Pazartesi, 27 Şubat 2012 09:02

Ön Yargı...!

Evet, ne müthiş bir engeldir ön yargı. Bir insanı, bir toplumu, bir şehri, bir eşyayı sevmeyi ve beğenmeyi adeta engelleme yolundadır. Adeta güzellikleri gitmiş sadece çirkinlikleri kalmış bir varlığı gösterir size.

Ön yargılardan kurtulmak gerçekten zor olan ve uzun uğraşlar gerektiren bir süreç ister. Bunun için önce kişinin kendi iç dünyasını, gönlünü değiştirmesi ve hayata güzel bakmayı öğrenmesi gerekir. Her şeyi kendisinin bildiğini değil, kendisi gibi düşünebilen aklı olan ve bir kalp sahibi olan her insanın da mutlaka bir doğruyu bulabileceği gerçeğini daha başından kabullenmelidir.

 Unutmayalım ki insan bulunduğu noktadan bakışa göre görür cephesini. Bulunduğu konumu değiştirdiğinde gördüğü manzaranın tamamen değiştiğini ve kendisinin gördüğünden çok farklı bir manzara ile karşılaştığını idrak edecektir o zaman.

 Ancak burada önemli olan bir başkasının baktığı yerden bakmadan kendi bulunduğu yerden görebilmeyi anlamak ya da hissedebilmektir. İşte o zaman ön yargılardan tamamen kurtulmuş olursunuz. Yok, eğer siz bulunduğunuz konumu değiştirir ve karşınızda ki insanın bakış açısının yerine geçerseniz aslında yine onun nazarı ile değil kendi nazarınız ile bakmış ve kendi bakışınızın doğrularını kabul etmiş olursunuz. Yani aslında mühim olan karşınızda ki insanın yerine geçmeden o bakış açısına sahip olabilmeyi başarmaktır.

 Aksi takdirde siz her daim ön yargılı olacak ve hep yer değiştirmek durumunda kalacaksınız. Bakınız Ünlü fizikçi Einstein “Ön yargıyı kırmak bir atomu parçalamaktan daha zordur” demiştir.

 Bazen ön yargılardan kurtulmak için ön yargılı konuların üzerine gizli bir perde çekilir. Ve size aslında görmeniz gereken kısım gösterilir ve sonrasında sizde var olan ön yargılar açığa çıkarılarak aslında sizin bakışınızın açılarına göre değer kazandığı anlatılmaya çalışılır.

 Bu bir yöntem olabilir. Ancak kesin bir sonuç değildir. Örneğin; yemeğinde kırmızı hiçbir katkı maddesini yemeyen bir çocuğa iyice acıkmasını müteakiben ışıkları söndürerek mum ışığında sunduğunuz salçalı ve kırmızıbiberli pilavı büyük bir iştah ve lezzetle yedirdikten sonra ışıkları yakacak olursanız, o çocuktan, hayır bu pilavın rengi pembedir yanıtını almanız kuvvetle muhtemeldir.

 Ama siz ona görür bir halde iken bir tadına bak beğenmezsen bırakırsın, devam etmezsin şeklindeki bir ikna ve ya benzeri bir tekniği kullanarak yemeğin tadına bakması noktasında ikna etmeyi başarabilirseniz işte o zaman ön yargısını kökünden ve kalıcı olarak kırma imkânına sahip olabilirsiniz.

 Yani aslında ön yargıları kırmanın yolu onları gizlemek değil bilakis var olduklarını kabul ederek ve zamana bırakarak yok olmalarını, böylece kalıcı ve doğru bir metotla ortadan kaldırılmalarını sağlamış olmaktan geçer. Unutmamak gerekir ki, insan beyni doğruları söylemek ve duymak üzerine yani aldanmamak ve aldatmamak üzerine kurulmuştur.  Bir hayvanı dahi elinde yem olmadan çağıran bir büyük insana güvenirlik duymayan bir dinin mensupları olarak bizler kesinlikle ön yargıları doğrular üzerine bina ederek kırmayı başarmalıyız. Çünkü siz bir kişi için bu ön yargıyı kırmayı başarabilirsiniz ama ön yargılı insanın içindeki ön yargılı bakmak hissini yok etmedikçe ön yargılı bakışlarını asla eksiltemeyeceksinizdir.

 Kişi hayata ve dünyaya kendine özgü tarzı ile bakar. Bir şehre bakan insan bazen bir zulmet karanlığını görürken bazen de bir nurlu kapıyı aralayabilir. Hayata güzel bakan her daim nurlu kapıları aralayacak olan insandır. Güzel gören güzel düşünür güzel görmek ise ancak iman ile mümkündür. Demek kişi önce iman mertebesini kemale erdirmeli ve kendisini geliştirmeye programlamalıdır.

 Ön yargıların kırılmasının yegâne yolu, doğruların aslında bir tane olmadığı, hedefin bir olduğu ve ona giden yolların birden fazla olduğunun kabul görmesi ile olabilir. Hedefe en kolay varma metodu kişiden kişiye, varlıktan varlığa, çevreye, bulunulan ortama göre elbette değişkenlik gösterecektir.

 Unutmayalım ki bir filozofa sormuşlar bu yaşına kadar ne öğrendin? Demiş; “öğrendiklerimin hepsinin en doğru olmadığını ve hiçbir şey bilmediğimi öğrendim demiş.” 

 Ön yargılardan uzak, herkesinde kendi bakış ve anlayışına göre bir doğrusunun olabileceğini, belki de o bakışın daha doğru olabileceğini kabullenebileceğimiz bir dünyada yaşayabilmek dileği ile esen kalınız sevgili dostlar…

Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...