Cuma, 22 Şubat 2013 10:46

Türkiye açılımı

Yeni yargı paketinde darbe mağdurlarının mağduriyetlerinin de giderilmesi isteniyor. “Şimdi Türkiye açılımına ihtiyaç var” diyen emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağlayan, “4. Yargı paketinde darbe mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi de yer almalıdır” diye konuştu.

 

KENAN ADEM KIZILAĞIL / ANKARA

 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in yanı sıra bazı bakanlar ve parti kurmaylarının da katıldığı toplantıda 4. Yargı Paketine son şekli verildi. Düzenlemede birçok yeni reform yer alırken, hukukçular brifingli yargı kararları ile haksızlığa uğrayanların mağduriyetini giderecek yeni bir yargı paketine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

 

“Şimdi Türkiye açılımına ihtiyaç var” diyen emekli Hâkim Binbaşı Yusuf ÇağlayanDarbe dönemlerinde hukuki kılıf giydirilerek gerçekleştirilen tasarrufların süregitmesinin sebebini anlamak mümkün değildir. Bu mağduriyetlerin giderilmesinin tek yolu, yasal düzenlemedir. Bunu gerçekleştirmek de TBMM’nin görevidir. sadece geçmişle kalmayarak, geleceğini de bu hukuki dayanaktan yoksun statüye katlanarak yaşamak zorunda olmak, hiçbir hukuk ve vicdan anlayışı ile bağdaştırılamaz” dedi. 

 

Yasal düzenlemeler yapılmalı

 

“Darbe dönemlerinde ve özellikle de 28 Şubat Sürecinde binlerce insanımızın geri kalan yaşamları üzerinde derin yaralar açan hukuk dışı tasarrufların hiç değilse geleceğe dönük olarak ortadan kaldırılması gerekmez mi?” diye soran Çağlayan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Darbe suçu ile yargılananların gerçekleştirdiği tasarruflar, süre giden bir hak mahrumiyeti statüsü tesis etmiştir. Yapılacak en önemli icraat, halen süre giden bu hak mahrumiyetlerine son vermektir. TBMM bu hukuk dışı süreçlerde ihdas edilen hak mahrumiyeti statülerini hiç değilse geleceğe dönük olarak sonlandırmak durumundadır. Çünkü, bu hak mahrumiyetine sebebiyet verildiği dönemde pozitif hukukun cevaz vermediği bu işlemler, günümüz pozitif hukuku karşısında da meşru bulunmamaktadır. Hal böyle iken sırf darbe dönemlerinde hukuki kılıf giydirilerek gerçekleştirilen bu tasarrufların süregitmesinin sebebini anlamak mümkün değildir. Bu mağduriyetlerin giderilmesinin tek yolu, yasal düzenlemedir. Bunu gerçekleştirmek de TBMM’nin görevidir. Sadece geçmişle kalmayarak, geleceğini de bu hukuki dayanaktan yoksun statüye katlanarak yaşamak zorunda olmak, hiçbir hukuk ve vicdan anlayışı ile bağdaştırılamaz.” 

 

Çağlayan, “Madem ki bir toplumsal uzlaşmaya gidilecek, geçmişin üzerine bir sünger çekilerek geleceğe bakılacak ise, 4. Yargı paketinde darbe mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi de yer almalıdır ya da yeni bir yargı paketi acilen gündeme alınmalıdır” dedi.

 

Askeri yargı ne kadar bağımsız?

