Pazartesi, 16 Haziran 2008 09:24

VEKİLLERİMİZE !

VEKİLLERİMİZE!

Vakit gazetesinde 12 Haziran 2008 Perşembe günü sürmanşetten “Ağlama Duvarı’nda bir bürokrat” başlığı ile 3 fotoğraf yayınladı. Fotoğrafın birinde bürokrat, şapkalı (zira oraya baş açık girmek Yahudi inancına göre yasak bizim üniversitelere inat) ellerini duvara dayamış yalnız ve huşu içinde dua ediyor. Gazete bürokrat demiş ismini vermemiş. Ben resme bakınca Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker BAŞBUĞ olduğunu hemen tanıdım nasıl tanımam Kara Kuvvetlerinde 10 yılı sakıncalı personel olmak üzere toplam 20 yıl Astsubay olarak görev yaptım. Sakıncalı personel olmam işimi kötü yaptığımdan, aşırı borçlandığımdan, bilgi beceri ve bedeni kabiliyetimin eksikliğinden, zimmetime para geçirdiğimden ve devletin kaynaklarını şahsım için kullandığımdan kaynaklanmadı. Askeri okuldan ikinci olarak mezun olmuş, değişik kademedeki komutanlarından bol takdir alan bir personeldim sakıncalı olana kadar. Sakıncalı personel olmam eşimin başörtülü olmasından, benimde dini inançlarımı yerine getirme gayretinde olmamdan ve namaz kılmamdan kaynaklandı.

Sakıncalı olarak 10 yıl çalıştım Kara Kuvvetlerinde, dilekolay 10 yıl. Olağan olarak 20 kez Yüksek Askeri Şura toplandı 10 yılda. Şuranın toplandığı o günler de ailece hep az konuşuruz, dışarı çıkmayı pek istemeyiz. İçimizde hep aynı endişe belki yarın; önceki Şurada “Re’sen Emekli” edilen arkadaşlarımız gibi yargılanmadan yargıya müracaat etme hakkımız olmadan “Disiplinsizlik ve irtica” yaftasıyla görevden re’sen emekli edilme endişesi. Hanıma ve üç çocuğuma üzülmeyin gevşemeyin Allah Rahimdir merhamet eder, Hakimdir abes iş yapmaz, Rezzaktır bizi rızıksız bırakmaz, bir kapıyı kapayan diğerini açar Allaha şükür elim ayağım tutuyor, yüksek okul diplomam var ben size bakarım, nevinden cümlelerle hep moral vermeye gayret eder, yüreğimin ta derinlerin de çok azda olsa o taşıdığım endişeyi hissettirmemeye çalışır daha dik dururdum o günlerde. Hangi birini anlatayım çektiğim sıkıntıların? varın siz düşünün bu durumdaki bizlerin psikolojisini.

Bunları düşünürken uzun uzun generalin ağlama duvarı önündeki resmine baktım. Bilhassa gözlerine baktım generalin. Gözler yalan söylemez ya..! General dua ederken huşu içinde, İsrailli Yahudi ile beraberken gözlerinin içi gülüyor oysa o günlerde bizim gözlerimizden okunurdu içimizde yaşadığımız endişe. Bu generalin de içinde olduğu Şura’lar kaç kişinin gözlerinde ki parıltıyı silmek istedi sırf dua ediyor diye. Kutlu Doğum Şölenini irticai faaliyet gören, dinin emirlerini çağdışı sayan “Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği,….. çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş……” cümlelerinin yer aldığı 27 Nisan bildirisi yayınlandı generalin de içinde olduğu heyet tarafından..! Millete rağmen endişe duymadan

Yaşadığımız her türlü sıkıntıya rağmen 20 yıl görev yapmaktan onur ve gurur duyduğum İslamın ve Türk Milletinin kılıncı, şanlı ve şerefli ordumuzdan, inandığı gibi dua ediyor, ağlama duvarı yerine Kabe’ye camiye gidiyor diye “Disiplinsizlik ve irtica” yaftasıyla Re'sen emekli edilerek uzaklaştırılan arkadaşlarım  ne mi yapıyor? Kanunsuzluğa, kirli işlere bulaşmadan, umutla gözleri gülerek ve huşu ile ibadetlerini yaparak demokratik yollardan onların disiplinsiz demelerini fiilen yalanlayarak, kurdukları Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) vasıtasıyla gasp edilen haklarını arıyor, yargılanmak için mücadele veriyor ve haykırıyorlar,  seslerinin ulaştığı yerlere “Ben Disiplinsiz Değilim” .

Generalin masonların ağırlıkta olduğu “Büyük Kulüp” adlı dernek üyeliğine müracaat ettiğini ve TSK İç Hizmet Kanunun 43 ncü Maddesinin üyeliğine mani olduğunun yok sayılarak üyeliğe kabul edildiğini birkaç gün sonra yine basından öğreniyoruz. Bir tarafta Büyük Kulüp üyesi ve Ağlama Duvar’ında dua eden, diğer tarafta Namaz kılıp dua ediyor diye TSK mensubu Subay ve Astsubayları “disiplinsiz” ilan ederek Re’sen emekli eden Şura üyesi, ikisi de aynı general. Ne hazin bir hal..!

Asıl olarak vekillerime bilhassa “Genel Kurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı bir kurumdur” diyen başvekilime sesleniyorum; ya bu çifte standarda dur diyerek cesurca bu hukuksuzluklar için gereğini yapınız ya da emanetimi geri veriniz sizleri azlediyorum. Başvekilim ve vekillerim diyorsanız ki, biz çekiniyoruz kökü dışarıda dalları içerde ifsat komiteleri, keyfiliğe kanun diyen hukuk tanımazlar bize devamlı rahmetli Adnan MENDERES’in akıbetini hatırlatıyorlar . Cesur olunuz size ve onlara diyorum ki, rahmetliyi vekil tayin eden dedelerimiz ve babalarımıza rahmetliye sahip çıkamadıkları için kızıyor ve onları kınıyoruz. Çocuklarımız ve torunlarımızın bizi kınamaması ve kızmamaları için sizlere sahip çıkacağımızı cümle aleme ilan ediyoruz.

                                                                                                                      Nurettin YAVUZ

                                                                                                                       E.Astsb.Kd.Bçvş.

                                                                                                                      16 Haziran 2008

Son Düzenlenme Cumartesi, 21 Haziran 2008 07:21
Nurettin Yavuz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...