Cuma, 30 Mart 2012 12:02

Kesintisiz Eğitime Dair…

Yüce Yaradan Kuran-ı Kerimin’ de mealen “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”[1]

Bir başka ayeti kerimede mealen “Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.”[2]

İşte yukarıda diyanet işleri başkanlığının mealinden alınan iki adet ayeti kerime yer almakta. Buradan da açıkça görülmektedir ki kadın ve erkeğin zaruret olmaksızın bir arada olması, kâinatın yaratıcısı yüce Allah tarafından kesin bir ifade ile yasaklanmıştır. Bu ifadelerin üzerine bir yorum ve bir açıklama getirilmesi mümkün değildir. Getirilmesi Allaha isyan ve şirk koşmak olur ki hükmü Allah katında verilecektir.

Şimdi buradan yola çıkarak hali hazırda sekiz yıl olan kesintisiz eğitimin on iki yıla çıkarılmasını inceleyelim. Cenab-ı Hakka kulluk farz olduğuna göre ona kulluk vazifesini yerine getirmek üzere gerekli olan ilimlerin öğrenilmesi de her Müslümana farz bir ilimdir. Her Müslüman ibadetlerini yapabilecek kadar, alış verişini yapabilecek kadar İslam fıkhını bilmek zorunluluğunda ve mecburiyetindedir. Bu ilmin çocuklara öğretilmesi her anne ve babaya da farzdır.

Beşeri ilimler ise farzı kifaye ilimler arasında dır. Yani bir belde de doktor yoksa o belde de bulunan her ferde tıp ilmi farz olur. Nihayetinde o belde insanına yeterli olacak kadar tıp doktoru yetiştikten sonra bu farziyet diğer insanların üzerinden kalkar.

Bu aynı şekilde çöp toplayan insanlar içinde geçerlidir. Bölge insanları arasından çöp işi ile uğraşan birileri yok ise bu o bölge halkının tamamının üzerine farz olur. Aynı şekilde yeterli sayıda çöp işi ile uğraşan insan grubunun çıkması ile diğer insanların üzerinden bu farziyet kalkar.

Bu durumun böyle olmasında ki hikmet kanaatimce İslam toplumunun bir dayanışma ve yardımlaşma ortamında yaşamayı gerektirmesinden kaynaklanmaktadır. Toplum olmak toplumsal ihtiyaçların toplumu oluşturan fertler tarafından görülmesini gerektirmektedir.

Ancak toplumsal ihtiyaçları görmek isterken yukarıda ki ayeti kerime meallerinden de anlaşıldığı üzere harama girmek suçtur. Bu durumda insanlığa hizmet etmiş olmadığımız gibi Allaha isyan etmiş ve günahkârlar zümresine dâhil olmuş oluruz.

Yani ergenlik çağına gelmiş kız ve erkek çocukların eğitim almak üzere eğitim kurumlarına gönderirken söz konusu ayeti kerimelerin manalarına uygun ortamlarda okumalarını sağlamak bizler üzerine farzdır. Bu şartları oluşturmaz isek okula kızlarımızın gitmesi öncelikle anne ve babayı mesul kılmaktadır.

Demek on iki yıla çıkarılması düşünülen mecburi eğitim faydalı ve aynı zamanda Kuran-ı Kerimin “ikra yani oku” emrine münasip bir eğitim yapısında dır. Fakat genç kız ve erkeklerin, kanlarının kaynadığı ve buluğa erdikleri ergenlik çağı denilen yaşın en hareketli çağında karma bir eğitim şekli ile uygulanırsa hem Allah’ın emrine aykırı hareket edilmiş olunur, hem de fayda yerine ahlaki yönden olmak üzere zarara uğranılır.

Bizler temel de İslami bir yapıda olan toplumuz. Dolayısı ile İslam’a uygun olmayan yapı toplumumuza fayda yerine zarar getirir. Şu anda hali hazırda var olan eğitim sistemi ve eğitim teşkilatı buna müsait olmadığından mecburi eğitimin on iki yıla çıkarılması toplumumuzu oldukça sıkıntıya sokacaktır. Çünkü hali hazırda bir şekilde vatandaş gerek yurtdışı ve gerekse yurtiçi bazı eğitim sistemlerini kullanarak çocuklarını harama girmeden ve eğitimden de mahrum bırakmadan bu işi çözmektedir.

Şimdi bu mecburiyet karşısında bu imkânlardan faydalanma imkânı kesinlikle ortadan kalkacak ve ciddi sorunlar baş gösterecektir. Devlet ile vatandaş karşı karşıya kalacak ve yeni mağduriyetler söz konusu olacaktır. Ülkemiz artık sorunlar yumağı olmamalıdır.

İşte özellikle CHP nin karşı çıktığı 4+4+4 şeklinde bir eğitim sistemi ile bu ve benzeri mahsurlar ortadan kaldırılarak, kız çocuklarımızın mecburi eğitime tabi tutulurken alternatif eğitim alanlarına ve daha ahlaki usullere münasip alanlarda okuma imkânına kavuşturularak bu mahsurunda hiç olmazsa kısmen önüne geçilmiş sağlanmalıdır.

Ülkemiz, gerçek anlamda çağdaş, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olmak yolunda ilerlemeyi hedeflerken, kafa yapılarının gelişmiş, modern din olgusunu algılayabilen, hakiki manada Kuran-ı anlayan, evrensel manada bakışa sahip, manevi duygularla yüklü nesillerin yetiştiği bir ülke olmalıdır.                                                        



[1] Zariyat Suresi 56. Ayeti kerime meali

[2] Nur Suresi 31. Ayeti kerime meali

Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...