 

Askeri yargının verdiği kararlar hakkında da açıklamalarda bulunan Çağlayan, “TBMM kabul ettiği Anayasa değişiklik paketinde, Askeri Yargı ile ilgili hükümleri ve özellikle de AYİM ile ilgili Anayasa hükmünü değiştirmiştir. Gerekçesi ise, AYİM’i yargı bağımsızlığı güvencelerine ve üyelerini de hakimlik teminatına kavuşturmak. Bu şu anlama geliyor: Bu değişikliğe kadar askeri yargının yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatı yeterli değildir… O zaman bu değişiklikten önce verilen ve özellikle de darbe süreçlerinde verilen kararlar ne kadar hukukidir. Üstelik, davalara uygulanan yasalar da TBMM tarafından çıkarılmamış. Yani hukuki anlamda yasa değil… Bir örnek verecek olursak: 29.7.1983 tarih ve 2870 sayılı kanunun 4 ve 7 nci maddeleri ve bu kanun ile değişik 926 Sayılı TSK Personel Kanununun 50/c ve 94/b maddeleri…Bu maddeler, TSK’dan ilişik kesmeyi düzenleyen hükümlerdir. Üstelik, YAŞ kararlarını yargı denetimine kapatan düzenlemedir. Anayasanın 125. maddesini bypass eden yasadır. Bu tarihten sonra ilişik kesme işlemlerine yargı yolu açık olsun, kapalı olsun bu maddeler uygulanmış ve davalar bu maddelere göre esastan karara bağlanmıştır. Bu maddelerin çıkarıldığı 29.7.1983 tarihinde meclis yoktur. Yani yasama organı yoktur. Bu yasa bir Konsey yasasıdır. Bu konsey yasası günümüze kadar yargı tarafından uygulanmıştır. Böylece, darbe dönemlerinde ihdas edilen hak mahrumiyetlerine yargı kararı ile süregiden bir statü özelliği kazandırılmıştır” diye konuştu.

 

Olasılık mahkûmları ne olacak?

 

“Hiçbir şiddet eylemi olmadığı halde, evinde yakalanan dini kitaplar örgütsel doküman kabul edilerek terör örgütü mensubu olmak suçlaması ile halen cezaevlerinde hükümlü bulunan dindar insanlar neden kapsam dışında kalmıştır?” diye soran Çağlayan,  “Hiçbir şiddet eylemi olmayan insanlar potansiyel suçlu kabul edilerek 28 Şubat sürecinde DGM’ler tarafından ağır cezalara çarptırılmış insanlar bulunmaktadır… Eğer toplumsal barışı sağlamak amacıyla bir yargı paketi çıkarılacak ise, toplumun belli kesimleri değil, bütün kesimlerinin kapsama alınması gerekir” dedi. 

 

Son Düzenlenme Cuma, 22 Şubat 2013 10:48
Yusuf Çağlayan

Emekli Askeri Hakim

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

3 yorum

  • Yorum Linki Kirectepe Perşembe, 07 Mart 2013 15:13 yazan Kirectepe

    MADDE 2- 1602 sayılı AYIM Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent ile aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

    “ı) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

    Birinci fıkranın (ı) bendi kapsamına giren kararlar hakkında yargılamanın iadesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.”

    http://www.haber10.com/haber/348784/
    *****
    Sn.Caglayan,
    4. YARGI PAKETI 2.MADDE'sinde gecen AIHM ile bizim ANAYASA MAHKEMEMIZ es-deger kabul edilebilirmi ?
    Bu MADDE 2 bizi kurtarirmi ?
    Saygi ile.

    Raporla
  • Yorum Linki Abdurrahman Ersen Cumartesi, 23 Şubat 2013 12:09 yazan Abdurrahman Ersen

    Gayretleriniz için çok teşekkür ederiz, umarım kısa sürede kararname mağdurlarına uygulanmış haksızlıkları gideren düzenleme yapılır da yaralara merhem sürülür.

    Raporla
  • Yorum Linki Bayram Ali ÇALIŞKAN Cuma, 22 Şubat 2013 20:16 yazan Bayram Ali ÇALIŞKAN

    Sayın ÇAĞLAYAN'IN görüşlerine aynen katılıyorum.Toplumsal barışa katkı sağlanmak isteniyor ise 4.yargı paketinin kapsamı genişletilerek hak yoksunluklarını bertaraf edecek düzenlemeler yapılmasının hak,adalet ve hakkaniyet ölçülerinin gereği olduğunu unutmamak gerekir.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...