Perşembe, 28 Mayıs 2015 10:57

Gidin İsrail’e Söyleyin; “Bu Ümmet Geri Döndü,”

Ayasofya Peygamber (sav) Efendimizin övdüğü İstanbul’un fethinin simgesi. İslam bir beldeye işgal için değil adaletin ve huzurun temini için gelir. Bunun adı da fetihtir. Fethettiği beldelerde halka İslam’a gir baskısı yapılamaz. Teklif edilir. Girerlerse ne ala.

 Ancak savaş ganimeti olarak elde edilen mallar tartışmasız helaldir. Ganimet o beldeyi fetheden asker ve kumandanları arasında pay edilir ve tasarruf hakkı ganimetin sahibine aittir.

Ayasofya Camii de fethin övülen kumandanı Fatih Sultan Mehmed’e taksim edilmiş bir fetih ganimetidir ve cami olarak kendisi tarafından vakfedilmiştir. Bu nedenledir ki bu cami hakkında tasarruf hakkını alan devlet kesinlikle gasp etmiş ve Fatih’in vakfiye bedduasına namzet olmuştur.

1934 te tafsilatına girmeyeceğim Balkan Paktına girmek maksadı ile Avrupalılara şirin görünmek adına müzeye çevrilmiş ve cami olmaktan çıkarılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Avrupalıların Müslümanlardan intikam alma duygusu açığa çıkmıştır. Ayasofya’nın yeniden kilise yapılması hayali bu dönemde açığa çıkmış ve sinsi bir planla önce müzeye sonrasında da kiliseye çevrilmesini hedeflemişlerdir.

Ancak bu milletin içinde var olan iman aşkı her geçen gün kaynamış ve adım adım İslam’ın hâkimiyetine çaba harcayan bir enerjiye dönüşmüştür. Çok bedeller ödenmiş nice ilim adamları asılmış, nice devlet adamları zindanlarda hakaretlere uğramışlardır. Ancak onlar yılmamışlar ve mükâfatlarını baki olan Rablerinden beklemişlerdir.

Bugün Türkiye’de yaşananlar siyasi bir kavga değil iman ve küfür kavgasının şekil değiştirmiş bir yansımasıdır. Halk artık ilim adamlarının ödediği bedellerle değil kendisi bedel ödeyerek bu kavgadan galip çıkmayı arzulamaktadır.

Ayasofya’nın cami olarak açılmasına bir mekân olarak ihtiyaç yok aslında. Onun yerine bedel daha nice ibadethaneler yapılabilir. Burada önemli olan iman ve küfür mücadelesinde simge olan ve manevi kuvveti olan motivasyon vesilesi olan simge bir caminin ibadethane olarak yeniden faaliyete geçirilmesidir.

Bugün yeryüzünde Kudüs yani Mescidi Aksa ve Ayasofya’dan başka işgal altında olan bir simge yok. Son virajı dönmek üzereyiz. Ayasofya Mescidi Aksadan önceki son kale. Burasının ibadete açılması rakiplerimizin planlarının suya düştüğünün göstergesi olacak. Yenilmek üzere olan ordunun yere düşen sancağının heybetle şahlanışı son bir gayret olarak orduyu zafere taşıyabilir.

İşte Ayasofya merkezi hilafetin yere düşmüş sancağı konumundadır. Bu millet bunun farkına vardı. Tüm şahlanışı ile açılması yönünde ihtiyarını kullanıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bu planı bozmak için yola çıkarken şer odaklarının oynayabilecekleri oyunlara provokatif eylemlere düşmemektir.

Bugüne kadar asgari yaşam mücadelesi veren Müslümanlar kamu alanında bir nefes hakkı alır almaz soluğu Ayasofya da aldı. Artık nefes alacağı alanı genişletmek istiyor. Müslümanların başsızlığının sonucudur ki küfrün ayakları altında ezilen namus ve şerefini kurtarmak istiyor.

Ümmet ilk defa 24 Mayıs 2015 tarihinde kendi ideolojisiyle değil ümmet bilinci ile Ayasofya meydanında haykırdı; “Zincirler kırılsın Ayasofya açılsın.” Hiçbir cemaat, grup ve sivil toplum kuruluşu kendini öne çıkarmadı. Önde olan sadece ümmet idi, İslam şuuru idi.

Bu demektir ki gerçekten Ayasofya ibadete açılacak. Zaman yaklaştı bize düşen daha samimi ve ihlaslı bu düşüncede sebat etmek. Bedeli ne olursa olsun geriye bakmamak. Hep ileri atılmak. Artık Siyonizm’in, İngiliz’in planı tutmuyor. Küfrün başını ezecek siyah Sancaklıların ümmetin gözünden düşürülmesi için sahneye çıkarılan DAEŞ bile bu ümmeti uyutamadı.

Çünkü ümmet artık uyandı. Küfür telaş içerisinde tek millet haline geldi. Ama korkmayın endişe etmeyin ve gidin İsrail’e söyleyin; “Bu Ümmet geri döndü.

 

                                                                                                                                  28.05.2015

Son Düzenlenme Perşembe, 28 Mayıs 2015 10:59
Ersan Ergür

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « YAKARIŞ Ayasofya’ya Saadet Zinciri, »

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...