  • Yorum Linki bulentuzman Çarşamba, 23 Haziran 2010 17:13 yazan bulentuzman

    Benide gönder oraya Nurettin abi,

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...